Türk futbolunun en büyük sorunlarından birisi istikrardır…
Futbol kulüplerinde teknik direktör konusunda istikrarı zaten sağlayamıyoruz.
Hatta bırakın teknik direktörü çoğu kulüp başkan ve yönetim anlamında dahi istikrar sağlanabilmiş değil.
Kulüpler teknik direktör değiştirir gibi başkan ve yönetim değiştiriyor.
Böyle olunca da ne sportif anlamda ne de mali anlamda başarı bir türlü yakalanamıyor.
Kulüplerdeki istikrarsızlık Türkiye Futbol Federasyonu’nda da yaşanıyor.
Örneğin Nihat Özdemir…
TFF başkanlığına gelirken ‘Ben Türk futbolunun Nihat ağabeyiyim’ demişti.
Görev süresi dolmadan istifa etti.
Ve neden istifa ettiğini de hiç kimse öğrenemedi.
Kaldı ki geçtiğimiz sezon hakemler kızağa çekildi nedenini kimse bilemedi.
Hakemler geri geldi, yine nedenini kimse bilemedi.
TFF başkanı istifa etti onun da nedenini kimse bilemedi.
Yani bilinmezliklerle dolu bir sezonu geride bırakmıştık.
Yeni başkan ve yeni yönetimle birlikte Ağustos ayında yeni sezona başlayacağız.
Önümüzdeki sezon uygulamaya girecek olan 7+4 kuralı ise rafa kaldırıldığı açıklandı.
Yani önümüzdeki sezon yine 8+3 kuralı ile devam edilecek.
Peki bugüne kadar tüm planlamasını, hazırlıklarını 7+4 kuralına göre yapan kulüplerin günahı ne?
Ne yazık ki Türkiye’de 4 kulübün ne istediği önemli.
Bu dört kulüp ne isterse o yapılmaya çalışılıyor, bu kulüpler üzülmesin diye çaba sarf ediliyor.
Türkiye’de ‘Kulüpler Birliği’ değil ‘4 Kulüp Birliği’ var.
Diğer kulüplere ise ne yazık ki, Türk futbolunun figüranları gözüyle bakılıyor.
Artık bu bakış açısı değişmek zorunda. Her takıma eşit, her takıma adaletli davranıldığı ve maçlar sahada kazanıldığı zaman bu lig güzelleşecek, rekabet artacak ve kalite yukarıya çıkacaktır.
Yoksa bu kısır döngü devam eder gider…