Üniversiteyle şehri birleştiren Merkez

AvrupaAkdeniz Gençlik Araştırma ve Uygulama Merkezi, Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın girişimleri ile Yükseköğrenim Kurulu Başkanlığı'nın onayı sonucu 2012 yılında Akdeniz Üniversitesi'nde (AÜ) kuruldu. Önemli kuruluşlarla yaptığı işbirlikleri sonucu hayata geçirdiği projelerle çocuk, genç, yaşlı ayırt etmeksizin birçok insanın hayatına dokunmayı başaran Merkez'in Müdürü AÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Nihal Kubilay Pınar, merkezi ve projelerini anlattı.

KALİTE ETİKETİ VAR

2012 yılında kurulan derneğin başına 2016 yılında geçen Yrd. Doç. Nihal Kubilay Pınar, Eğitim Fakültesi'nde görev yapan öğretim üyelerinin kuruduğu Merkez'in 6 yılda birçok önemli işin altına imza atmayı başardığını söyledi. Eğitim programlarının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de büyük önem verdiklerini anlatan Pınar, kendisinin görevde olmadığı süreçte Merkez'in ilk günleri hakkında şunları söyledi: ''Merkezimiz, kurulduğu yıl, ilk eğitimini Avrupa Konseyi ve SALTO-Euromed Gençlik Araştırma Merkezi'nden gelen MOSAIC grubuyla gerçekleştirdi. Bu süreçte bu tür kuruluşlar için büyük öneme sahip 'Kalite Etiketi'ne başvuru yapıldı ve hem Türkiye'den hem de Avrupa ve Akdeniz ülkelerinden gelen gençlerin katılımıyla 86 farklı eğitim programına ev sahipliği yaparak kırılması zor bir rekorun altına imza attı ve unvanı almaya hak kazandı.''

'ÜNİVERSİTELER ŞEHİRLE BÜTÜNLEŞMELİ'

2014 yılında Viyana Üniversitesi'ndeki görevini bırakarak Türkiye'ye gelen ve Akdeniz Üniversitesi'nde çalışmaya başlayan Pınar, 2016 yılında Merkez'e müdür olarak atandığını söyledi. Pınar, ''Merkezin çalışmalarını daha önce de takip ediyordum. Teklif edildiğinde seve seve kabul ettim. Üniversitelilerin içerisinde olmaktan, gençlerle çalışmaktan ve toplum için bir şeyler üretmekten son derece mutlu olan bir insanım. Türkiye'ye döndüğümden beri en büyük isteğim üniversite ve toplumu bir araya getirmekti. Ben, Antalya'da bunun eksik olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerin, genç nüfusu nedeniyle güzel bir enerjisi var.Her zaman bu enerjinin kullanılmasından yana oldum. Üniversiteler, kendi içine kapanıp şehirle bağlantısını kesmemeli aksine şehirle bütünleşmeli. Bizde bu doğrultuda çalışmalar yürütmeye çalışıyoruz. Faal olmak zorundayız '' diyerek sözlerini sürdürdü.

AB'DEN MADDİ DESTEK

Göreve başladıktan sonra birçok sosyal sorumluluk projesini ve eğitim programını tamamladıklarını anlatan Pınar, sözlerine şöyle devam etti: ''Merkezimizin ana binasının bulunduğu Adrasan'da, o bölgede yaşayan gençlere dönük bir çalışma gerçekleştirdik. Onları, iş hayatına çekebilmek ve mesleki deneyim kazandırabilmek adına bir eğitim programı hazırladık. Bu projemizde Avrupa Birliği'yle birlikte çalıştık. Yazmış olduğumuz proje sonucu Birlik'ten bir fon alarak bu işi yaptık. Çok da yararlı bir iş oldu.''

