Ağustos’un salvoları!

Doğa üstümüze üstümüze geliyor. Acımasızca alıyor intikamını insanoğlundan, bunun 'adeta'sı falan da yok. Bir tarafta travma yaşatan corona, diğer yanda can alan sel felaketleri, öte tarafta alev alev yanan yurdumun ormanları. Yetmezmiş gibi hafta sonu çöken ve Eylül'ün ilk haftasına kadar devam edecek olan Çöl Sıcağı. Eylül'e girerken Ağustos'un salvolarına bakar mısınız? Toptan delirecek gibiyiz.

***

Bugün haftanın ilk günü sevimsiz Pazartesi biir. İki, ortalığı kırıp geçirmeyi hızlandıran salgın ki işler kötüye gidiyor. Ve de üüç, ortalık cayır cayır yanıyor. Antalya'da termometrelerin ibresi 40 derecenin üzerine vuruyor. İşte buyurun üçü bir arada. Biz de hem sinirli, hem öfkeli bahtsız bedevi gibi, ne yaptığımızı bilmez kendi eksenimiz etrafında dolanıp dolanıyoruz.

***

Dünyanın ekseni mi neyi kaydıysa artık, yaşamı zehir ediyor. Eskiden böyle değildi, ne olduysa 2020 geldi geleli oldu, dünya denen gezegenimizde felaketler ete kemiğe büründü. Yaşamla kan uyuşmazlığımız başladı. Neyle Covid-19 denen virüs ile…

***

Aylarca mücadele ettik, nafile. Ne oldu; öyle ya da böyle Ağustos ayında hoop başa sardık. Salgın yükselişe geçti. Şimdilerde koronavirüs kördüğüm. Virüsün alfabesini belledik ya, anlıyoruz Bilim Kurulu üyelerinin söylediklerini enfekte, entübe, bağışıklık, vaka falan. Mesela koronavirüsü geçiren kişi tekrar enfekte olabilirmiş. Vaka bağışıklığı süresi tartışmaları yeniden alevlenmiş. Ve de bağışıklık 4 ay sürebiliyormuş. Sonrasında yeniden…

***

Vaka sayıları hızla artarken, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin uyarıları sertleşiyor, alınan tedbirler artıyor. Toplumun da kafası karışıyor. Bakanlık, günlük koronavirüs tablosu açıklıyor, Türk Tabipler Birliği ve bilim insanları itiraz ediyor. 'Verilen rakamlar eksik. Gerçek hasta ve ölüm sayısı daha yüksek. Açıklanan rakamlar vatandaşı rehavete sürüklüyor' diyor ve 'Çember daralıyor' uyarısını yapıyor. Şimdi biz hangisine inanalım. Aha da kafamız karıştı.

***

Dedim ya bugün günlerden Pazartesi. Hiç sevmem de…