ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ağustos ayı meclis toplantısı, Meclis Başkanı Süleyman Özer, Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. ATSO Başkanı Çetin, ülke ve kent ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Doların bir ayda yüzde 27 artış gösterdiği, birçok sektörde artan maliyetlerin büyük sıkıntı yarattığına dikkat çeken Davut Çetin, bu sarsıntıya rağmen ülke gündeminde halen ekonominin yeterince konuşulmadığını söyledi. Geçen yıl ağustos ayında dolar 3.44 TL iken riski görüp uyarmaya başladıklarını hatırlatan Çetin, 'Dolar arttıkça biz daha fazla uyarı yaptık. Merkez Bankası, mayıs ayına kadar faiz artırmadı ve piyasa ile inatlaşmayı tercih etti. En son 6 Ağustos akşamında dolar 4.90'lardan 5.30'a çıktı, ertesi gün bir açıklama yapıp, müdahale yapılması gerektiğini söyledim. Dakikaların önemli olduğu bir devirde Merkez Bankası bir hafta gecikmeyle, ertesi pazartesi harekete geçti. Merkez Bankası Başkanı 3 milyar dolarlık döviz takası anlaşması için Katar'a gitmiştir. İçerde şahıs hesaplarında 84 milyar dolar vardır. TL'ye güven sağlansaydı, bunun 15-20 milyarı satılırdı ve bu kadar sorun yaşanmazdı' diye konuştu.

'ABD YAPTIRIMLARINI AŞACAK GÜÇTEYİZ'

ABD yönetiminin tutumu ve Trump'ın açıklamalarının bu sarsıntının şiddetini artırdığını belirten Davut Çetin, 'Oda olarak ABD yönetiminin bu tavrını kınıyoruz. Türkiye, ABD'nin bu tutumuna her tür karşılığı verme hakkına sahiptir. Türkiye ABD'den uçak almayı durdurabilir, İncirlik üssü gibi üsleri kapatabiliriz, gerekirse NATO'dan çıkabiliriz. Ulusal bağımsızlığımız ve onurumuz için atılacak her adımda devletimizin yanındayız. ABD'ye geçen yıl toplam ihracatımız 8.5 milyar dolar, yani Türkiye'nin ihracatının yüzde 5'idir. Çelik ve metal ihracatımız 1 milyar dolar civarındadır. ABD yaptırımlarını aşacak güce sahibiz. Önemli olan ABD yaptırımları değil, bizim kendi içimizde doğru yönde adımlar atmamızdır. Önlem almada gecikme, piyasa dinamiklerini küçümseme, geçmişteki krizlerden ders almama yüzünden ağır bedeller ödüyoruz. Dolayısıyla her şeyden önce kendi hatalarımızı görmeliyiz. Hatalarımızdan ders çıkarmayı bilmeliyiz. Hatalarımızı konuşmazsak, birbirimizi eleştirmezsek, hata yapmaya devam ederiz' dedi.

YENİ UYARI

Piyasada sorunların artarak devam ettiğine işaret eden Çetin, ABD, Türkiye'ye karşı yeni ekonomik yaptırımlar çıkarırsa piyasada dalgalanmanın devam edebileceğini söyledi. Gümrük vergileri uygulamasının sorun olmadığını kaydeden Çetin, 'Eğer bankalarımıza yaptırım, kredi alımlarına engelleme, dolar kullanımına engelleme gelirse ekonomi etkilenir. Ayrıca Suriye'nin İdlib bölgesindeki durum da ciddi bir konu. Eğer ABD'den yeni yaptırım gelmezse ve ekonomi yönetimi ciddi önlemler alırsa dövizde dalgalanma durur. Bu kur artışının hasarı bir süre devam edecektir. Piyasada yavaşlama birçok sektörü ve firmayı zorlayacaktır. Ekonomide yavaşlamaya rağmen enflasyon artmaya başlamıştır. Dolayısıyla bütün ülke olarak zor bir dönemden geçeceğiz. Bu önlemler alınır ve Suriye sorunu çözüme kavuşursa bu kriz daha fazla büyümeyecektir' diye konuştu.

MALİYETLER UÇTU

Tüketici güven endeksinin yüzde 73'ten yüzde 68'e düştüğünü açıklayan Çetin, döviz dışında maliyet artışlarından ciddi bir yakınma olduğu ve birçok sektörde maliyetlerin uçtuğunu dile getirdi. Elektriğe ve akaryakıta yüzde 30 civarında zam geldiğini vurgulayan Çetin, şöyle devam etti:'İlaç, yem, demir gibi dövize bağlı bütün girdilerin fiyatı arttı. Kur artışı doğudan maliyetlere yansıdı. Demir gibi temel girdinin fiyatı dolarla birlikte arttı. İnşaat komitemiz bu konuda yakınmaktadır. İnşaat sektörü 200'e yakın sektörü sürükleyen, iç piyasaya ve konut kredisine çok bağımlı bir sektör. Dövizde artış, inşaat gibi sektörleri bir taraftan maliyet yönüyle, diğer taraftan talep yönüyle vurmaktadır. Sektörlerde maliyetler artmışken devlet temel ürünlerde zam yapılmasını engellemeye çalışıyor. Ekmek fiyatına zam engellendi, fakat un yüzde 40 artmış durumda. Fırıncılık komitemiz 'Devlet unu ucuza versin, biz de ekmeği ucuza üretelim' diyor. İlaç fiyatı, süt fiyatı baskılanıyor. Taşıma ücretleri artmasın isteniyor. İlacın, ekmeğin, elektriğin maliyeti artmıştır. Bu durumda üretici fiyatı artırmak zorunda kalmaktadır. Elbette bu durumdan istifade edenlere de fırsat verilmemelidir. Bazı ürünlerde fırsatçılık yapanlar olabilir.' (DHA)