Çoğumuz ezbere biliriz;
“Dağ başını duman almış
Gümüş dere durmaz akar
Güneş ufuktan şimdi doğar
Yürüyelim arkadaşlar...”
Fakat bu bir İsveç çocuk şarkısıdır. Çoğumuz da bilmeyiz.
İsveç dilindeki adı “Tre Trallande Jantor”, Türkçesi; “Üç Hoppa Kız”...
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı yenilmiştir. Gençliği ateşlemek için şarkının sözleri değiştirilir.
Ali Ulvi Bey yazar; “Dağ Başını Duman Almış...” Selim Sırrı Tarcan da bu sözleri besteler.
Sözleri, müziği ve temposu ile Gençlik Marşı’dır artık. En akılda kalıcı marşlarımızdan biri olarak söylenir.
***
Ayten Alpman’ın söylediği bir şarkıdır. 12 Eylül darbe günlerinde çok dinlerdik.
Hamaset duygularımızı kabartır. TRT’si, radyosu, her gün 10 kez çalardı bu şarkıyı. Ezberlemeyeni ayıplardık!
“Havasına, suyuna, taşına, toprağına
Bin can feda bir tek dostuma
Her köşesi cennetim
Ezilir yanar içim
Bir başkadır benim memleketim”
Bu şarkının aslında bir Yahudi halk ezgisi olduğunu biliyor musunuz?
***
İstanbul radyosunun yılarca sinyal müziği oldu. Yabancılar da söylerdi bozuk şiveleriyle...
“Üsküdar’a gider iken aldı da bir yağmur.
Kâtibimin setresi uzun eteği çamur.
Kâtip uykudan uyanmış, gözleri mahmur
Kâtip benim, ben kâtibin el ne karışır
Kâtibime kolalı da gömlek ne güzel yaraşır.”
Bu şarkının müziğinin bir İskoç şarkısından esinlendiğini duydunuz mu?
***
İstiklal Marşı bizim. Öz be öz!
Mehmet Akif Ersoy’un “Kahraman Ordumuza” adlı şiiridir.
Hamdullah Suphi Tanrıöver şiiri mecliste ilk okuyan kişidir.
Yoksul bir halkın döktüğü kanla kazanılmıştır.
Bu ülke o zaman vatan olmuştur.
Ve çalındığı zaman durulan, ayağa kalkılan, yüksek sesle söylenen, dünyada ilk ve tek marştır.
Yazarının dediği gibi...
“Allah bu vatana başka bir İstiklal Marşı yazdırmasın!”
Ne diyelim?..
İnşallah!