Bu dönemdeki tırmanışın ana kaynaklarından biri okullar.

Salgın hızla tırmanırken buna neden olan sorumlular ve müdahale etmesi gerekenler seyrediyor.

2020 Ağustos ayında hangi koşullar da okulların yüz yüze eğitime açılabileceğini tüm bilimsel değerlendirme sonuçlarına göre açıklamıştık.

Önlemler alınmadan okulların yüz yüze eğitime açılmasının salgını büyüteceğini ifade etmiştik. Okullar açılmalıdır ama ''tüm önlemler'' alınarak dedik, dikkate alınmadı.

Açıldı ve kapandı.

Aynı uyarılar yeniden yapıldı. Yeniden açıldı ve kapanacak.

Okulların 1 Mart itibariyle yüz yüze eğitime büyük ölçüde açılması planlandığını öğrendiğimiz şubat ayı ortalarında, eğitimcilerin aşılanması için daha ne bekliyorsunuz? başlığı ile uyarıda bulunmuştuk. Yapılan tüm uyarılara karşın eğitimcilerin aşılanması bugüne kadar tamamlanmamış ve gerekli önlemler de alınmamıştır.

Ülkemizde Covid nedeniyle öğretmen, öğrenci, personel pozitif vaka ve ölümlerini daha sık duymaya başlayacağımızı da defalarca ifade ettik. Bu durum bir yandan salgının büyümesine neden olurken, diğer yandan bugün okulların tekrar yüz yüze eğitime kapatılmasını tartışıyoruz.

Aç-kapalar öğrencilerin, eğitimcilerin ve ailelerinin gerekse de toplumdaki travmanın da büyümesine neden olmuştur.

Vaka sayılarına göre Türkiye haritası şemasındaki riskli çok yüksek riskli renklere göre normalleşme, okulların açılması takviminde görmemezlikten gelinmiştir.

Peki bu tırmanışın nedenleri nelerdir ? sorusunu sormamak ve çözüm üretmemek de yine ısrar mı edeceğiz. Bir yandan lebaleb toplantı ve organizasyonlar hastanelerde lebaleb yığılmalara neden olurken, sahadan aldığımız bilgilerden bugünkü tırmanışın ana nedenlerinden birinin de kontrolsüz yüz yüze eğitim olduğunu açıkça söyleyebiliyoruz. Buralardan aile içine taşınan Covid 19, okul çağındaki çocuklarda çoğunlukla belirtisiz seyreden enfeksiyon nedeniyle aile içi bulaşı ciddi oranda arttırmış, neredeyse bir çok vakada tüm aile bireyleri pozitif olarak karşımıza çıkmıştır. Bunun topluma nasıl yansıdığı konusunu tahmin etmek zor değil. Tablo ortadadır. Okullardan kaynaklanan vaka artışları da 'Turkuaz Tabloda' yerini almıştır. Bugün Covid 19 salgınının ciddi anlamda tırmanışa geçtiğini açıklanan resmi rakamlarda bile görüyoruz. Durum vahim ve yakın gelecek adına kaygı vericidir.

KESK Eğitim Sen genel merkezinin açıklamalarında, okulların açıldığı mart ayı başından 4 Nisan'a kadar öğretmenlerde 12,5 kat, öğrencilerde 15 kat, Personelde 13,5 kat vaka artışının olduğu ifade

edilmektedir. Eğitim alanındaki ölüm sayısının ise 15 Şubat-4 Nisan arasında 16 olduğu bugün için 20'ye ulaştığı belirtilmiştir. Bu rakam bir çalışma alanı için çok ciddi bir rakamdır. Sağlık alanında görmezden gelinen ölümler bugün için eğitim alanına yaşatılmaktadır. Eğitimcilerin haykırışı da duymazlıktan gelinmektedir.

Bu sonuçlar bile yaptığımız tespitlerin ve salgında gelecek projeksiyonunun ne derecede doğru olduğunu göstermektedir.

Tekrarlamakta yarar var; Türkiye'nin bu öncelikli ve önemli konuda, geç kalınmış olsa da kısa, orta ve uzun vadeli bir stratejik plana ihtiyacı vardır. Son zamanlardaki yeniden hızlı kontrolsüz açılımın yarattığı olumsuzluklardan ders çıkartarak kontrollü ve aşamalı bir strateji ortaya konulmalıdır. Her adımda sorunlar belirlenmeli ve giderilmelidir. Tüm karar aşamalarına topyekün, tüm bileşenler katılmalıdır.

Bilinmelidir ki bilimsel olmayan kontrolsüz normalleşme, sürecin ciddi anlamda uzamasına neden olarak, oluşabilecek tüm zararların kat be kat artmasına neden olmaktadır.

Her alanda acilen bilimsel önlemler alınmalı, aşılama programı hızlandırılıp bir an önce tamamlanmalıdır.

Antalya Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Naci İşoğlu