ANTALYA; doğal güzellikleri, turizm kenti olması ve başarılı bir üniversiteyi barındırması ile birçok kişi için gözde şehir. Diğer büyükşehirlere oranla daha sakin bir kent yaşamına sahip şehir, aynı zamanda her kesime hitap eden etkinlikleriyle de yaşayanlar için ideal hale geliyor. Başta tıp alanı olmak üzere birçok başarılı uygulamalara sahip fakülteleri barındıran Akdeniz Üniversitesi (AÜ) de öğrencilerin en çok tercih ettiği üniversitelerde ilk sıralarda yer alıyor. Birçok öğrenci mezun olduktan sonra Antalya'da yaşamaya devam ederken, birçoğu da şehirden ayrılsa da bir gün geri dönmeyi umut ediyor. Antalya Ekspres Gazetesi'ne konuşan mezunlar, AÜ'de okudukları için şanslı olduklarını ifade ederken, aynı zamanda Antalya'nın da yaşanacak en güzel şehirlerden biri olduğunu söyledi.

'BİZİ İŞ HAYATINA HAZIRLADI'

AÜ, üniversite tercihlerinde bazı öğrencilerin ilk sırasında yer almasa bile sonrasında vaz geçilmez hale geliyor. Havva Kale de öncelikli tercinin Ankara olduğunu ancak AÜ'de okuduktan sonra Antalya'yı çok benimsediğini ve yaşamak istediği şehir olduğunu söyledi. Kale, Afyon doğumlu olduğunu, 18 sene Ankara'da yaşadıktan sonra babasının işi nedeniyle Mardin'e taşındığını, üniversite için ise Antalya'ya geldiğini ifade etti.

Hemşirelik Fakültesi Hemşirelik mezunu olan 24 yaşındaki Kale, eğitimi yeterli bulduğunu söylerken aynı zamanda da 4 sene boyunca hastane ortamında da çalışma imkanı bulduğunu belirtti. Kale, 'Stajlarda rotasyonlar çok fazlaydı ve bu sayede neredeyse tüm kliniklerde çalışma imkanı buldum. Teorik derslerden çok uygulama ön planda tutuluyordu. Bu da bizi iş hayatına daha iyi hazırladı. Şehrin yeterli iş imkanını barındırdığını düşünüyorum, Özel hastaneler, üniversite hastanesi veya özel kliniklerde çalışmak mümkün. Şuan hemşire olarak bir klinikte çalışıyor ve Fethiye'de yaşıyorum. Burada iş bulmam çok kolay olmadı, küçük bir yer olmasından kaynaklı. Antalya'da daha fazla fırsat çıkmıştı karşıma' dedi.

Mezun olduktan sonra Ankara'ya ailesinin yanına dönmesi gerektiğini söyleyen Kale, aslında Antalya'da kalmak istediğini fakat şartlar gereği bu kararı almak zorunda olduğunu ifade etti. Kale, 'Antalya'da kalmayı da çok istiyordum. Antalya'da yaşamayı çok istiyorum, çünkü bu şehri gerçekten benimsedim ve çok sevdim. Hem sosyal anlamda hem de çalışma hayatı için güzel ve ideal bir şehir. Antalya bence bir öğrenci şehri. Son birkaç yıl konaklama masraflarının biraz daha fazla olduğunu duydum ancak okuduğum dönemde daha uygundu diyebilirim. Onun dışında özellikle sosyal açıdan kesinlikle öğrenci şehri çünkü hem doğayla vakit geçirme hem de sinema tiyatro tarzı alanlarla ilgilenmek için birçok fırsat sunuyor. Ulaşım, beslenme fiyatları da gayet uygun. Antalya çok farklı bir şehir. Şehir karmaşası isteyen için de sakinlik isteyen için de ideal. Öncelikle heryere ulaşım çok rahat. Birçok yere bisikletle ulaşım da çok kolay. Haftasonu yapılacak aktiviteler çok fazla. Sahilde yürüyüşe çıkılabilir, Kaleiçi'nde vakit geçirilebilir veya merkeze yakın birçok ilçe keşfedilebilir. Bir de şehrin havası gerçekten temiz. İnsanları da bir o kadar sıcakkanlı' diye konuştu.

