Antalya'nın tarihi dokusunda bir zamanlar canlılıkla nefes alan Cumhuriyet Oteli, köklerini 1927'de iki katlı bir ev olarak açılan küçük bir otelde buldu. Bu bina, önceleri Antalya'nın sakin sokaklarında sıradan bir ev olarak hizmet verirken, Mehmet Ali Kaptan'ın gözünde daha büyük bir potansiyele sahipti. Kaptan, ticaretteki başarısını, ailesinin evini bir otel haline dönüştürmek için bir fırsata çevirdi.
CUMHURİYET MEYDANI'NIN İZİNDE
Otelin konumu, Antalya'nın kalbindeki Cumhuriyet Meydanı'ndan daha simgesel olamazdı. Şehrin en büyük meydanının hemen köşesinde yer alması, oteli şehrin kültürel ve sosyal yaşamının nabzında tuttu. Dönemin Hükümet Konağı'nın tam karşısında ve ticaretin kalbi olan Kale Kapısı'na yakınlığı, oteli sadece bir konaklama yeri olmaktan öteye taşıdı.
BİR AİLE İŞLETMESİ
Mehmet Tevfik'in cesur adımı, ailesinin nesiller boyu devam eden mirasını başlatmıştı. Otel, zamanla aile üyeleri tarafından işletilmeye devam etti. Her geçen yıl, ailenin oteli sürdürme azmi, Antalya'nın gurur kaynağı haline gelen bir simgeye dönüşmesine katkı sağladı.
ANILARIN İZLERİ
Otelin terası, bir dinlenme alanı olmanın ötesinde bir zamanlar ailenin yaşadığı evin izlerini taşıyan bir anı mekanıydı. Burası, çamaşırların asıldığı, gün batımının izlendiği ve bayram günlerindeki merasimlerin kutlandığı bir yerdi. Misafirlerin ve ailenin bir araya gelip sıcak anılar paylaştığı bu mekan, otelin ruhunu yansıtıyordu.
OTELİN İHTİŞAMININ SONU
Ancak her masalın bir sonu vardır. 1970'lerin sonunda, otelin bazı bölümleri özel hastane olarak kullanılmaya başlandı. Ardından 1978'de alınan istimlak kararıyla 1980'de bina yıkıldı. Antalya'nın merkezinde bir zamanlar gururla yükselen Cumhuriyet Oteli, artık sadece anılarda yaşayan bir hikayenin parçası olarak kaldı.
Cumhuriyet Oteli'nin hikayesi, Antalya'nın tarihinde önemli bir yer işgal ediyor. Antalya’nın merkezindeki ilk konaklama tesisi olarak kabul edilen Cumhuriyet Otel, hem bir ailenin cesur girişiminin hem de şehrin kültürel ve sosyal dokusunun bir parçası olarak hatırlanır. Bugün, bu eski otelin yerinde yeni binalar yükselmiş olabilir, ancak o eski taş duvarların ardında yatan hikaye, Antalya'nın kalbinde sonsuza kadar yaşayacaktır.
