DOĞAL güneş ışığının hayat kalitemizi artırdığını, psikolojik durumumuz üzerindeki pozitif etkisini ve D vitamini sentezindeki önemli rolünü hepimiz biliyoruz. Ama ya güneşle gelen ultraviyole ışınları?Uzm. Dr. Sibel Duysak, pek de masum olmayan Ultraviyole (UV) ışınlarının deri tarafından emilimi ile fizyolojik ve patolojik bir takım sonuçlar ortaya çıktığına dikkat çekerek, bu ışınlardan neden ve nasıl korunmamız gerektiğine dair önemli açıklamalarda bulundu.

Dünyanın ışık ve yaşam kaynağı olan güneş ışığı pek çok ışından oluşuyor. Bunlar; gama ışınları, X ışınları, Ultraviyole, infrared ve radyo dalgaları.Bu ışınlardan özellikle Ultraviyole ışınlarının deri tarafından emilimi istenmeyen etkilere neden olabiliyor. Ultraviyole ışınları ise UVA, UVB ve UVC olmak üzere 3 spektruma ayrılıyor. Güneş ışınları atmosferden geçerken UCV'nin tümü, UVB' nin ise yaklaşık %90'ı su buharı, ozon, oksijen ve karbondioksit tarafından tutulduğu için yeryüzüne ulaşan UV ışınlarının büyük çoğunluğunu UVA oluşturuyor. Güneş ışınlarının faydalı etkilerinin yanı sıra istenmeyen yan etkilerinin de küçümsenmeyecek kadar fazla olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Sibel Duysak, bu etkileri güneş yanığı, hiperpigmentasyon (ciltte koyu renk değişimi), fotoyaşlanma, fotokarsinogenez, fototoksik ve fotoallerjik deri hastalıkları, deri immün sisteminin baskılanması ve katarakt oluşumu olarak sıralıyor:

'Ultraviyole enerjisinin yüzde 95'ini oluşturan UVA'nın en önemli etkisi, eritem (cilt kızarıklığı) ve bronzlaşmadır. UVA derinin alt tabakasına kadar ulaşarak güneş ışığına bağlı cilt yaşlanmasına (fotoyaşlanma)neden olmakta ve cilt kanserini tetiklemektedir. Güneş ışığı ile tetiklenen ilaç reaksiyonlarından çoğunlukla UVA sorumludur. UVA'nın gün içerisindeki yoğunluk değişkenliği UVB'ye kıyasla daha azdır, enlem ve atmosferik koşullardan daha az etkilenir. Pencere camından bile geçebilmektedir. Güneş yanıklarından başlıca sorumlu UV ışını ise UVB'dir.Karsinojeniktir ve fotoyaşlanmada başlıca rolü oynar. UVB pencere camı tarafından tutulur ancak kuartz camlardan ve sudan geçebilir. Tüm yıl maruz kalınan UVB dozunun yaklaşık %72'si yaz aylarında alınmaktadır.'

UV ışınlarının etkilerinden korunmak için ne yapmalı?

Son yıllarda güneşlenme alışkanlığının ve açık havada yapılan sporların yaygınlaşması, endüstride kullanılan ve teknoloji ile hayatımızın her alanına giren artifisyel UV yayan cihazların artması ile insanlar yoğun olarak UV'ye maruz kalıyorlar. Buna paralel olarak UV'nin zararlı etkileri de son yıllarda artış gösteriyor. Bu zararlı etkilerden biri olan deri kanserleri de giderek büyüyen bir sağlık problemi olarak dikkat çekiyor. Aslında cildimizin UV'nin istenmeyen zararlı etkilerine karşı bir takım doğal koruyucu sistemlere sahip olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Sibel Duysak, bu koruyucular arasında saçlar, deri yüzeyinde lipidler (yağlar), terdeki urosanik asit salgısı, stratumkorneum denilen derinin koruyucu üst tabakası, beta karoten (serbest radikal temizleyici ), melanin ve antioksidan enzimleri sıralıyor. Ancak bu koruyucu sistemler yeterli olmadığı için ilave koruyucu önlemlere ihtiyacımız var. (HABER MERKEZİ)