'HUZURLU BİR YAŞAMI VAR'

Antalya'nın turizm kenti olması Turizm Fakültesi mezunlarına iş sağlamanın yanında başka fakülte mezunlarının da iş olanaklarını arttırıyor. 31 yaşındaki Sinan Kiriş'te bu mezunlardan biri. Kiriş, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonometri Bölümü'nden mezun. Okuduğu alanın iş imkanlarının daha çok banka ve şirketlerin fazla olduğu Marmara bölgesinde olduğunu belirten Kiriş, 'Fakat bölümün bazı eğitimlerini kullanarak daha esnek hale getirebiliyoruz. Örneğin analiz etme bilgimizi kullanarak turizm şirketlerinde iş bulabiliyoruz ve bu konuda turizm şirketlerinin de Ekonometri bölümü mezunlarına belli bir ilgisi var. Şu an bir turizm şirketinde kontrat sorumlusu olarak çalışıyorum' dedi.

Antalya'ya gelmeden önce Eskişehir'de yaşadığını söyleyen Kiriş, AÜ'yü tercih etme nedenini güvenli ve huzurlu bir kent olması olarak açıkladı: 'Altı senedir verdiğim en doğru kararlardan biri olduğunu yaşayarak görüyorum. Türkiye ortalamasının üzerinde bir eğitimi var ve çok bunaltıcı bir şekilde değil, bildiğim bazı üniversitelerden daha esnek ve kolay. Bölümümün başarılı bir eğitimi var. Hocalar teorik eğitim kadar pratik uygulamalarda da çok iyi eğitim verdiler. Bölüm mezunlarının aktif kullanacağı programlar, raporlandırmalar ve sunumlar için çok detaylı eğitim verdiler. Bu konuda çoğu bölümden çok daha şanslıydık. Mezuniyetimden önce Antalya' da iş imkanı buldum ve bu şirkette çalışmak için burada yaşamaya karar verdim. Şehrin sakin ve olanaklarının yüksek olması yaşamaya devam etmek için ideal şartlar sundu. Sıcak iklimi çok seven biriyim ve Antalya'nın doğasının da ayrı bir cazibesi var. Daha önce 3 farklı şehirde yaşadım; İstanbul, Ordu ve Eskişehir. Antalya'yı bu üç şehirle kıyaslamak zor. Hepsinden biraz var ama hiç biri gibi değil. Gelişmişlik olarak İstanbul ile kıyaslayabiliriz. En azından imkanlar açısından. Doğal güzellik olarak Ordu ile kıyaslayabilirim. Ama Karadeniz güzelliği kadar değil. Hayat akışı olarak da Eskişehir'le kıyaslayabilirim. Tabii öğrenci hayatı olarak oradan çok daha canlı ve aktif. Kesinlikle oradan çok daha sıcak. Antalya genel olarak bambaşka, hergün yeni bir güzellik keşfedebiliyorsunuz.'

Antalya'nın turizm üzerine kurulmuş bir şehir olduğunu ifade eden Kiriş, şehir ve alt yapı maliyetlerinin de buna göre düzenlendiğini ve tam olarak bir öğrenci şehri denilemeyeceğini söyledi. Kiriş, 'Ama öğrenci için çok fazla aktivite sağlayan ve huzurla yaşayabileceği bir şehir denilebilir. Daha önce Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde Maden Mühendisliği okudum. Maden Mühendisliği Bölümü yapısı gereği oldukça zor bir bölüm, eğitimi buraya kıyasla çok daha ağırdı ve genel olarak üniversitenin öğrenciyi zorlayan bir yapısı vardı. Kampüs olarak ne yazık ki Akdeniz Üniversitesi kampüsüne yetişmesi imkansız. Akdeniz'in inanılmaz güzel bir kampüsü ve kampüs içi hayatı var. Turizm sektöründe çalıştığım müddetçe Antalya'da yaşamaya devam etmek isterim ama bir şehirde yaşama konusunda ne yazık ki iş imkanı daha karar verici bir durum oluşturuyor. Şehrin sakin ve ülke içi karmaşıklıklardan uzak olması elbette burada huzurlu yaşamı getiriyor' dedi.

