Sözün bittiği yerdeyiz! Tahammülümüz kalmadı! Nefes alamıyoruz! Tükendik! Güvenli ortamlarda çalışmıyor, her an şiddet tehdidi altında inanılmaz bir stresle yaşıyoruz. Kadına ve sağlık emekçilerine yönelik şiddet her geçen gün her geçen dakika artıyor. Şiddet pandemisi ile karşı karşıyayız. Biz artık bir meslektaşımızın kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz. Bir şiddet failinin daha serbest bırakıldığını, bir suçun daha cezasız kaldığını görmek istemiyoruz. Artık bağlı bulunduğumuz bakanlığın ölüm sessizliğine tahammülümüz kalmadı. Ölüyoruz! Ve hal böyleyken çalışamıyoruz. Bırakın çalışmayı nefes dahi alamıyoruz.

Biz sağlıkçılar yaşamak ve yaşatmak istiyoruz.

Nasıl bir sağlık hizmet düzenidir ki, resmi rakamlara göre bile her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuzdur. Sağlıktan mutlu olan tek kesim sağlıkta dönüşüm sayesinde oylarımız artmıştır diyenlerdir.

Bu ülke; kadınları ve sağlık emekçilerini korumuyor! Sağlık sistemini içinden çıkılmaz bir hale getirip sağlık emekçisini toplumun önüne bir suçlu gibi fırlatıyor! Sağlık emekçisine yönelik şiddet cezasız kaldıkça bir hak arama eylemine dönüşüyor! Sağlık emekçileri ne kadar değersiz görüldüklerini, beyaz kod verdiklerinde bile hiçbir şey olmadığını gördükçe tükeniyor! Bu ülke sağlıkta şiddeti cezalandırmıyor, hatta ellerini ovuşturarak izliyor, bu sayede oyları artar mı onun hesabını yapıyor!

Olan biteni akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır.

Halkımıza çağrımızdır: bu sistemin sorumlusu biz değiliz diyor ve sizleri başka bir sağlık sistemi mümkün diyen biz sağlık emekçileri ile birlikte mücadeleye etmeye çağırıyoruz.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şube Başkanı Şükran İçöz