1979 yılında işe başladığımda, turizm işçilerinin çalışma koşulları bugünkü ile kıyaslanamayacak kadar iyiydi.

İşçiler, emekliler, kooperatiflerden ev sahibi olabiliyorlardı.

Peki, biz o ücretleri ve çalışma koşullarını kazanırken İşverenler, işletmeler zarar mı etti?

Hayır…

Tam tersine işverenler de kar ettiler. Her birkaç yılda yeni oteller açtılar.

'Her şey dahil' uygulaması henüz icat edilmemişti.

Ekstra satışlarla çok büyük hasılatlar yapılıyordu ve İşçilerde yüzde üzerinden paylarını alıyorlardı.

Bu, kendiliğinden doğmuş bir durum değildi.

Bütün işletmelerde sendika ve toplu iş sözleşmesi vardı. Sendikasız işçi ve iş yeri yok gibiydi.

Zaten neredeyse o günlerde Antalya'da başka turizm işletmesi yoktu.

Şimdi ise ne sendikalı iş yeri ne de işçilerin toplu iş sözleşmeleri var.

Bu da sendikal mücadele yöntemidir.

Gerçek işçi sendikaları, bu mücadelenin olmazsa olmazıdır.

Şikayetler, sızlanmalar, korkular, sektörden kaçmalar bizi kurtaramaz.

Sorun çok, çözüm belli…

Çözüm; sendikalarımızda birleşmek ve toplu iş sözleşmeleri yaparak, haklarımızı yazılı, imzalı metinlere kavuşturmaktır.

Kendimize güvenelim, değerimizi bilelim yeter.

Devrimci Turizm İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu