Antalya Tabip Odası ve Antalya Sağlık Bileşenleri, aile hekimliği çalışanlarını kapsayan yönetmeliğe karşı basın açıklaması yaptı. Hekimler basın açıklamasından önce, Antalya Tabip Odası önünden başlayarak İl Sağlık Müdürlüğü'ne doğru konvoy düzenledi. Açıklamaya Antalya Tabip Odası, Antalya Aile Hekimleri Derneği (ANTAHED), Hekim Birliği Antalya Şubesi, Genel Sağlık İş Antalya, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya üyeleri katıldı.
HEKİMLER TALEPLERİNİ SIRALADI
Antalya Tabip Odası Başkanı Dr. Hüseyin Can Ertürk, aile hekimlerini olumsuz etkileyen yönetmelik değişikliklerine dikkati çekmek için gerçekleştirilen eylemlere dair bilgi verdi. Başkan Ertürk, “30 Ekim 2024 tarihinde aile hekimlerinin çalışma ve ücretlerini düzenleyen yönetmelikte yapılan değişiklik sonrası olumsuzlukları dile getirerek bakanlığın dikkatini çekmek için 5-6-7 Kasım tarihlerinde 3 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirmiştik. O günden bu yana bakanlıktan herhangi bir geri dönüş alınamaması üzerine 2-6 Aralık tarihlerinde aile hekimleri yine iş bırakma eylemi gerçekleştiriyor. Yönetmeliğin aile hekimlerince neden kabul görmediğini, aile hekimlerine, vatandaşa, devlete neler getirdiğini, biz hekimlerin talebinin ne olduğunu bir kez daha anlatmak gereği doğdu. Aile hekimleri olarak öncelikle iş güvencesi istiyoruz. Aile hekimleri ve tüm sağlık çalışanları için emekliliğe yansıyacak tek kalemden oluşan, izin kullandıklarında, hastalandıklarında kesilmeyecek maaş istiyoruz. Gelire katkısı yüzde 20'yi geçmeyecek ve yapılan hizmetin niteliğini ödüllendiren bir performans uygulaması talep ediyoruz. Son yönetmelik ise bir aile hekiminin ücretinin yüzde 65'inin teşvik adı altındaki ek ödemelere dayandırıyor.Bu yönetmelik antibiyotik, ağrı kesici ve mide koruyucu gibi ilaçların yazılmasında tıbbi gereksinime bakılmaksızın, tanısal değil sayısal bir kısıtlama getirmektedir. Akılcı ilaç kullanımı adı altında reçetemize müdahale edilmektedir. Tıp fakültesinden mezun olduğumuzda aldığımız diplomalarımızla bize tanınan reçete yazma hakkı, bakanlıkça kısıtlanma yoluna gidilmektedir. Bu durum halkın sağlık haklarında kayıplara sebep olacak bir uygulamadır ve tamamen yanlıştır" diye konuştu.
'ŞİDDETE MARUZ KALMADAN ÇALIŞMAK İSTİYORUZ'
Çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Başkan Ertürk, aile sağlığı merkezlerinin güvenli ve uygun fiziki koşullara sahip olması gerektiğini, apartman altı veya bodrum katlarında hizmet verilmesinin kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “Aile hekimleri olarak artık devlete ait binalarda, güvenli ortamlarda, şiddete maruz kalmadan çalışmak istiyoruz. Apartman altı aile sağlığı merkezlerinde, penceresi-havalandırması olmayan bodrumlarda hizmet vermek istemiyoruz. Mülk sahibi ile kira tartışmaları yaşamak, tahliye kararları ile boğuşmak istemiyoruz.Entegre hastanelerde çalışan aile hekimlerinin mesaisini tamamladıktan sonra ayda 80 saat ekstra acil servis nöbeti zorlamasını kabul etmiyoruz" dedi.
'YÖNETMELİĞİN KALDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ'
Başkan Ertürk, yönetmelik değişikliğinin derhal geri çekilmesini talep ederek, “Başta Türk Tabipleri Birliği ve Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu olmak üzere sağlık örgütlerinin görüşü alınmadan apar topar çıkartılan bu eziyet yönetmeliğini derhal geri çekin. Yüzde 20'yi geçmeyen performans politikasını tüm hekim ve sağlık çalışanları için kurun. Konunun paydaşları ile bir araya gelip bu kez onların fikrini alarak bir yol haritası çıkarın. Son söz. Biz hekimlik mesleğine saygı için, diplomamızın onuru için bu eziyet yönetmeliği reddediyoruz, derhal rafa kaldırılmasını talep ediyoruz" ifadelerine yer verdi.
AİLE HEKİMLERİ 'ARTIK YETER' DEDİ
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası adına konuşan Dr. İlkay Eren, hem meslektaşlarının hem de ülke sağlığının geleceğini korumak için eylemlerine devam edeceklerini vurgulayarak, “Artık yeter. Bu kadar sendika ve STK, hekim, hemşire, ebe tüm Türkiye'de eylem yapıyoruz. 19 Ekim'de Ankara'dan seslendik. 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye'den seslendik. Şimdi 2-6 Aralık tarihlerinde iş bırakarak bir kez daha sesleniyoruz. Sesimiz duyulmadığı sürece, şartlar düzelene kadar hem meslektaşlarımız hem de ülke sağlığının geleceğini korumak için eylemlerimize devam edeceğiz" dedi.