BEYİN tümörüne yol açan pek çok neden var. Genetik faktörlerin yanı sıra vücudun başka yerinde kanser oluşumu, hava kirliliği, toksiklerle iç içe olmak ya da gıdalardaki koruyucu maddelere fazla maruz kalmak gibi nedenler de beyin tümörlerine yol açabiliyor. Bu tümörlerin tedavisinde, son 30 yıldaki teknolojik gelişmeler sayesinde artık çok daha başarılı sonuçlar alındığını söyleyen Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. İlhan Elmacı, hastalığı tedavi ederken önemli olanın hastanın yaşam süresini uzatmak kadar yaşam kalitesini düşürmeden tedavi sağlamak olduğunun altını çiziyor.

ÇIĞIR AÇAN TEKNOLOJİLER

Beynin nasıl işlediği hala gizemini koruyor olmasına karşın beyin ve sinir cerrahisi alanında özellikle son yıllarda baş döndürücü teknolojik gelişmeler sağlanmış durumda. Bu gelişmeler sayesinde gerekli durumlarda hasta uyanıkken bile beyin tümörü operasyonları yapılabildiğini söyleyen Prof. Dr. İlhan Elmacı, kullanılan tekniklerin gerek tanı gerekse tedavide başarı oranlarını çok yükseğe taşıdığını belirtiyor. Beynin fiziksel yapısının en ince detaylarına kadar haritalanmasını sağlayan bu teknolojiler sayesinde bir beyin tümörü operasyonla alınırken hastada istenmeyen herhangi bir hasar yaratma olasılığı da neredeyse sıfırlanmış oluyor.

BEYİN FONKSİYONLARI TAKİBİ

Beyin tümörlerinin tedavisinde daha önce hayal bile edilmeyen olanakları mümkün kılan bu gelişmeler 'nöroradyolojik görüntüleme', 'nöronavigasyon', 'nöromonitorizasyon' ve 'intraoperatif görüntüleme yöntemleri' olarak dört ana başlıkta toplanıyor. Beyin cerrahlarının sıkça kullandıkları bu yöntemler hakkında bilgi veren Prof. Dr. İlhan Elmacı, bu gelişmelerin kendilerine, ameliyat esnasında hasta anestezi altındayken bile beyin fonksiyonlarını izleyebilme ya da daha ameliyathaneden çıkılmadan tümörün başarıyla alınıp alınmadığını gözlemleyerek gerekirse yeniden müdahale edebilme imkanı sağladığını belirtiyor.

GİZLİ DETAY KALMIYOR

Beyin ilk insandan bu yana en değerli bilgileri saklayan ve hala fonksiyonlarının tamamı bilinmeyen kapalı bir kutu. Bu kapalı kutu içerisinde hedefi kolaylaştıran mikro teknolojik yöntemler hayati önem taşıyor. Beyinde herhangi bir sorun olup olmadığı da nörodradyolojik görüntüleme metotları (yüksek geliştirilmiş manyetik rezonans görüntüleme) ile tespit ediliyor. Bu sayede beyindeki bir tümöre nereden yaklaşılması gerektiği netleştirilebiliyor.

MÜKEMMEL YOL GÖSTERİCİ

Beyin tümörü olan bir hastayı ameliyat ederken nöronavigasyon sistemlerini kullanarak, tıpkı bilinmeyen bir şehirde kullanılan navigasyon sistemleri gibi en kısa ve en rahat yoldan lezyonun olduğu noktaya müdahale edilebildiğini dile getiren Prof. Dr. Elmacı, bu yöntem sayesinde beynin sağlıklı bölümlerine dokunmadan ve oralar için bir risk yaratmadan doğrudan tümöre erişip çıkarma işlemini yapabildiklerine dikkat çekiyor.

Elektrofizyolojik olarak çalışan beyin çok fonksiyonlu bir organ. Andan çok daha kısa bir zaman içerisinde birçok karmaşık komutu örgütleyebilen beynimizde milyonlarca hücre birbirleriyle elektriksel akımların iletimi sayesinde haberleşiyor. İşte bu durum, geliştirilen nöromonitorizasyon teknikleri sayesinde ameliyat sırasında dahi cerrahlara yol gösteriyor. Bu yöntem, beynin o bölgeyle ilgili tüm fonksiyonlarının ameliyat esnasında anestezi altındaki bir hastada takip edilebilmesini sağlıyor. Dolayısıyla ameliyattan sonraki durum da öngörülebiliyor. Giderek gelişen bu yöntemin beynin en ince kıvrımlarında sonuç vermemesi durumunda ise bu kez hasta ameliyatın belirli bir noktasında yaklaşık 40 dakikalığına uyandırılarak ameliyata hasta uyanıkken devam ediliyor. Bu süreçte gerekli işlemler yapıldıktan sonra hasta yeniden uyutuluyor ve ameliyat, son işlemler sonrası tamamlanıyor. Bu bölümde ameliyatta nörofizyoloji uzmanları da yer alıyor.

AMELİYATHANEDEN ÇIKMADAN ÖLÇÜLEBİLEN BAŞARI

Beyin tümörü operasyonlarında en çok dikkat edilen konulardan biri tümörün başarıyla çıkartılıp çıkartılmadığından emin olmak. Ameliyat esnasında kullanılan tüm yöntemler bu hedefin gerçekleştirilmesine yönelik. Yine de ameliyatı yapan ekip 'intraoperatif görüntüleme yöntemleri'ni kullanarak daha ameliyat sırasında operasyonun etkinliğini tespit edebiliyor. Ultrason, MR, ya da tomografi, ameliyat esnasında kullanılan intraoperatif görüntüleme yöntemleri arasında yer alıyor.

BU BELİRTİLER DÜŞÜNDÜRÜYOR

Her beyin tümörünün kanser olmadığını ve beyin tümörlerindeki en değerli tedavinin önce ameliyat olduğunu belirten Prof. Dr. İlhan Elmacı, iyi ameliyat edilmiş bir hastanın doğru ışın ve ilaç tedavisiyle de desteklenmesi durumunda çok başarılı sonuçlar alındığının altını çiziyor. Prof. Dr. Elmacı, aşağıdaki belirtilerin görülmesi durumunda beyin tümörü varlığının sorgulanması gerektiğini belirtiyor:

Baş ağrısı, bulantı, kusma

Görme kaybı ya da görme alanında daralma (görme sinirinin bulunduğu yere bası yapan bir tümör nedeniyle)

Kol ve bacakta kuvvet kaybı (kol ve bacakları hareket ettiren merkezin üzerine ya da komşuluk eden alana oturmuş olan bir tümör dolayısıyla)

Yürüme ve denge bozuklukları, kişi otururken ayağa kalktığında yaşanılan baş dönmesi atakları, kendini iyi hissetmeme, başında bir ağırlık olması hissi (denge ile ilgili kontrol merkezlerine yakın lokasyona yerleşmiş olan bir tümör nedeniyle)

Unutkanlık

Daha önce görülmemiş epileptik nöbetlerin ortaya çıkması. (HABER MERKEZİ)