TÜRKİYE'NİN büyük bir bölümü deprem riskiyle karşı karşıya. 1999 yılında meydana gelen Marmara ve 2011 yılındaki Van depreminde binlerce insan hayatını kaybederken sayısız insan da evlerinden, işyerlerinden oldu. Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Ramazan Özçelik, Antalya'nın merkezi ve Batı ilçelerinin deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Özçelik, Dokuma, Çallı ve Meltem Mahallesi gibi Antalya'nın eski yerleşim yerlerindeki binaların olası bir deprem durumunda risk altında olduğunu kaydetti.

'ANTALYA'NIN DOĞUSU RAHAT'

Batı ilçelerinde yer alan Kaş, Kale, Finike ve Kumluca'nın 1'inci derece deprem bölgesinde yer aldığını söyleyen Doç. Ramazan Özçelik, ''Antalya'nın merkezi ise 2'nci derece deprem bölgesinde. Ancak Manavgat, Alanya gibi Doğu ilçeleri deprem bakımından risk taşımıyor. Türkiye'de depremleri AFAD ve Kandilli Rasathanesi ölçüyor. Batı ilçelerinde bu kurumların ivme ölçerleri farklı noktalarda ve bazen sorunlar yaşanabiliyor. Biz, Batı ilçelerindekiAkdeniz Üniversitesi'nin Meslek Yüksekokulları'nın bulunduğu yerlereivmeölçerler yerleştireceğiz. Akdeniz Üniversitesi olarak bu verileri elde etmek ve bu doğrultuda çalışmalar yapmak istiyoruz'' diye konuştu.

DOKUMA VE MELTEM RİSK ALTINDA

Antalya merkezinin 2'nci derece deprem bölgesinde olmasının burada yaşayanları güvende kılmadığının altını çizen Doç. Özçelik, şöyle konuştu: ''Önümüzde bir Van örneği var. Van merkez 2'nci derece deprem bölgesiydi, ilçesi Erciş ise 1'ni dereceydi. Ancak deprem etkisiyle her iki yeri de 2011 yılında yıkıp geçti, insanlar hayatını kaybetti. En büyük sismik risk 1'nci derecede. Ancak 2'nci derecedeki yerlerde de binalar, bu duruma hazırlıklı olmalı. Özellikle 1999'dan önce yapılan binalar daha büyük risk altında. Marmara Depremi sonrası Türkiye'de şartname yenidende revize edildi. Bu tarihten sonra yapılan binalar daha güvenli. Ancak Dokuma, Çallı ve Meltem gibi Antalya'nın ilk yerleşim yerlerinde binalar 1999'dan önce yapıldığı ve eskidiği için büyük bir risk söz konusu. Bunun için 2 yöntem var. Ya binaları güçlendireceğiz ya da yıkıp yeniden yapacağız.''

PROJELERİ ANLATTI

Akdeniz Üniversitesi Deprem Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin çalışmaları hakkında da bilgiler veren Özçelik, ''İnşaat Mühendisleri Odası'nda sunumlar yapıyoruz, etkinlikler düzenliyoruz ancak bunlar küçük çalışmalar. Asıl hedefimiz, finans sağlayabildiğimiz takdirde Üniversitemizde büyük bir laboratuar kazandırmak istiyoruz. Tüm Türkiye'den akademisyenlerin, deprem uzmanlarının kullanabileceği bir yer olacak burası. Üniversite yönetimi de buna sıcak bakıyor. Bunun haricinde özellikle risk altındaki Batı içlerindeki ilkokul öğrencilerini üniversitemize getirerek deprem eğitimleri vermek istiyoruz. Oradaki öğrencilerin hem üniversite havasını solumasını hem de depreme karşı bilinçli olmasını istiyoruz. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor'' dedi. (Abdullah ÖZKAN)