15’liler

Hey onbeşli onbeşli/Tokat yolları taşlı

Onbeşliler gidiyor/Kızların gözü yaşlı

Aslan yarim kız senin adın Hediye

Ben dolandım sen de dolan gel beriye

Fistan aldım endazesi onyediye

Gidiyom gidemiyom/Az doldur içemiyom

Sevdiğim pek gönüllü/Koyup da gidemiyom...

Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkan Osmanlı ordusubu savaşta eğitimli genç bir nesli kaybediyordu.

Savaş günleri, köyde, kasabada erkeğin kalmadığı, gücü kuvveti ve boyu posu yerinde olan herkesin asker olduğu ya da asker olmak zorunda kaldığı kara günlerdi. 18 Mart 1915'tepatlayanÇanakkale Savaşı 15 yaşında binlerce çocuğun yazdığı destansı zaferle sonuçlanacaktı.Anadolu'da söylenen 'Hey Onbeşli Onbeşli' adlı türküde söz konusu durum çok acı ve dramatik bir dille anlatılır.

İngiliz generali Aspinall-Oglander kara savaşında toprağa düşen bu gencecik çocukları vakti gelmeden solan gül goncalarına benzetir, 'Gelibolu'daki kanlı muharebeler, Türk ordusunun çiçeğini bitirmiştir' der.

Hey Onbeşli Onbeşli türküsü dilden dile dolaşanTahtobalı Hüseyin ile Hediye'nin hikayesidir. Hediye ile Hüseyin sözlüdür, Hüseyin 15 yaşında Çanakkale'ye gider, yazlar kışlar geçer Hüseyin dönmez. Anası babası Hediye'yi Tokat eşrafından Emin bey ile evlendirirler. Hediye kaderine razı olur. Bir yıl sonra Emin bey ölür.Eşkıya genç duldan haberdar olur ve bir gece konağı basarlar. Çaldıkları ile beraber Hediye'yi de sırtlarına vurup dağa götürürler. Dağda kıza yapmadıklarını bırakmazlar. Kızcağızı harap bitap halde şehir merkezinde cami önüne bırakırlar. Hediye Tokat'ı terk eder 1915'in üzerinden sekiz yaz, sekiz de kış geçer. Koskoca Tahtobalı'ya anca bir tane onbeşli döner,o da Hüseyin'dir.Hediye'yi sorar. Hediye'nin başına gelenleri öğrenince o da atına atladığı gibi Tokat'ı terk eder. İkisini de bir daha gören olmaz.

Çanakkale Savaşı'nın mağlubu, mağrur Churchill, Çanakkale'de Mustafa Kemal'i yok sayanlara şöyle sesleniyordu: 'Şu anda mağlubiyeti bütün damarlarımda hissetmekteyim. Çok üzgünüm. Oldukça mutluydum, umutluydum. Daha düne kadar Çanakkale bizimdir diyordum. Çünkü bu savaşı kazanmak için, askeri, parayı cephaneyi, her şeyi hesaplamıştım. Hepsinde çok üstündük. Mutlaka kazanacaktık. Yalnız bir şeyi hesaba katmamışız. Mustafa Kemal'i... Bağrımda İngiliz gururu olmasa, Türkleri alnından öpmek, onları ayakta alkışlamak isterdim.'

Hindistan'ın kurucusu Gandhi'nin Mustafa Kemal Atatürk için söylediği şu sözler ne anlamlıdır. 'Mustafa Kemal, İngilizleri yenene kadar, Tanrı'nın da İngiliz olduğunu zannederdim.'

Bu destanı yazanları saygıyla anıyorum...