Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, bütün ihtiyaç maddelerine gelen zamlar, emeğiyle geçinen tüm toplum kesimleri gibi bizlerin de alım gücünü sürekli olarak düşürüyor ve ay sonunu zor getiriyoruz.

Hayat standartlarımızı koruyabilmek için artık iki, üç işte çalışmak da yetmiyor. Her geçen gün daha yoksullaşıyor, daha çok borçlanıyor, yaşamakta zorlanıyoruz. Yıllarca 'Hastane kuyruklarını kaldırdık' diye siyasi propaganda yapanlar şimdilerde ise günlerce, haftalarca hastanelerden randevu bile alınamaması ile ilgili sessiz kalmaktadır. Çöken sağlık sisteminin altında en çok ezilen ise biz hekimler ve sağlık emekçileri olduk. Mesleğimiz değersizleştirildi, emeğimiz ucuzlatıldı; kötü çalışma ortamlarında, ağır çalışma koşullarında düşük ücretlerle çalışmaya zorlandık. Yirmi yıldır uygulanan 'Sağlık Reformu' sonrasında 'Sağlıkta Şiddet', artık günlük yaşamımızın bir parçası oldu. Sabah evimizden çıkarken akşam evimize sağ salim dönebilmenin endişesini yaşıyoruz.

Ekim ayından bu yana özlük haklarımız ve geleceğimiz için bir eylem sürecindeyiz. Beş aydır haklarımız için sağlık kurumlarında ve alanlardayız. Emeğimizin, mesleğimizin karşılığını istemekten vazgeçecek miyiz?

Hayır!

'Vazgeçmiyoruz; oyalama değil, hakkımız olanı istiyoruz' diyerek emeğimize, geleceğimize sahip çıkmaya devam ediyoruz.

Hep birlikte devam ediyoruz.

Sonuç alıncaya kadar devam ediyoruz.

Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin