Batı Toroslar’ın zirvesinde 1288 yılında kurulan Akseki İlçesi’nin tarihi, Roma İmparatorluğu dönemlerine kadar uzanmaktadır. İlçe Antalya’ya bağlı olmasına rağmen ile uzaklığı 155 km uzaklıktadır ve özellikle Konya’ya yakın konumda bulunur. Eski adı Marla olan ilçe Roma, Selçuklu ve Osmanlı devletlerine ev sahipliği yapmıştır. Akseki ilçesi. Akseki’nin nüfusu 2022 yılına göre 10.477 kişi olarak belirlenmiştir. O devirlerde Marla ( Marulya) gibi isimlerle adlandırılan İlçe, 1872’ ye kadar Akseki ismi ile Alanya’ ya bağlı iken daha sonra Antalya’ ya bağlanmıştır.
İlçede 41 köy ve 6 belde mevcut olup, nüfusun büyük çoğunluğu İlçe merkezinde ve beldelerde yaşamaktadır. Yöre halkının başlıca geçim kaynakları; ormancılık, ticaret ve hayvancılık olup, bağcılık ve badem yetiştiriciliği de diğer geçim kaynakları arasında sayılabilir.
İlçe,1286 yılında Toroslar üzerinde kurulmuştur. İlçenin eski adı ise kaynaklarda Marla olarak geçmektedir. Marla sanıldığının aksine Arapça bir sözcük olmayıp, divanı-ı lügatta geçen öz türkçe bir sözcük olup sözcük anlamı 'Yüksek Ulemalar Diyarı' demektir.
Yeni isim olarak Teke Yörüklerinin bir kolu olan Akseki ismi verilmiştir.
İlçe günümüzde Akseki olarak anılmaktadır. Akseki isminin ise nereden geldiğine farklı rivayetler bulunmaktadır.
Bunlardan ilki yamaçlara ev yapabilmek için dağ seki hale getirilmiştir. Dağı oluşturan kayalarda beyaz renkli olduğundan beyaz sekiler halinde bir görüntü oluşmuş ve buna dayanarak şehre Akseki ismi verilmiştir.
İkincisi rivayet ise Osmanlı imparatorluğu sırasında, Marulye, küçük bir köy olup, etrafında kurulan pazara ‘Akseki Pazarı’ denildiğinden, burasıda aynı adla anılmaya devam ediyor olmasıdır.
Üçüncü rivayet ise diğerlerine göre daha güçlüdür. Fatih Sultan Mehmet zamanında, Fatih’te Akseki Kemallettin adında bir alim oturur. Padişah bu alimin taifesini o zaman nüfusu az olan Marla’ya gönderir. İşte bu alimin ismine izafeten bu yöreye, Akseki denir. İstanbul’da bu fikri kuvvetlendirici bazı belirtileri görmek mümkündür. Zira Fatih Semti’nde Akseki Caddesi, Akseki Cami Sokağı ve Akseki mescidi vardır. Ayrıca olay; Fatih zamanında Anadolu’yu Türkleştirme ve Müslümanlaştırma siyasetine de uygun olduğu için realitesi diğer rivayetlere göre daha güçlüdür.
Yine eski bir söylentiye göre; bölgede çok ağa ve bey ile bunlara ait büyük at sürüleri varmış. Zaman zaman bu sürüler birbirine karışınca atları ayırmak bir mesele olurmuş.
yalnız, Akseki yöresindeki ağaların atlarının dört ayağı da sekili olduğundan bu bölgeye ait atlar hemen ayrılırmış. Bu beylerin ve atların ünü o kadar yayılmış ki bu atlar nerede
görülürse görülsün Aksekili at olarak isimlendirilmiş, bundan dolayı bu bölgeye Akseki denilmiştir.
Bölgenin ismini nereden aldığına dair son rivayet ise, Akseki kelimesini dil-bilim yönünden inceleyerek coğrafi yapı ile bağlantı kurar. Akseki sözcüğü birleşik bir kelime olup takısız tamlamadır. Ak ve seki kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Seki sözcüğü coğrafi bir terimdir. Merdiven basamakları gibi kademeli bir araziyi ifade eder. Yörenin doğal görünümü de beyaz kalkerli olduğundan bu beldeye Akseki denilmiştir. HABER/BUSE ER