GEREK eğlence mekanları ve hareketli yapısı, gerekse tarihi sokakları ve mimari yapılarıyla Antalya'nın turizm sektörü için en önemli yerlerinden biri olan Kaleiçi'nde terk edilmiş hasarlı evler dikkat çekiyor. Terk edilmiş ve yıkık evler, verdikleri ıssız ve ürpertici görüntüyle harabeleri andıran manzaralar ortaya koyuyor.

Bölgedeki Tuzcular Mahallesi'nin Muhtarı Mehmet Erdoğan, söz konusu evlerhep şahsa ait yerler olduğundanrestorasyon için somut bir adım atılamadığını belirtti. Erdoğan, 'Bu evleri babadan oğluna, dededen torununa kalan yapılar olarak nitelendirebiliriz. Kendi mülkleri olduğu için uğraşmak istemiyorlar. Hisseli olduğunda da hissedarlar kendi aralarında anlaşamıyorlar. Bu evler Kaleiçi'nin estetik yapısını bozuyor. Bu görüntüyü düzeltmek için biz defalarca mülk sahiplerine ulaşmayı denedik fakat her seferinde 'alıyorsanız satalım' cevabını aldık' diyerek mülk sahiplerinin evlerin durumuna olan ilgisizliklerine dikkat çekti.

Restorasyon işinin, evi aslının aynısı şeklinde yenilemeyi gerektirdiğinden büyük paralara mal olduğunu belirten Erdoğan, 'Rakamlar fazla olunca insanlar restorasyona yanaşmıyor. O yüzden evler bu şekilde kalıyor. Restorasyona gücü olanlar da ilgilenmek istemiyorlar. Yaptığımız toplantılarda kendilerine defalarca söyledik. Restore işine gücünüzün yeteceğini biliyoruz, o yüzden yardım istiyoruz dedik fakat net bir cevap alamadık.' dedi.

SESİMİZİ DUYURAMADIK

Erdoğan, evlerin restorasyonlarının yapılması için kamuoyu oluşturmada yeterince ses getiremediklerini söyledi. Erdoğan, 'Bu konuda görüş bildiren fazla kurum yok. Antalya'yı Sevenler Derneği ve Kaleiçi'nde Doğanlar ve Kaleiçi'ni Sevenler Grubu gibi sivil toplum örgütleri sanal mecralar üzerinden seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Onların da etki alanı kısıtlı maalesef' şeklinde konuştu.

Terk edilmiş vaziyette eski görüntülerine kavuşturulmayı bekleyen evler üzerinde sahipleri dışında hiç kimsenin işlem yapma yetkisi bulunmuyor. Ancak tehlike arz edecek kadar hasarlı olan evler kurul kararıyla yıkılabiliyor. Anıl ÖZEN