Adıyaman, tarih boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyan kadim bir yerleşim yeri. Hititlerin gölgesinde başlayan bölgenin hikayesi, zamanla Hurri, Mitanni ve Asur gibi büyük imparatorlukların etkisiyle şekillendi. Her biri, bu topraklarda kendi efsanelerini, kültürlerini ve mimarilerini bıraktı. 7’nci yüzyılda İslam akınlarıyla birlikte yeni bir dönem başladı. Emevî komutanı Mansûr bin Ca'vene, günümüzdeki kaleyi inşa ettiğinde, bölge artık yeni bir çağın kapılarını aralıyordu. Adıyaman, 758 yılında Abbâsîlerin egemenliğine geçince bu tarihî bölge ve çevresi, farklı din ve kültürlerin bir arada yaşadığı bir yer haline geldi.
Zaman ilerledikçe Türk akınları bu topraklara yöneldi. 1066 yılında Selçuklu kumandanı Gümüştekin’in zaferi, Adıyaman’ın kaderini değiştirdi. Selçuklular’ın bölgeyi fethi, yeni bir yönetim anlayışı ve kültürel zenginlik getirdi. Ardından Artuklu, Eyyûbî ve diğer Türk beylikleri bölgeye hakim oldu, her biri buraya kendi izlerini bıraktı.
Osmanlı dönemi ise Adıyaman’ın tarih sahnesinde yeni bir dönüm noktasıydı. 1515 yılında Osmanlı yönetimi altına giren bu yerleşim, zamanla çeşitli vilayet ve sancaklara bağlandı. 19. yüzyılda, yapılan düzenlemelerle Adıyaman, önemli bir merkez haline geldi. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte 1954’e kadar Hısnımansûr adıyla Malatya’ya bağlı bir ilçe olan şehir, 1954 yılında Adıyaman ili haline geldi. Her taşında, her sokağında, geçmişin izlerini barındıran bu kadim şehir, günümüzde de geçmişine sahip çıkarak yaşamaya devam ediyor.
PEKİ, ADIYAMAN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Adıyaman, tarih boyunca pek çok devletin egemenliği altında kalmış, farklı isimlerle anılan kadim bir şehir olarak birçok efsane ve hikaye barındırıyor. Seyyah Ainsworth, bu şehri ziyaret ettiğinde, Doğulu coğrafyacılar tarafından ‘Cholmodara’ olarak adlandırıldığını, Romalıların ise ‘Carbanum’ dediğini kaydetti. Bizans döneminde ‘Pordoniom’ ismiyle anılan bu yer, Süryanilerce ‘Klevdiye’ olarak adlandırıldı. Müslümanların eline geçtiğinde şehir, Hısnımansur ismiyle anılmaya başladı. Bu isim ‘Mansur'un kalesi’ anlamına geliyor. Rivayetlere göre, Emevi komutanı Mansur bin Cavane veya Abbâsî halifesi Ebu Cafer el-Mansur’un adıyla ilişkilendiriliyor. Kürtçe’de şehrin ismi için kullanılan ‘Semsûrun’ kelimesinin de Hısnımansur kelimesinden türediği düşünülüyor.
Bugün kullanılan Adıyaman adının kökeni ise tam olarak bilinmiyor. Bazı araştırmacılar, bu ismin Anadolu’nun eski halklarından Luviler’in dilinde ‘Ana Tanrıça Ülkesi’ anlamına gelen ‘Adaumana’ kelimesinden geldiğini iddia ediyor fakat yerel halk arasında, Adıyaman isminin, Kommagene Krallığı döneminde putperest babalarına isyan eden ve sonrasında öldürülen yedi kardeşin hikayesinden türediği efsanesi sıkça dile getiriliyor. Bu kardeşler için kullanılan ‘Yedi Yaman’ ifadesinin zaman içinde değişerek Adıyaman halini aldığı söyleniyor. Bir başka rivayet ise Adıyaman isminin şehri fetheden Yaman Bey’den geldiğini öne sürerken ayrıca ‘güzel vadi’ anlamına gelen ‘Vadi-i Leman’ ifadesinin zamanla bu isme dönüşmesi de muhtemel olarak görülüyor. Osmanlı döneminde, bu kadim yerleşim resmi belgelerde Hısnımansur adıyla anılırken seyyahlar ve halk arasında Adıyaman ismi de kullanılıyordu. Ainsworth, 1837 yılında buraya geldiğinde, şehri ‘Adıyaman’ olarak tanıtmıştı. Cumhuriyet’in ilk yıllarında resmi belgelerde hala Hısnımansur adı geçiyordu fakat 1928 yılında alınan bir kararla bu kadim şehir resmi olarak Adıyaman ismiyle anılmaya başlandı.