'ANTALYA'DAN KOPMAK İSTEMEM'

Akdeniz Üniversitesi sadece farklı şehirlerde yaşayanların değil, aynı zamanda Antalya'da yaşayanların da okumak için tercih ettiği bir üniversite. Kardelen Mercan'da Antalya'da doğup büyümesine rağmen okumak için AÜ'yü tercih etmiş. 25 yaşındaki Mercan, 'Açıkçası ailem Antalya'da yaşadığı için Akdeniz Üniversitesi'nde eğitim almamın daha avantajlı olduğunu düşündüm. Ekonomik olarak da düşünmek durumunda kaldım. İki yıl Erzurum'da yüksek öğretim almıştım. Erzurum Doğu Anadolu'nun en gelişmiş şehri olmasına rağmen bir Akdeniz ve turizm şehri olan Antalya kadar sosyal yaşamda etkin olmaya izin vermiyor. Bunda iklimin ve bölge kültürünün etkisi büyük tabii. Antalya'da okuyan öğrencilerin sosyal ve kültürel yaşam alanında çok daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Akdeniz Üniversitesi'ne Atatürk Üniversitesi'nden yatay geçişle geldim. Eğitim anlamında şahsi düşüncem Atatürk Üniversitesi'nin daha verimli olduğu. Kampüs yaşamındaki sosyal, kültürel aktiviteler bakımından ise Akdeniz Üniversitesi bence daha avantajlı. Antalya, Türkiye'nin en önemli turizm şehirlerinden biri. Bu durum sosyal ve kültürel olarak öğrencilere pek çok avantaj sunmakta ama ekonomik olarak o kadar avantajlı olduğunu düşünmüyorum' ifadesine yer verdi.

İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü'nden mezun olduğunu kaydeden Mercan, 'İletişim Fakültesi'nde eğitim almış birisi olarak teknik olarak da uygulama olarak da daha iyileştirilebilir diye düşünüyorum. Tarihsel çalışmalardan beslenerek, güncel bilgi iyi çözümlenerek öğrencilerin daha katılımcı olduğu, laik bilimsel bir müfredat alanı evrensel eğitim bilgisinin daha güçlü olmasını sağlayacaktır. Genel anlamda Akdeniz Üniversitesi'nin adı Tıp alanında daha çok duyuluyor. Sanırım en gelişmiş alan Tıp alanı. Okuduğum bölümün eğitiminin de daha iyi olmasını isterdim. Öğrencileri daha çok heyecanlandıran bir eğitim sistemi olması gerekir diye düşünüyorum' dedi.

Şu an AÜ'de lisansüstü eğitimine devam ettiğini ifade eden Mercan, mezun olduğu bölümün ulusal anlamda iş gücünün en düşük olduğu bölüm olduğunu ve Antalya özelinde de bu durumun geçerli olduğunu belirtti: 'Ailem de Antalya'da yaşadığı için bu şehirde kaldım. Antalya benim için çok güzel bir şehir. Denizi ve ılıman iklimi çok severim. Bu yüzden tam bana göre bir şehir olduğu söylenebilir ama doğma büyüme Antalya'lı olup da halihazırda yaşamının neredeyse tüm zamanlarını Antalya'da geçirmiş birisi olarak biraz farklı bir şehrin kültürünü tanımak isterim ama hiçbir zaman Antalya'dan uzun süreliğine kopmak istemem.'

