Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de aşı tartışmaları almış başını gidiyor. Tartışmaların odağında aşıların olası etkileri ve yan etkileri, aşılanacak gruplar, fiyatları, miktarı, üretici ülkeler vb. yer alıyor. Aşılama için tıbbi, teknik ve lojistik alt yapı oluşturulurken hukuki alt yapı da dikkate alınmalıdır. Günümüzde tıp ve hukuk otoriterlerinin de karşı karşıya geldiği konunda ne zaman birliktelik sağlanacak göreceğiz.

Türkiye'de korona virüs aşılamaları sürerken, aşı yaptıranlar için pozitif ayrımcılık başladı. Aşıya herkesin ulaşabilir olmasıyla birlikte bu ayrımcılığın yaygınlaşması, aşı yaptırmayanların kamu kurumları, sinema, tiyatro ve konser salonlarına alınmaması tartışma konusu.

YASA NE DİYOR

Eşitlik ilkesinin ölçülerinin, kapsam ve sınırları yasalarda bir ölçüde ortaya konmuş olmasına karşın, gene de her somut olayda eşitlik ilkesi ölçülerinin içeriği yeniden araştırılıp, uygulanmaya çalışılır. Özellikle pozitif ayrımcılık yolu ile gerçek anlamda eşitliğin sağlanmaya çalışılması, sınırlı bir biçimde yasa veya toplu iş sözleşmesi konusu olsa da ve bu konuda yargı kararlarına da pek rastlanmasa da pozitif ayrımcılık belli ve sınırlı ilkeler ile her somut olayın özelliğine göre irdelenmelidir. Devlet gerek duyduğunda vatandaşlarını korumak için bazı önlem ve tedbirleri alabilir.

AŞI KARNE ZORUNLULUĞU

Dünyada yaklaşık 100 ülkede başlayan aşı programlarıyla, 210 milyon dozun üzerinde koronavirüs aşısı yapıldı. Aşı olanlara ek haklar sağlamanın mümkün olup olmadığı ise tartışma konusu.

Bu haklar arasında, seyahat engellerine tabi tutulmamak, kafe, bar ve restoranlara girebilmek gibi 'ayrıcalıklar' gündeme gelebiliyor. Hatta bazı şirketlerin işe alımlarda benzer bir belgeyi talep etmesi de dile getiriliyor.

AŞIDAN SONRA VİRÜSE YAKALANMA ORANI

Türkiye'de milyonlarca iki doz aşısını yaptırdılar. Ancak vatandaşlar yine de virüse yakalanma korkusu yaşıyorlar. Bu kapsamda aşılarını yaptıranlara güzel bir haber geldi. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nden (CDC) alınan verilerin analizine göre, iki doz aşının yaptıran kişilerin yüzde 99,99'undan fazlasının hastaneye yatmasını gerektiren veya ölümle sonuçlanan bir koronavirüsü enfeksiyonuna yakalanmadı.

Tüketiciler ve vatandaşlarımız bu konuda muazzam bir şekilde bilgi kirliliği ve algıların etkisinde kalmaktadır. Shakespeare, 'ölmek ya da ölmemek gibi' aşıda da 'olmak ya da olmamak' işte bütün mesele bu. Ancak bizim değil diğer ülkeler ne gibi tedbirler alıyorlarsa bizim ülkemizde de aşı olmayanlar için de bazı tedbirler düşünülmektedir.

Evrensel Tüketici Hakları 2'nci maddesi 'Sağlık ve Güvenliğin Korunması Hakkı'. Ancak aşı olmamış veya olmak istemeyen vatandaşlarında bazı uyması gereken kurallarla karşı karşıya kalacakları muhakkaktır. Bu bazen fedakarlık veyahut feragat olabilir.

Tüketiciler Birliği Derneği Antalya Şube Başkanı Neşet Gündüz