ANTALYA Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre, S ağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi, Vergide Adalet eylemlerinin 50. haftasında Kemer’deki Deniz Aile Sağlığı Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. SES Eş Başkanı Şükran İçöz, sağlıkta dönüşümün ticarileşmeyi ve çeteleşmeyi beraberinde getirdiğini belirterek, sağlık hizmetlerinin bilime dayalı ve koruyucu sağlık hizmetleri ekseninde şekillendirilmesi gerektiğini vurguladı.

RANDEVU BULAMADIK, ÇOCUKLARIMIZ ÖLDÜ
Sağlık çalışanlarının ağır ekonomik koşullar altında ezildiğini ifade eden. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, sağlıkta adalet ve insanca çalışma koşulları için 14 Mart’ta iş bırakacaklarını duyurdu. SES Şubesi Vergide Adalet eylemlerinin 50. Haftasında Kemer İlçesinde bulunan Deniz Aile Sağlığı Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. Çarşamba eylemlerini tam 50 haftadır devam ettirdiklerini belirten SES Şube Eş Başkanı Şükran İçöz, “Bir yıldır her hafta, Aile Sağlığı Merkezleri (ASM)’den, hastanelerden, meydanlardan seslendik. Sağlıkta dönüşen sağlığını ticarileşmesidir, ölüm getirir dedik. Sağlıkta ticaret çeteleşmeyi getirdi, can aldı, performans halkın sağlığını kötüleştirdi, sağlık çalışanlarını tüketti. Sağlıkta dönüşümünün getirdiği performans sistemi ölüm getirir dedik. Hastane acillerinde beklerken hastalarımız öldü, aşıya ulaşamadığı için çocuklarımız öldü, ticarileşen taşerona devredilen yoğun bakımlarda bebeklerimiz öldü. Randevu bulamadık, randevu bulsak tedavimiz için ilaç bulamadık, bulduğumuz ilacın farkını ödeyemedik tedavi bulamadık. Sağlıkta dönüşüm ile 1 milyar defa doktora başvurduk ama sağlık bulamadık. Tüm bunların suçlusu sağlık emekçileri ya da yurttaşlarımız gibi anlatılıyor. Oysa biz tüm bu çökmüş sağlık sisteminin sorumlusunun sağlık bakanlığının politikaları olduğunu biliyoruz. Sorumluların ne yapması gerektiğini de biliyoruz. Ya bilime dayalı, vicdana sığan bir sağlık sistemi kuracaklar ya da istifa edecekler” dedi.

BİRİNCİ BASAMAK TOPLUMUN SAĞLIĞINI KORUMAKTIR
Şükran İçöz, “GETAT uygulamalarının birinci basamakta yeri olmadığını biliyoruz. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin amacı fitoterapi uygulamak değil, toplumun sağlığını korumak, hastalanmalarını önlemek olduğunu hatırlatıyoruz. Biz aşı tereddüdünü önleyin, aşı gönderin bebekler ölmesin diyoruz. Onlar birinci basamağı da ücretli hale getirip bilimsel geçerliliği olmayan tedavi yöntemlerinin uygulandığı merkezlere dönüştürüyorlar. Birinci basamak sağlık hizmetleri; koruyucu sağlığın temel alındığı, toplumun tümüne, ihtiyacı kadarıyla, şartlara göre bölge ve nüfus tabanlı, eşit, ulaşılabilir, tamamen ücretsiz, yeterli ve nitelikli insan gücüyle, birinci ve ikinci basamak kurumlarıyla karşılıklı iş birliği içinde bütünlüklü hizmet veren ve genel bütçeden finanse edilmelidir. Haftalardır söylüyoruz. Geçinemiyoruz. Hastalarımız gibi biz de ekonomik krizin yükü altında eziliyoruz. Patronlardan almadığınız vergiyi bizim sırtımıza yüklemeyin diyoruz. Ebe, hemşire arkadaşlarımız açlık sınırına yakın bir ücrete mahkûm ediliyor. Maaşlarımız yoksulluk sınırına ulaşamıyor ama vergimiz patronlardan aşağı değil. Bizden toplanan vergilerin bir kısım yandaş patrona, bankalara, geçiş garantili yollara, hasta garantili hastanelere aktarıldığını görüyoruz. Bu kaynakların sağlığa ayrılması gerektiğini söylüyoruz. Sağlık haktır, ücretsiz olmalı diyoruz. Sağlık çalışana insanca yaşama koşulları sağlanmalıdır diyoruz. 50 haftadır bunu söylüyoruz. Söylemeye de devam edeceğiz. Bizi duymayanlara karşı emeğimizi korumak, sağlık hakkını korumak için 14 Mart’ta iş bırakıyoruz” diye konuştu. İçöz sözlerine, “Sağlık sistemimiz çökmüştür ancak başka bir sağlık sistemi mümkündür. Sağlık Emekçileri olarak biz bunun mümkün olduğunu biliyoruz. Sağlıkta dönüşümün, sağlıkta ticarileşmenin, taşeronlaşmanın, sağlık emekçisini sömürmenin, hastalarımızı müşteri olarak görmenin bakanlığın tercihi olduğunu biliyoruz. Bu nedenle 14 Mart’ta iş bırakıyoruz ve güvenli, bilime dayalı, sağlığımızı ve emeğimizi koruyan bir sağlık sistemi talebi olan herkesi de bu iş bırakmaya katılmaya, desteklemeye davet ediyoruz. 50 hafta oldu bir kez daha söylüyoruz. Vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalmasını ve kesinti oranının en fazla yüzde 15 ile sınırlanmasını istiyoruz. “Eziyet Yönetmeliği’nin iptal edilmesini ve ilan ettiğimiz taleplerin karşılanmasını istiyoruz. Sağlık hizmetleri kar amaçlı değil toplum yararına, koruyucu sağlık hizmetlerin öncelendiği, bilime dayalı tedavi hizmetlerin yaşam bulduğu sağlık sistemi için, sağlık çalışanlarının hakları için mücadelemizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı

Kaynak: ANTALYA EKSPRES GAZETESİ