ANTALYA Yardım Gönüllüleri Eğitim ve Proje Derneği (YAGEP) Yönetim Kurulu Başkanı Umut Araz, Antalya'da evsizlerle ilgili yetkililerin gerekli çabayı göstermediğinden yakındı. Başkan Araz, Antalya'da 250'ye yakın evsiz olduğuna, bunların arasında kadın ve çocuk evsizlerin bulunduğuna ve çok kötü şartlarda yaşadıklarına dikkat çekti. Evsizler için neler yapılabileceğinianlatan Araz, 'Bu insanların en büyük sorunu, aidiyet duygularını yitirmiş olmaları. Kendilerini ne aileye ne topluma ne de başka bir şeye ait hissediyorlar. Bizim bütün derdimiz bunlara dikkat çekmek' dedi.

4'TE 3'Ü BAĞIMLI

Dernek olarak yaklaşık 6 yıldır Antalya'daki evsizlerle ilgili gönüllü faaliyet yürüttüklerini belirten Başkan Araz, 'Antalya'daki evsiz insanlar iki kısma ayrılıyor. Birincisi bağımlı evsizler, ikincisi ise ruhsal sorunlarından dolayı sokakta yaşayan evsizler. Bağımlı evsizlerin oranı daha yüksek. Evsizlerin 4'te 3'ü bağımlı. Yaş ortalaması skalası çok geniş. Çocuk yaşta, 13-14 yaşından başlayıp, 80 yaşına kadar olan evsizimiz var. Evsizler için öncelikle, kurumlarda farkındalık çalışmaları yürütüyoruz. Kurumlarla görüşüyoruz. Ne yazık ki kurumlar, evsizlerin sorunları hakkında topu birbirlerine atıyor. Çözüm önerilerimizi kaymakamlıklara sunduk, Valiliğe sunduk. Zira evsizler, sokakta ve her an suça müsait ortamlarda yaşıyorlar. Aidiyet duyguları yok. Sokakta empati duygularını bir süre sonra kaybediyorlar. Yüzde 90'ı kimliksiz. Kimliklerini ya kaybediyorlar ya da bilerek yırtıyorlar. Suça eğilimli olan, cezaevine girmiş çıkmış, dosyası olan çok sayıda evsiz var. Bu durum hem halk sağlığı hem de vicdan sorunudur. Çünkü sokakta hiçbir şekilde, hiçbir ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar' şeklinde konuştu.

SIKINTILAR CİDDİ

Dernek olarak evsizlerin ilaçlarını gönüllü aldıklarını söyleyen Araz, 'Giysilerini dağıtıyoruz. Akşamları yemek veriyoruz. Kurumlarda oluşturduğumuz farkındalıklar ile biraz ilerleyebildik. 2-3 yıl önce, 'Antalya'da evsizlerle ilgili bir çözüm geliştirmemeliyiz, yoksa Antalya evsizler cenneti olur' diyorlardı bize. 2 yıldır belediye, kötü şartlarla da olsa evsizlere 2-3 ay kalabilecekleri bir yer sunuyor ama buraya kadın evsizler alınmıyor. Çok ciddi sıkıntıları olan bir yer. Adressiz olmalarından dolayı kimlik alamıyorlar. Mahkumiyet durumları ve sabıkaları olduğu için, işlere alınmıyorlar. Hep hor görülüyorlar. Parasını verdiğimiz kurumlarda bile, evsiz olduklarını öğrendikleri zaman hor görüyorlar. Biz geçen sene parayla lokantalarda yemek veriyorduk. Buna rağmen kötü muamaleye maruz kalıyorlardı. Toplumun evsizlere olan bakış açısı çok kötü. Bir acıma var ama aynı zamanda ötekileştirme de var' açıklamasını yaptı.

ÇOCUK EVSİZ VAR

Asıl değinmek istediği konunun kadın ve çocuk evsizler olduğunu söyleyen Araz, 'Antalya'da 'çocuk evsiz yok' deniyor ama var. Antalya'nın her yerindeler. Duraklarda, parklarda, diğer evsizlerle koyun koyuna yatıyorlar. 15-16 yaşındaki insanları çocuk kabul etmiyorlar ama onlar çocuk. Ve suça bulaştırılmaya çok müsaitler. Özellikle uyuşturucu trafiğinin döndüğü yerde çocuklar çok kullanılıyor. Orada yetişkin birinin ceza alacağı suçu, çocuklara yaptırıyorlar. Çocuklara sokakta mendil sattırılıyor. Oysa mendil satarken tombalacılık da yaptırılıyor, hırsızlık da yaptırıyorlar. Çocuklar suçlu kapsamına girmediği için, birer suç makinesine çevriliyorlar' dedi.

KADINLAR DAHA DA KÖTÜ

Kadınların durumunun çok daha kötü olduğunun altını çizen Araz, 'Ruh sağlığı oldukça bozuk olan kadınlar sokaklara düşüyor. Onları da mutlaka kullanan birileri oluyor. Hemen hepsi fuhuşta kullanılıyor. Benim takip ettiğim 12 kadın var. Uyuşturucu trafiğinde kurye olarak kullanılıp bir yerlere götürülüyorlar. Ve de bu kadınlar hamile kalıp çocuk doğuruyorlar. Bu çocukları yasal yerlerde doğurmadıklarını biliyoruz. Devlet kurumlarında doğurmadıklarını biliyoruz. En azından böyle bir kayda rastlayamadık. Kendi beyanları da bu şekilde zaten. 'Evde doğurdum' ya da 'Abiler aldı' şeklinde oluyor. Bunlar çok acı şeyler' diyerek üzüntüsünü dile getirdi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Çözüm önerisi sunan Araz, 'Ruh sağlığı bozuk olan insan sokakta bırakılmamalı. Bu insanlar kendi isteğiyle tedavi olamayacaklarına göre, savcılık kararı ile sokaktan alınıp raporlandırılması gerekiyor. Raporlandırıldıktan sonra işimiz kolay, çünkü bakımevleri bu insanları alıyor. Raporlandırılmadıkları ve sokakta tanıları konmadığı için, sokaklarda her türlü kötülüğe maruz kalıp, ölüp gidiyorlar. Bu bağımlılar için de geçerli. Akıl hastası değiller ama ruhsal bozuklukları var. Bağımlıların hiçbir zaman kendi istekleri ile tedavi olduklarını görmedim. Alkol ve Uyuşturucu Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) yeterli değil. Bağımlılar da gerekirse zorla alınmalı ve uzun süreli ve izole bir şekilde ruh sağlığı rehabilitasyonundan geçirilmelidirler. Meslek edindirilmeliler. Ve edindikleri meslekler doğrultusunda iş kazandırılmalılar ki hayata tutunabilsinler. Çünkü bu insanların en büyük sorunları, aidiyet duygularını yitirmiş olmaları. Kendilerini ne aileye ne topluma ne de başka bir şeye ait hissetmiyorlar. Bizim bütün derdimiz bunlara dikkat çekmek. Biz elimizden geleni yapıyoruz. Ama Antalya ile ilgili konuşacak olursam, kurumların yeterli çabayı gösterdiğini ya da samimi olduklarını düşünmüyorum' siteminde bulundu.
Özel/Dilan ERAY