'EN YAŞANABİLİR ŞEHİR'

İdris Kahraman'da Kardelen Mercan gibi Antalya'da doğup büyümüş. Aslen Mardinli bir ailenin oğlu olan Kahraman, '3 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldim. 27 yaşındayım. Antalya'da ikamet ediyorum. Akdeniz Üniversitesi'ni tercih etme sebebim öncelikli burada yaşamamın etkisi ve eğitimde kendisini ispatlamış bir üniversite olması. Benim okuduğum meslek yüksek okulunun eğitimi çok iyi denemez ama diğer fakültelerin eğitimlerinin nasıl olduğu hakkında da bir bilgim yok. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Kontrol Otomasyon ve Elektrik Teknolojileri Bölümü mezunuyum, eğitim ve uygulama sahası yeterli olmadığı için eğitimi yetersiz olarak görüyorum. Malum Antalya turizm şehri ve sanayi sektörü az olduğundan bölümün yeterli anlamda çalışma alanı yok. Şuan özel bir eğitim kurumunda alanım dışında bir işte çalışıyorum. Askerlik gibi, tecrübesizlik gibi engellerden dolayı iş bulmam zor oldu biraz. Yüzde 20 ile 30 arası bir istihdam sahası var, onu da Organize Sanayi Bölgesi ve Serbest Bölge'deki fabrikalarda bulabiliyoruz. İş bulma imkanımız o yüzden çok olamıyor. İstanbul, Kocaeli gibi yerlerde bu oran yüzde 80'leri buluyor' dedi.

Akdeniz Üniversitesi'ni tercih etme nedeni olarak ailesinin ve tüm arkadaş çevresinin Antalya'da yaşıyor oluşunu gösteren Kahraman, kendi alanında çok olmasa da öğrencilerin en iyi şekilde eğitim ve pratik yapabileceği şehir olduğunu söyledi. Kahraman, 'Zorunlu bir sebep olmadıkça Antalya'da yaşamak istiyorum. Antalya bence Türkiye'nin en yaşanabilir şehri, her imkan var diyebiliriz' dedi.

KÖKLÜ BİR ÜNİVERSİTE

Nehir Yetim Antalyalı, onun da ilk tercihi Akdeniz Üniversitesi olmuş. Antalya'da yaşaması ve öğrenciler için iş olanaklarının fazla olmasının tercih sebepleri arasında olduğunu ifade eden Yetim, 'Köklü bir üniversite olmasının yanında tercih ettiğim bölümde kaliteli bir akademik kadroya sahip. Bilimdeki güncel gelişmeleri takip eden ve eğitimini buna göre şekillendiren, meslek hayatına da bu şekilde katkı sağlayan bir üniversite olduğunu düşünüyorum. Fen fakültesi Biyoloji Bölümü mezunuyum. Şuan özel sektörde kendi bölümümle ilgili öğretmenlik yapıyorum ve okulda öğrendiğim bilgilerden yararlanıyorum. Bu nedenle okulda verilen eğitimin yeterli olduğunu düşünüyorum' diye konuştu.

Üniversiteden önce de Antalya'da yaşadığı için mezuniyetten sonra da kalmaya karar verdiğini söyleyenYetim 25 yaşında. Yetim, 'Uzun zamandır burada yaşadığım için farklı bir şehirde yaşamayı pek fazla düşünmüyorum. Şehir yaşamını ekonomik, sosyal anlamda iyi buluyorum. Şu an özel bir kurumda Biyoloji Öğretmenliği yapıyorum. Verilen eğitim yeterli olsa da Antalya bu bölüm açısından çok fazla iş imkanına ne yazık ki sahip değil. Çünkü mevcut ilanlar yeterli sayıda alım yapmaya uygun olmuyor' dedi.

YAZ VE KIŞ SPORLARI BİR ARADA

Antalyalı olduğunu belirten 27 yaşındaki Orkun Uğuz, Akdeniz Üniversitesi'ni tercih etme sebeplerinden ilkinin doğduğundan bu yana Antalya'da yaşıyor olması olduğunu söyledi: 'Antalya'yı seviyorum, ikinci olarak ailemle burada yaşıyorum ve kışın çok soğuk geçmemesi, 9 ay havanın güzel olması başlıca sebeplerinden diyebilirim. Antalya kesinlikle bir öğrenci şehri, böylesine turistik, gezilebilecek çok yerin olduğu bir şehirden söz ediyoruz. Rahatça yılın 9 ayı denize girebileceğimiz bir yer. 2 saat uzaklıkta Saklıkent'te ya da Davraz'da 6 ay kış sporlarını yapabileceğimiz bir yer var mı Türkiye'de ya da Avrupa'da? Antalya'da hayatımı devam ettirme kararını üniversitemin ilk senelerinde almıştım. İstediğiniz zaman çıkıp deniz kenarına gitme ayrıcalığı gerçekten çok farklı hissettiriyor insanı. İklimi güzel gezebileceğiniz yer oldukça fazla, sadece yazın 2 ay çok yoğun sıcak geçiyor fakat ona da alışıyor insan. Her ne kadar son zamanlarda trafik yoğunluğu artmış olsa da hala makul seviyede diyebiliriz.'

Akdeniz Üniversitesi'nde eğitimin bölümler arasında farklılıklar gösterdiğini söyleyen Uğuz, 'Ben Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü'nden mezun oldum. Kendi bölümümdeki eğitim gayet iyi. Öğrenci Değişim Programı vesilesi ile Polonya'da da okuma fırsatım oldu (Warsaw University Of Life Science). İki kurumu karşılaştıracak olursak teorik anlamda bölümüm gayet yeterli fakat iş uygulamalı derslere gelince (en çok ihtiyacımız olan Türkiye olarak) yetersiz kaldığımızı düşünüyorum. Teorik eğitimin getirdiği soyut kavram ile uygulamalı eğitimi daha çok birleştirmek ve uygulamak gerektiğini düşünüyorum. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde de bir sene okumuştum. Akdeniz toplu bir kampüse sahip, gerçekten üniversite ruhunu hissediyorsunuz içine girince. Dokuz Eylül'de neredeyse çoğu fakülte birbirinden uzak ve farklı yerlerde. Sadece kendi fakültenizdeki insanlarla tanışıp konuşmak size daha fazla vizyon kazandırmıyor. Farklı görüşte, inanışta insanlarla bir arada bulunduğunuzda sizin hayata bakış açınız da değişmiş oluyor. Akdeniz'de bu imkan oldukça fazla, bu yönüyle çoğu üniversitenin önüne geçtiğini söyleyebilirim. Günümüzde üniversiteye girecek kişilerin üniversitenin verdiği eğitimle aynı oranda o üniversitenin bulunduğu şehrin imkanları da göz önünde bulundurularak tercih yapıldığını düşünüyorum' dedi.

'Antalya, Ziraat Mühendisliği konusunda Türkiye'de iş imkanı en fazla olan bölge' diyen Uğuz, diğer mühendislik bölümleri için aynı imkanın olmadığını düşündüğünü söyledi. Şu an mühendislik yapmadığını kaydeden Uğuz, 'Yamaç paraşütü eğitmenliği yapıyorum. Üniversitede Havacılık Topluluğu ile beraber başladığım spor meslek haline geldi' diye ekledi.

'ANTALYA DÜNYANIN EN GÜZEL ŞEHRİ'

Muğla'da doğup büyüyen Merve Çelen'in de yolu üniversite nedeniyle Antalya'ya düşmüş. 25 yaşındaki Çelen, üniversite tercihlerinde AÜ'nün ilk sırada yer almadığını söylüyor: 'Akdeniz Üniversitesi'ni tercih etme sebebim okuduğum bölüm itibariyle birçok üniversiteden daha iyi konumda olduğunu bilmem. Tabii o yaşlarda arkadaş faktörü çok fazla işin içine giriyor. Bunun da etkisiyle ben de yakın arkaşlarımla beraber ilk üç hakkımı İstanbul, Ankara ve Eskişehir üzerine kullanmış, sonraki sıralarda Akdeniz Üniversitesi'ni yazmıştım. Şimdi iyi ki Akdeniz Üniversitesi olmuş diyorum.'

