Pandemi sürecinde yüzlerce sağlık emekçisi hayatını kaybetti.

150 bin civarı sağlık emekçisi Covid'e yakalandı. Az personelle çok iş yaptık. Aylarca ailelerimiz ile görüşemedik. Çocuklarımızla kucaklaşamadık. Mahkemeler tehlikeli iş yapıyoruz diye çocuklarımızın velayetini bizden alıp sağlıkçı olmayan ebeveynlerine verdi. Filyasyon ekiplerine, nöbetli çalışanlara verilen yemek bile utanç kaynağı oldu.

Bu kadar zorlu koşullarda çalıştığımız böylesi bir dönemde ise bir takım kişiler tarafından topluma hedef gösteriliyoruz. Sağlık emekçisine yönelik şiddetin temel nedeni toplumu manipüle eden, ayrıştırmaya çalışan kişilerdir.

Sağlıkta talep kışkırtıldıkça ve yetkililerin sağlık emekçilerini hor gören, köle gibi gören açıklamaları ve yaklaşımları arttıkça sağlıkta şiddet de arttı. Her gün sağlık emekçilerine yönelik şiddet haberleri duyuyoruz. Şimdiye kadar şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirler ve kararların alınmasını sağlayamadık. En önemli tedbir elbette ki sağlık emekçilerine yönelik dil ve üslubun değişmesi ve meslekleri ile kişiliklerine hürmetle başlar. Bugüne kadar sağlık ve sosyal hizmet emekçileri sendikası ve üyeleri ile sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri olarak ekonomik, özlük ve demokratik taleplerimizi iyileştirmek, halkın sağlık ve sosyal güvenlik hakkına sahip çıkmak, korumak ve geliştirmek için her dönemde eylemde olduk. Alanlarda, işyerleri önünde, bakanlık önünde sözümüzü söyledik. Bu kadar zorlu koşullarda çalıştığımız böylesi bir dönemde bir takım kişilerin söylemleri ile topluma hedef gösterilmek istemiyoruz.

Bunu yapanları da şiddetle kınıyoruz…

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Başkanı Şükran İçöz