Yasaklara takılan seyahat arzusu süre uzadıkça daha da artıyor. Milyonlarca insan bir an önce tedbirlerini alarak, korkusuz ve endişesiz seyahat etmenin özlemini çekiyor. Bazı ülkeler bu sürece çoktan geçtiler bile. Örneğin Covid 19 vakalarının neredeyse tamamen bittiği Çin'de 2020 yılının Ağustos ayında iç hat uçuşları geçtiğimiz seneyi yakalamıştı. Görünen o ki seyahat tahminlerden daha önce geri dönecek ve turizmin aldığı bu ağır darbe birkaç yıl içinde telafi edilebilecek. Korona süreci ve sonrasında Turizmde önemli değişikliklerin meydana geleceği kuşkusuz. Bazı alanlarda soft ve yumuşak değişimler olurken, bazı konularda sert ve radikal değişikliklere hazırlıklı olmak gerekiyor. Artık ,'öyleyse tedbirimizi alıp, olabilecek en uygun yere gidelim' düşüncesi hakim tatilcilerde. Buna göre var olan şartlarla birlikte, olası olumlu ve olumsuz korona seyrini de hesaba katarsak, 2021 ve sonrası tatil tercihi konusunda 3 önemli gelişmenin öne çıktığını görüyoruz


1. KISA SÜRELİ YURT DIŞI SEYAHATLER AZALACAK

2021 yılında geride bıraktığımız seneye göre hareketlilik artacak. İnsanlar, maskeyi, mesafeyi ve hijyeni ön planda tutarak kendi korunmasını sağlayabilmeyi öğrendi. Seyahatler yapılacak ama tedbirler de alınacak. Seyahate tekrar kapılarını açan ülkeler büyük ihtimalle karantina koşulunu devam ettirecekler. Bu şart özellikle AB içinde çok yoğun olan kısa süreli (3-5 geceleme) seyahatleri olumsuz etkileyecek. Zira 3-5 günlük kısa tatil için yurt dışına gitmek isteyenler büyük ihtimalle hem gittikleri ülkede, hem geri döndüklerinde kendi ülkelerinde 10 -14 gün arası karantinaya girmek zorunda kalacaklar. Böylelikle 3 günlük bir yurt dışı ziyareti 31 günlük bir süreyi kapsayabilecek. Bu durumda yakın çevredeki komşu ülkelere araba, tren ya da otobüs organizasyonları ile gitmek cazip olmayacak.

2. İÇ TURİZM ARTACAK

Korona şartlarında en kolay seyahat ise ülke içindeki özellikle kara ve demir yolu ile yapılabilen seyahatler olacak. Böylelikle gidilecek mesafeler kısalacak ve iç turizm büyük olasılıkla tarihinin en iyi yılını yaşayacak. Dünya turizminin önde gelen büyük nüfuslu ülkeleri dış turizmden oluşacak açığı iç turizm ile telafi etmeye çalışacak. Bu şartlarda en rizikosuz seyahat, ülke içinde yapılan seyahatler olacak. Bu, sıcak yaz günlerinde güneş ve kültür zengini ülkelerde çok daha hızlı devreye girecek. Bazı ülkeler bu konuda şimdiden hamleler yapmaya başladılar bile. Singapur hükümeti kendi ülkesindeki tatil yerlerini ziyaret edenlere kişi başı 75 dolar destek veriyor. Amerika, uçuşların yoğunluğunu şimdiden Havai 'ye çevirdi. Ülkelerin vatandaşlarını yurt dışı yerine iç turizme teşvik etmek için yeteri kadar nedenleri var; karantina süreçleri, pcr testleri, birçok formalite, yurt dışında yeni yaptırımlara maruz kalma rizikosu vs… Zaten başta Almanya, birçok ülke aylardır vatandaşlarını kendi ülkelerinde tatil yapmaları konusunda yönlendiriyor.

3. YURT DIŞI SEYAHATLERİN SÜRESİ UZAYACAK

2021 yılında 2019 yılının yüzde 70'i kadar yurt dışı seyahatinin yapılacağı öngörülüyor. Bu mümkün mü? Koronanın başladığı ve hepimizi gafil avladığı ve en sert zamanlarının yaşandığı 2020 yılında bile dünya genelinde yaklaşık 500 milyon kişi yurt dışı seyahati gerçekleştirdi. (benim tahminim) Dünya 2021 yılında biten yıla göre her konuda daha bilinçli ve hazırlıklı. Bu yüzden seyahat 2021 yılında da milyonların gündemi olmaya devam edecek. Her halükarda denizi, güneşi özlemle bekleyen büyük kitle bütün zorlukları göze alıp seyahatini gerçekleştirecek ve bunu bütçesi ve zamanı elverdiği müddetçe en uzun süreye yayacak. Karantina sürecini göze alıp, parasını ödeyerek yaptırdığı pcr testlerini ve yurt dışında oluşabilecek bütün olumsuzlukların riskini alan tatilciler, bunun karşılığını alabilmek için tatil süresini mümkün olduğunca uzun tutacaklar. Bizde artık istatistiklerimizi gelen kişiye göre değil, geceleme sayılarına göre tutmaya başlayalım artık…

Ve 5 geceden az konaklayan ziyaretçileri 'turist' kategorisine dahil etmeyelim.