ANTALYA falezlerinde araştırmalar yapan SAD-AFAG grubu, üç fokun korkudan aynı mağarada yaşamaya başladığını görüntüledi. Turist gezdiren teknelerin, Fok gösterme turları' dahi düzenlediklerinin altı çiziliyor.

Sualtı Araştırmaları Derneği, Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG), 2020 yılı yaz sezonunda Antalya falezlerindeki denizden girişli kıyı mağaralarında yaptıkları araştırmada, bölgede yaşayan fokların aşırı rahatsız edilmekten dolayı, doğal yaşam tarzlarını değiştirdiğini ortaya çıkardı. SAD-AFAG'dan yapılan açıklamada, 'Akdeniz foku araştırmalarımız her geçen gün Türkiye kıyılarının önemini bir kez daha ortaya koyuyor. 2020 yaz döneminde yapılan son saha çalışmalarında Antalya'daki bazı denizden girişli kıyı mağaralarını birden fazla fokun kullandığını ortaya koydu' denildi.

FOTOKAPANLAR KURUYORLAR

SAD, uzun yıllardır mağaraları kullanan foklara en az rahatsızlığı verecek şekilde, açık/kapalı devre tv sistemleri ve fotokapanlar ile izlenmesi projeleri yürütüyor. İzmir ve Fethiye Körfezi'nde de çalışmalar yapan SAD-AFAG grupları, Antalya falezleri, Alanya ve Gazipaşa 'da da bu çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Grubun elde ettiği görüntüler, türün ve yaşam alanlarının korunmasına destek veriyor. Antalya falezlerindeki denizden girişli mağaralarda da çok sayıda fokun yaşadığı biliniyor. Ancak her geçen gün çeşitli nedenlerle bu sayı azalıyor.

FOKLARIN YATAK ODASI

Uzmanlar, mağaraların fokların yatak odası olduğunu belirterek, asla rahatsız edilmemeleri gerektiğinin altını çiziyor. Ancak tüm bu uyarılara rağmen Antalya ve ilçelerindeki mağaralara turistik tur tekneleri, su altı tutkunları, yüzen vatandaşlar ve kanocular fütursuzca girip çıkıyor. Kimi tekneler yüksek sesli müzik çalarak bu mağaraların önünde mola veriyorlar ve 'Fok gösterme turları' dahi düzenliyorlar. Aşırı kentleşmenin de bu canlıların üzerlerinde baskı yarattığı ifade edilerek, fokların bu mağaralarda doğum yaptıkları ve yavrularını büyüttükleri dile getiriliyor.

Türkiye kıyılarında 100 kadar fokun yaşadığı, bunların önemli bir kısmının ise Antalya, Alanya, Gazipaşa ve Mersin kıyılarındaki mağara ile çatlaklarda hayatlarını sürdürdükleri biliniyor. Kimi zaman olta ve ağlardaki balıkları yedikleri için balıkçılar tarafından da öldürülen fokların sayısının azalmasındaki en önemli neden, rahatsız edilmeleri. Akdeniz foklarının geçmişte insan baskısı nedeniyle birlikte bulunmak yerine tek tek dolaşma ve yalnız yaşama şeklini seçmeye zorlandıkları, şimdilerde ise aşırı rahatsız edilip korkutularak, yine grup yaşamına dönmeye çalıştıklarının altı çiziliyor.

VARLIĞINI SÜRDÜRMESİ ZOR

Bilimsel araştırmalar, 'Akdeniz foklarının, 'Üzerinde yapılaşma olmayan, insanların kolay ulaşamadığı veya insan faaliyetlerinden uzak kalmış, tercihen üreme ve/veya barınma işlevleri gören kıyı mağara ve kovuklarına sahip; sessiz ve tenha kayalık sahilleri' yaşama alanı olarak seçmekte ve bu alanların bozulmasından doğrudan etkilenmekte olduklarını' gösteriyor. Akdeniz fokları büyük bir deniz memelisi olduğundan dar yaşam alanları içinde barınamıyor. Tür ancak, makul büyüklükte ve uygun kıyı alanlarının olması durumunda varlığını sürdürüp, güvenle yavrulayabiliyor.

