İL Sağlık Müdürlüğü önünde 'Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Ölümleri durdurun' konulu basın açıklaması düzenleyen Antalya Tabip Odası 'Algıyı değil salgını yönetin' isyanında bulundu. Tüm Türkiye'de aynı anda yapılan basın açıklamasını Yönetim Kurulu Üyesi Naci İşoğlu okudu. Basın açıklamasında 'Ölümleri durdurun. Uyguladığınız sağlık politikalarının iflas ettiğini artık görün' diyerek çağrı yapıldı. SALGINI YÖNETİN Basın açıklamasını okuyan Naci İşoğlu, 13 Nisan Çarşamba günü açıklanan iki haftalık kısmi kapanmanın salgın yönetiminin ne denli başarısız olduğunun ifadesi ve bilim dışı bir anlayışın ürünü olduğunu kaydederek 'Yaşadıklarımızdan ders almamaya ve halen 'kısmi' adı altında, göstermelik kısıtlamalarla salgını büyütmek için ısrar ediliyor. Bu önlemler de, artışı durduramayacak ve sağlık çalışanlarının karşılaştığı zorlu koşulları değiştirmeyecek. Bugün yapılan, salgını yönetmek değil algıyı yönetmeye çalışmak. Gerçeklerin er geç gün yüzüne çıkmak gibi huyu var' ifadelerine yer verdi. 'AŞI TACİRLİĞİ' 14 Nisan verisine göre 7 milyon 728 bin 915 kişi iki doz tam aşılı, 3 milyon 893 bin 423 henüz birinci doz aşı yapıldığını belirten İşoğlu, 'Tam koruma sağlanmadı. Bunun anlamı göçmen nüfusla 90 milyon olan ülkemizde tam aşılı olanların oranı yüzde 8,5 civarında. Yani yüzde 91,5 halen tam aşılı değil. Tam anlamıyla korumasız. Dört ayda geldiğimiz nokta budur. 'Aşı umudu tacirliği' yaparak, oyalamayla gerçeklerin üstünü örtemezsiniz. Pandemide mevcut durumumuz, her gün Sağlık Bakanlığı'nca açıklanıyor. Bu tablo asla pandemiyle mücadelenin gurur tablosu olamaz. Bu günlerde bize gösterilen rakamlar olsa olsa hezimetin, utancın tablosudur. Resmi rakamlara göre vaka sayısı günlük 60 bini geçti. Türkiye kırmızıya boyandı. Yine biliyoruz ki gerçek rakamların en az üçte birini ifade eden resmi rakamlarda bile her gün neredeyse 300'e yakın canımızı kaybediyoruz. Sadece böyle giderse ayda 9 bin yılda 100 bini geçen sayıda ölümle yüzleşeceğiz' açıklamasını yaptı. 'ÇAĞRILARIMIZ YANITSIZ KALDI' 'Bu canlar; annemiz, babamız, kardeşimiz, evladımız, can yoldaşımız, akrabamız, komşumuz, çalışma arkadaşlarımız. Yani bu canlar bizim canlarımız. Yani insanlarımız, önlenebilir ve korunabilir hastalıktan dolayı yaşam hakkını kaybediyorlar. İşte bu yüzden 'Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Ölümleri durdurun' diye haykırıyoruz' diyen İşoğlu, 'Sürecin başlangıcından itibaren mesleğimizin üzerimize yüklediği sorumlulukla söylenmeyen gerçekleri söylemeye, gizlenenleri görünür kılmaya çalıştık. Çok fazla sayıda canlarımızı kaybettik. Şeffaf olmayan yaklaşımlarla, bilimi ve gerçekleri saf dışı tutarak mücadelenin olamayacağını ısrarla haykırdık. Sağlık Bakanlığı'na gelin bu işin üstesinden topyekün birlikte gelmeye çalışalım, bağımsız bilim kurulları oluşturalım, gerçekler üzerinden önlemlerimizi alalım dedik. Ancak tüm çağrılarımız ne yazık ki Sağlık Bakanlığı'nın duvarlarını aşamadı. Defalarca yazılan yazılar ve görüşme taleplerimiz cevapsız kaldı. Haykırışlarımız, çığlıklarımız duyulmamış, gözler önüne serdiğimiz gerçekler görülmedi' dedi. 'TANIKLIK ETMEKTEN TÜKENİYORUZ' Açıklamada 'Bugün buradayız çünkü ölümleri görmeye tahammülümüz kalmadı' ifadelerine yer veren İşoğlu, 'Her gün çaresizlik içinde önlenebilir yeni ölümlere tanıklık etmekten tükeniyoruz. Bugün buradayız çünkü meslektaşlarımızın, tüm çalışma arkadaşlarımızın tükendiğine, toplumun tükendiğine tanıklık etmeye tahammülümüz kalmadı. Hastanelerimiz Covid-19 hastalarıyla doldu, yeni açılan servisler dahi ihtiyacı karşılamaya yetmiyor, yoğun bakımlarda yer bulunamıyor. Kronik hastalığı olan insanlarımız, ertelenemez sağlık sorunları için gereken hizmete ulaşamıyorlar. Koruyucu Sağlık Hizmeti almak zorunda olanlar olması gerektiği gibi hizmet alamıyorlar. Fiziksel altyapıların yetersizliği hizmet sunanlarla alanların sağlığını tehdit ediyor. Tüm bunlar ortada iken bütçenin kara delikleri, geleceğimizi gasp eden şehir hastanelerine kaynaklarımızı heba ediyoruz. 'Artık yeter' demenin zamanı çoktan geçti. Bu karabasandan kurtulmak dünyaya örnek olmak sermayenin değil halkın sağlığını öncelemekle olur' açıklamasını kaydetti. TÜM TÜRKİYE'DE AYNI ANDA İşoğlu açıklamaya şu şekilde devam etti: Bugün Türk Tabipleri Birliği olarak, tüm sağlık çalışanları olarak, tüm toplum olarak en doğal hakkımız olan sağlık hakkımız, iktidarı uyarmak, topluma çağrıda bulunmak için illerimizi temsilen giden başkanlarımız ve diğer yöneticilerimiz Ankara'da Ulus Meydanı'ndalar. Türkiye'nin her yerinde Sağlık Müdürlükleri önünde bizlerle aynı anda haykırıyorlar. Yaşam hakkımızdan vazgeçmiyoruz. Ölümleri durdurun. Uyguladığınız sağlık politikalarının iflas ettiğini artık görün. İnsanı önceleyen sağlığa bütüncül olarak bakan tüm bileşenlerin katıldığı sağlık sistemleri oluşturmak mümkün. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı, bağımsız yerel pandemi kurullarına devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık emek ve meslek örgütleri ve toplum mutlaka dahil edilmeli.' HABER/Dilan ERAY