AÜ'yü eğitim yönünden birçok bölümde başarılı bulan Çelen ancak bunu genele de yayamayacağını ifade etti: 'Aslında bu her üniversite için geçerli her üniversitenin başarıyı yakaladığı bölümler farklı oluyor. Bunun yanı sıra Akdeniz'de bu konuda biraz eğitimi etkiliyor olabilir. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nden mezunum. Okuduğum bölümün eğitimi aslında yeterli seviyede ancak öğrencilerin ilgi ve alakası düşük seviyede. Bu da ister istemez genel durumu etkiliyor. Bölümüm içeriği gereği okumaya ve tartışma ortamına ihtiyaç duyuyor ancak bizler bunu yapmadığımız zaman doğal olarak eğitim anlamında iletişim en aza iniyor.'

Antalya'da öğrencilik yaşamının çok keyifli olduğunu belirten Çelen, buna rağmen öğrenci şehri olarak da tanımlayamayacağını söyledi. Çelen, 'Turistik bir yer olduğu için biraz pahalı bu anlamda imkanlarınız kısıtlı kalabilir. Ancak gerek sportif olarak gerekse kültürel olarak kendinizi geliştirebileceğiniz bir şehir olduğunu söyleyebilirim. Üniversitenin ilk yılında Akdeniz Üniversitesi Havacılık Kulübü'ne yazılmıştım. Aslında beni Antalya'ya bağlayan en büyük etken bu oldu. Bunun dışında ise doğayla içiçe olması, büyük bir şehir olmasına rağmen yaşaması kolay ve huzurlu olması olduğunu düşünüyorum. Üniversite bittikten sonra iş hayatına burada atılmış olmam da büyük bir etken tabii' dedi.

Antalya'da mezun olduğu bölümle ilgili yeterli iş imkanının bulunmadığını söyleyen Çelen, 'Şu anda Antalya'da özel bir şirkette çalışıyorum. Mesleğim üniversitede okuduğum bölümle bağlantılı değil. İş bulma süreci herkesin yaşadığı karmaşık bir dönem, tabi ki ben de bu dönemden geçtim. Öncelikle ne istediğimizi bilmemiz ve genel olarak enerjimizi ve düşüncelerimizi buna yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum' diye konuştu.

Antalya'yı sevdiğini dile getiren Çelen, yaşamını da bu şehirde devam ettirmek istediğini söyledi: 'Antalya'da şehir hayatı eğer İstanbul, Ankara gibi şehrin yüksek temposunu seven biri değilseniz size ideal gelebilir. Eğer bisikletiniz varsa şehrin her yerine bisikletle ulaşabilir, sahil kenarında sporunuzu yapabilir, arkadaşlarınızla biranızı içebilir ve hafta sonları canınız sıkıldığında Toroslara çıkabilirsiniz. Bahar geldiğinde her yerde çiçek açmış ağaçları görebilir, gün batımıyla büyülenebilirsiniz. Çevredeki tarihi kalıntılara şehir otobüsleriyle bile gidebilirsiniz. Tiyatrolar, festivaller ve çeşitli etkinlikleriyle Antalya'nın aktif bir yaşam şekli var diyebiliriz. Sosyal aktiviteleriniz burada kesinlikle değişecektir. Özellikle son yıllarda şehir kalabalıklaştıkça trafik ve ulaşım konusunda sıkıntılar yaşanmaya başladı, umarım en kısa zamanda buna da bir çözüm bulunur. Atatürk'ün de dediği gibi, 'Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel şehri.'
Özel/Esra YAĞCI