ERKEKLE ÇİFTLEŞİP DÖNÜYOR

Boyları 2-3 metreye kadar uzayabilen, ağırlıkları ise 200-300 kiloya kadar çıkabilen fokların Doğu Akdeniz bireyleri genellikle tek tek dolaşıyor ve nadiren birlikte görülüyor. Dişiler erkeğe göre daha gezgin olmakla birlikte, yavrulama döneminde üreme mağarası ve civarını terk etmiyor. Dişi Akdeniz foklarının çiftleşmek için uzun mesafeler kat ederek erkek fokların yanına gittiği ve daha sonra erkeğin bölgesinden ayrılarak yaşadığı bölgeye döndüğü tahmin ediliyor. Dişi Akdeniz foku 10-11 aylık hamilelik döneminden sonra, her sene ya da 2 senede bir yavru doğuruyor. Bu nedenle, Akdeniz foku üreme hızı düşük, yavru sayısı az bir canlı olarak tanımlanıyor. Doğum, insanların uğramadığı (veya ulaşamadığı) ve içinde hava olan bir kıyı mağarasının en ucunda, dalgaların kolay ulaşamayacağı bir çakıl plaj veya kayalık platform üzerinde oluyor. Anne, yavruyu yaklaşık 4 ay boyunca kendi sütü ile mağara içinde karada emziriyor. Akdeniz foku, yavrusunu doğurmak ve büyütmek için mutlaka karaya (ve özellikle kıyı mağaralarına) muhtaç oluyor.

SAD-AFAG'dan yapılan açıklamada, Akdeniz fokunun bir insan ömrü süresi içinde dünyada yok olma sınırına gelmesinin gerçekten trajik bir olay olduğu belirtilerek, 'Dünyada diğer fok türlerinin avcıları yine deniz canlıları olmuştur; örneğin katil balinalar, leopar fokları, köpekbalıkları, kutup ayıları ve hatta çakallar gibi. Peki, sularımızda yaşayan Akdeniz fokunun düşmanı nedir? Bu nadir türü yok eden nedenler ne yazık ki doğal değil. Akdeniz fokunun tek düşmanı insandır! Doymak bilmeyen insanın 'keseri hep kendine tutarak ağacı yontmak' şeklindeki doğa yaklaşım biçimi Akdeniz fokunu da yok etmektedir. El değmemiş kıyılarda yeni yolların açılması, ikinci konut kentleşmesi, koyların bir bir turizme açılması, bunların neden olduğu kirlilik, fokların kasti öldürülmesi ve kanunsuz yapılan trol trata ve gırgır avcılığı Akdeniz foklarının ölmesinde ve sayılarının azalmasında önemli faktörler arasında yer almaktadır' denildi.

İŞTE ANTALYA GÖZLEMİ

SAD-AFAG'dan yapılan açıklamada Antalya ve Mersin ve Ege bölgeleriyle ilgili gözlemler de aktarıldı. Açıklamada şöyle denildi; 'Fokların yaşadıkları (yavruladıkları, dinlendikleri veya beslendikleri) mekanlar denizden girilen kıyı mağaralarıdır. İster sualtı, ister su üstü girişli olsun fok mağaraları son senelerde turizm baskısı altında büyük darbe görmüş ve birçok mağara dalgıç turistlerin yol açtıkları rahatsızlıktan dolayı foklar tarafından kullanılamaz hale gelmiştir. Önce tekneler ve yüzerek girilebilen (su üstü girişli) mağaralar ve daha sonra dalış firmaları tarafından mağara dalışı veya fok gösterme adı altında turist daldırılan (sualtı girişli) mağaralar gitgide foklar tarafından terk edilmektedir. Kanunen yasak olmasına karşın bilerek veya bilmeyerek pek çok dalış firması özellikle Bodrum, Marmaris, Fethiye, Kaş ve Alanya civarında fok mağaralarına turistik dalışlar yaptırmakta ve bu konuda hiçbir uyarı almamaktadır. Ancak Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından düzenlenen Su Ürünleri Tebliği'nce 1991'den bu yana fokların yaşadıkları mağaralarda ışık kullanmak, her türlü vasıta ile dalış yapmak ve amatör su ürünleri avcılığı yapmak yasaktır. Ancak mevzuatta bu şekilde yer almasa bile, gerçek bir deniz sever ve doğa korumacı olarak zaten -etik davranış kuralları çerçevesinde- kanunlara bakmaksızın kendiliğimizden düşünerek, Akdeniz foklarını yaşadıkları bu son sığınaklarda rahatsız etmemeleri ve hatta bunun ötesinde mağaralara bilerek veya bilmeyerek girenlerin bilinçli dalgıçlar tarafından uyarılması beklenmektedir.' ÖZEL/Esra YAĞCI