2020 yılını kabusa çeviren covid virüsünün neden olduğu salgın sürecini yoğun olarak yaşamaya devam ediyoruz. Her gün binlerce yurttaşımız hastalanırken, yüzlerce yurttaşımız hayatını kaybediyor. Ülkemizde yaşanan ekonomik kriz de derinleşerek devam ediyor salgın döneminin de etkisiyle açlık, yoksulluk, işsizlik sorunu büyüyor hayat pahalılığı, geçim derdi hayatımızı her geçen gün daha fazla zorlaştırıyor. Her gün gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açıyor, derinleşen kriz ve pandemi nedeniyle nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz.

Acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın payına düşüyor.

Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK'in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek isteniyor.

TÜİK verileri çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş-ücret politikasının aracı haline getirilmiştir. Son olarak birkaç gün önce açıklanan işsizlik verileri de göstermektedir ki, TÜİK iktidarın politikalarını aklama ve yaşanan durumu gizleme görevi yapmaktadır. En çok işten atmaların yaşandığı bu dönemde dahi TÜİK'e göre işsizlik rakamlarında düşüş yaşanarak 12.7'ye gerilemiştir!

Artık bıçak kemiğe dayandı diyorsunuz!

Biliyoruz ki, emekçilerin, yoksul halkın daha fazla dayanacak gücü kalmadı.

Adaletsiz gelir vergisi tarifesi ile bu artışlar dahi cebine girmeden el konulan, sonuçta her yıl yoksulluk sınırından daha fazla uzaklaşıp açlık sınırına daha fazla yaklaşan beş milyonu aşkın kamu emekçisi ve emeklisinin daha fazla fedakarlık yapacak hali kalmadı.

Büro Emekçileri Sendikası Şube Başkanı Devrim Mol