İzmir depremi kent planlamasının önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Şehir plancılığı birçok meslek farklı uzmanlık dalı ile birlikte çalışan disiplinlerarası bir meslek dalıdır. Planlama çalışmalarında etütlerin, analizlerin ve sentezlerin büyük bir önemi vardır. Jeolojik etütler, korunması gereken alanlar, toprak özellikleri, toplumun sosyal ve kültürel yapısı ekonomik kalkınma ihtiyaçları gibi bir çok kriter ancak ve ancak planlama bilimi ile birlikte bir bütün haline getirilebilir. Bu nedenle halk sağlığı için toplumcu ve kamucu bir kent planlama yaklaşımı tesis edilmelidir. Günümüzde dünyadaki insanların yarısından fazlası şehirlerde yaşamaktadır. Tarih boyunca görülen afetler ve salgınlar; genel olarak oluş zamanı, süresi, büyüklüğü ve şiddeti bakımından baştan kesin olarak bilinemeyen, kestirilemeyen olgulardır. Bu süreçte en çok kayıpların ortaya çıktığı yerler, kentsel yerleşim mekanları ve yapılaşmış alanlardır. Türkiye nüfusunun yüzde 92,8'ii il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Antalya Türkiye'deki kentleşme sürecinden en fazla etkilenen kentlerimiz arasındadır. Nüfus artışı, göç, turizm sektöründeki yatırımlar, ekonomik faaliyetlerdeki çeşitlilik ve uzmanlaşma, yaşam koşullarındaki değişiklikler, arazi değerlerindeki artışla değişen talep ve isteklerle birlikte kent sosyal, ekonomik, fiziksel anlamda değişim ve dönüşüm geçirmiştir ve geçirmeye devam etmektedir. Bu süreçte kent mekansal olarak yayılmakta, kentsel alan kullanımları farklılaşmakta, tarım alanları hızla kentsel alana dönüşmekte, açık ve yeşil alanlar, kıyılar yapılaşma baskısı altında kalmakta, ulaşım ve çevre sorunları baş göstermektedir. Antalya kenti için daha yaşanabilir, sağlıklı ve güvenli çevreler oluşturmak için doğal varlıkların/ekosistemlerin tahribatının önüne geçilmesi; rant odaklı yapılaşmanın teşvik edilmemesi, ulaşım sorununun giderilmesi, enerji ve su kaynakları sorunlarının giderilmesi, büyüme taleplerinin ve yatırımların doğurduğu sosyo-mekansal eşitsizliklerin önüne geçilmesi; kentsel altyapı, konut ve arazi kullanımı politikalarının eşitlikçi bir yaklaşımla ele alınması, kentimizin kent kimliğini sürdüren doğa ile uyumlu engelsiz bir biçimde planlanması, toplumun tüm kesiminin kentsel hizmetlere erişilebilirliğinin ve sosyal donatı standartlarının arttırılmasının sağlanması, şeffaf kentsel yönetişim politikalarının izlenmesi gerekmektedir. Yeni üretim teknolojileri, kentsel bilgi sistemleriyle, hızlı iletişim olanakları ve araçları, kentlerin hızla değişen süreçlere adaptasyonunu gerekli kılmakta, yaşam kalitesinin artmasında önemli koşullardan birisi olmaktadır.

*** Antalya sahip olduğu doğal potansiyeli, kıyıları, falezleri, dağları, denizi, milli parkları, orman alanları, kültürel çeşitliliği, tarihi yerleşim alanları, turizm potansiyeli, iklimi ile dünyanın en güzel yerlerinden birisidir. Antalya ekonomik, sosyal, fiziksel kalkınmasını kalıcı hale getirmek, doğal potansiyeli yüksek öz değerlerini sürdürmek, bir tarım ve turizm kenti olmanın yanında kültür kenti olmak yolunda, kent kimliğini yaşatmak için kentsel planlama stratejileri ve politikalarını bilimsel, katılımcı ve bütünsel anlamda oluşturmalı ve planlama çalışmalarına aktarmalıdır. Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Dr. Ebru Manavoğlu