'İYİ Kİ BU MERKEZDEYİM'

Genellikle öğrencileriyle birlikte projeler ürettiklerini ve bunları hayata geçirdiklerini belirten Pınar, ''Bu doğrultuda öğrencilerimizle birlikte çalışmalar yapıyoruz. Projemizin içeriğine göre o alanda eğitim gören öğrencilerimizi yanımıza alarak harekete geçiyoruz. 'Sevgi Evleri' projemizde, Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü'nde okuyan 6 öğrencimizle birlikte 'Sevgi Evleri'nde kalan 5-6 yaşlarındaki miniklerle, boyama etkinliği gerçekleştirdik. Böylece hem geleceğin öğretmenleri tecrübe kazandı hem de o çocuklarımız unutulmaz dakikalar yaşadılar. Onların gözündeki pırıltıyı görünce tüm yorgunluklar geçiyor ve insan 'İyi ki bu merkezdeyim' diyor'' diyerek mutluluğunu paylaştı.

'KAMPÜSTE AĞIRLADIK'

Bir başka projelerinde ise kendilerine Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğrenim gören7öğrencinin eşlik ettiğini anlatan Pınar, ''Engelsiz Sanat Projesi kapsamında üniversitemize gelen çocuklarla resim çalışması yaptık. Onları, birkaç gün kampüsümüzde misafir ettik. Hayatları boyunca unutamayacakları anlar yaşadılar. Yemekhanemizde yemek yediler, kantinlerde oturup bizlerle, öğrencilerimizle vakit geçirdiler. Proje sonunda da Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Ünal, kendilerine katılım sertifikası takdim etti. Çok mutlu oldular'' dedi.

BU DEFA YAŞLILAR OLACAK

Yakın zamanda hayata geçirecekleri projeler hakkında da bilgi veren Yrd. Doç. Nihal Kubilay Pınar, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: ''Şimdiye kadar gençler ve çocuklarla çalıştık ancak bir sonraki büyük projemizde yaşlıları da işin içine katmayı düşünüyoruz. Hatta bir kaynaşma olacak. Kepez ilçesi Kültür Mahallesi'nde yer alan Özgecan Aslan Kültür Merkezi'nde eğitim gören 12 yaş üstü çocuklarımız ve huzurevlerinde kalanlarla bir tiyatro etkinliği düzenleyeceğiz. Akdeniz Üniversitesi'nin bünyesinde oluşturulan personel tiyatrosu ekibimizle birlikte sahneye çıkacaklar bu bulduğumuz kişiler. Çalışmalar başladı. Nisan ya da Mayıs ayında oyunumuzu sergileyeceğiz. Tiyatro etkinliğinden sonra da söyleşiler düzenlemeyi planlıyoruz. Ancak program henüz netleşmedi.''

HER ŞEY SİSTEMATİK

Tüm bu işleri bir ekiple gerçekleştirdiklerini de anlatan Pınar, ''Bir yönetim kurulumuz var. Rektörlük çalışanı Rabia Vezne'nin yanı sıra Doç. Bayram Bıçak, Doç. Bekir Direkçi ve Yrd. Doç. Yunus Pınar'dan oluşan bir yönetim kurulumuz var. Projelerden tutun da bütçe dengesine, yapacağımız ödemelere kadar hep birlikte karar alıyoruz. Biz, kararı aldıktan sonra Üniversite yönetimimizin onayına sunuyoruz ve sonrasında harekete geçiyoruz'' diyerek sözlerini sürdürdü.

SPONSOR İSTEĞİ

En büyük sıkıntıların çoğu zaman maddi yönden olduğunu söyleyen Pınar, sözlerine şöyle son verdi: ''Öğrencilerimizin projelere katılımı bizi son derece mutlu ediyor ancak iş sadece bununla bitmiyor. Fikir, bir şekilde üretiliyor ancak çoğu zaman sponsor bulma noktasında sorun yaşıyoruz. Bizim derdimiz para değil. Yardımcı olmak isteyenler, bir projemizde öğrencilerimizin ulaşım sorununu çözmesi bile bizim için büyük anlam teşkil ediyor. Her türlü desteğe açığız. Bu tür sorunlarla uğraşmazsak daha çok proje üreteceğimizden şüphem yok. Daha önce birçok projemizi, ekonomik sıkıntılar nedeniyle iptal etmek ya da ötelemek zorunda kaldık.''(Abdullah Özkan)