Röportaj: Abdullah ÖZKAN

Volkan Uzun 1973 yılında Alanya’nın Demirtaş kasabasında dünyaya gelir. Bir süre turizm işinde çalışan Uzun, askerden döndükten sonra elektronik işiyle uğraşır. Hayatının her anında bir şeyleri keşfetme arzusuyla sürekli araştıran ve okuyan bir insan olan Uzun, şimdiye kadar bulduğu 400 icatla herkesi kendine hayran bırakıyor. Uzun, en önem verdiğim projelerinin daha önce başkası tarafından bulunduğunu duyunca büyük hayal kırıklığı yaşadığını ancak pes etmeden çalışmaya ve keşfetmeye devam ettiğini söylüyor. İlerleyen günlerde TRT’de yayınlanan ‘Bir Fikrim Var’ yarışmasına katılacağını anlatan Uzun, yarışma sonrasında icatlarını daha kolay satacağını ve kazandığı paraları yeni buluşları için kullanacağını belirtiyor.
“GEREKLİ DESTEĞİ GÖREMEDİM”
Volkan Uzun tam anlamıyla ilk keşfinin 12 yıl öncesine ait olduğunu söylüyor. Yolda uyuyakalan şoförü alarm yardımıyla uyandıran bu buluşunu Uzun şu şekilde anlatıyor: “Cihazımız göz retinasını 3 saniye boyunca okuyamayınca araç içerisinde yüksek sesle alarm çalmaya başlıyor. Şoför uyandıktan sonra cihazımız retinayı tekrar okumaya başlıyor ve alarmımız otomatik olarak duruyor. O dönem televizyonda yayınlanan birçok yarışma programına başvurdum. Ancak benden gerçek halini istediler.Prototip ya da maket olarak kabul etmediler. Gerekli desteği göremediğim için hayata geçiremedim. O süreç içerisinde birileri bu projenin patentini alınca avucumun içinden kayıp gitti.”
TÜM ÜLKELERİN İHTİYAÇ DUYACAĞI BULUŞLAR
İcatlarının toplumun her kesimine hitap ettiğini belirten Uzun, “Trafik, güvenlik, ilk yardım, medikal, lojistik, tarım ve daha sayamayacağım birçok alanda faaliyet gösteren firmalara, kişilere hitap edecek buluşlarım var. Ben bunları kendi içinde üçe ayırdım. Birincisi Sylvia grubu, birisi kamu yararına olan buluşlar ve diğeri kişiye özel buluşlarım şeklinde. Sylvia grubu tüm dünyaya satılabilir özellikte olan icatlarımın olduğu grup. Örneğin büyük bir orman yangınını 4 helikopter 4 günde söndüremezken benim projemde 1 helikopterle 3 saatte söndürülebiliyor. Portekiz’den talip çıktı. Benimle görüşmek istediler. İlerleyen günlerde TRT’de yayınlanan ‘Bir Fikrim Var’ yarışmasına katılacağım. Sonrasında da Portekiz’e giderek görüşmeler yapacağım. Bunun dışında 180 km hızla bariyerlere çarpıyorsunuz, ne aracınız, ne siz, ne de bariyerlere hiç bir şey olmuyor. Ya da hızınızı hiç azaltmadan, aracınızdan inmeden kar zincirlerinizi saniyeler içinde lastiklerinize takıyorsunuz. Bunları kim almaz ki? Tüm ülkelerin ihtiyaç duyabileceği icatlarım bunlar. Bu yüzden bu tür global buluşlarımı Sylvia diye gruplandırdım. ” diyor.
İlk icadından bugüne kadar 400 buluşa imza attığını hatırlatan Uzun projeleri hakkında bilgi vermeye devam ediyor: “Ancak muhatap bulamadığım için bunların hayata geçiremedim. Bazılarını başkaları patent alarak üzerine geçirmiş. Şuan kendime ait olan ve henüz kimse tarafından patenti alınmamış 70 kadar buluşum var. Sylvia grubundakileri kendime ayırıyorum. Geri kalan 61 tanesini de kuruluş amacı kimsesiz, ihtiyaç sahibi kadın ve çocuklara yardım etmek olan derneklere bağışlayacağım.”
“TÜRKİYE’DE İNSANA DEĞER VERİLMİYOR”
Hayallerini gerçeğe dönüştürme noktasında birçok zorlukla karşılaştığına da değinen Uzun, “Bürokrasi ve muhatapsızlık beni çok sıkıntıya düşürüyor. Şimdiye kadar 20’den fazla bakanlık, 17 ar-ge merkezi, 13 holding ve yüzlerce firmanın kapısını çaldım. Kimse ilgilenmedi. Bir elimde param bir elimde projem kimse bana yol göstermedi. Özellikle bakanlıklar ve resmi kurumlar hep aşağılayıcı, küçümseyici bir edayla yaklaştılar.Tübitak’ı arıyorum, üniversite öğrencisi değilseniz çalışmayız diyorlar. Aselsan’ı arıyorum, askeri kartımı soruyorlar. Tek iyimser davranan kurum Türk Patent Enstitüsü oldu. Onlarda zaten para odaklı olduğu için alıyorlar 4 bini, veriyorlar patenti. Antalya Teknokent’te görevli bir kişiye neden bana yardımcı olmadıklarını ve bu yaklaşımlarını basın da paylaşacağımı söylediğimde benden de selam söyleyin yanıtını aldım. Türkiye’de insana verilen değer maalesef bu kadar” diyor.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki bir firmadan teklif aldığını söyleyen Volkan Uzun, “Bir saniyede korsan taksileri bulan ve Lamaross adını verdiğim projemi çok beğendiler ve bir milyon dolar teklif ettiler. Dalga geçtiklerini düşündüm ve bende o şekilde cevaplar verdim hep. Ancak baktım ki ciddiler. Teklifi kabul ettim. Daha sonra bu projemi satacağımı öğrenen TRT benimle iletişime geçti ve yarışma öncesinde bu anlaşmayı yapamayacağımı, aksi takdirde yarışmadan diskalifiye edileceğimi söyleyince projemi satmaktan vazgeçtim. Yarışmadan sonra firma ile tekrar görüşeceğiz. Bunun sözünü aldım ve bu kez projemi onlara rahatlıkla satıp hayallerime ulaşmış olacağım.Hava korsanlarını etkisiz hale getiren projemi ise Fransa'ya 135 Milyon dolara satacağım.Ama yarışmadan sonra"dedi.
“4 PROJE ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUM”
Şu an üzerinde çalıştığı projelerden de bahseden Uzun sözlerine şu şekilde son veriyor: “4 proje üzerinde çalışıyorum şuan. Bunlardan biri selenyum. En verimsiz toprakta bitki yetiştirme sistemi. Hiçbir maliyeti yok. Yüzde 80 oranında başarıya ulaştım. İkincisi Gitan. Çok özel bir jel sayesinde biber, salatalık, domates, fasulye gibi tüm sebzeleri hiç sulamadan hem de istediğiniz yerde yetiştirebileceksiniz. Sudan 20 kat daha ucuz. Üçüncüsü Sylvia-7 adındaki emniyet kemerini el kullanmadan takan sistem. Şuan 7 saniyede takabiliyorum. 1 saniyede takmayı başardığım zaman bununda patentini alacağım. Dördüncünün adı yok. Bununla ilgili açıklama yapmak istemiyorum. Sonuca çok az kaldı. Bu öyle bir icat öyle bir buluş ki yer yerinden oynayacak. Dünyadaki tüm ülkeler almak isteyecek. Beni hayalimdeki ticari kariyere, üreticisine milyar dolar'lar kazandıracak. Bir gün projelerimi satabilirsem ya da kullanım haklarını verirsem kazandığım parayla yurtdışındaki fuarlara katılmak, gezmek ve daha çok şey öğrenmek istiyorum. En büyük hayalim bu. Çok büyük hayallerim yok. İnsanlık adına çalışmaya devam etmek istiyorum.”