Behlül Dal, İstanbul'un tarihi Vefa semtinde 22 Ocak 1922 tarihinde dünyaya geldi. Babası Fuat Dal, bir dönemin önemli Divan Şairleri'nden Abdullah Celaleddin Paşa'nın kızı Zehra Hanım ile evlenmişti. Bu köklü aile bağları, Behlül Dal'ın hayatına, edebiyat ve sanatla iç içe geçmiş bir şekilde damgasını vurdu.
EĞİTİM HAYATI
Küçük yaşta ailesinin görevi nedeniyle Kayseri'ye taşınan Behlül Dal, ilkokula burada başladı. Ancak, eğitim serüveni Galatasaray Lisesi'nde devam etti. Ankara Hukuk Fakültesi'nde başladığı eğitimini yarıda bırakarak, vatan görevini yerine getirmek üzere askere gitti. Askerlik sonrasında, sanat ve kültürle iç içe bir yaşamın kapıları ona ardına kadar açıldı.
ANTALYA YOLCULUĞU ve FİLM FESTİVALİ
Behlül Dal, Antalya Halkevi'nde yönetmen olarak atanmasıyla sanat kariyerine adım attı. Bu dönemde, Antalya Belediyesi'nin düzenlediği festival için film yönetmeni ve belediye başkanı Ömer Eken'in yakın arkadaşı olan Behlül Dal görevlendirildi. 1960 yılında, bu festival Antalya Altın Portakal Film Festivali'ne dönüşerek Türkiye'nin en önemli sinema etkinliklerinden birine dönüştü. Behlül Dal, bu festivaldeki çalışmalarıyla ve kuruculuk pozisyonu ile sinema dünyasında adını altın harflerle yazdı.
Ancak Behlül Dal'ın yetenekleri sadece yönetmenlikle sınırlı değildi. O, aynı zamanda birçok belgesel ve kurmaca film yanında, duygusal şiirleriyle de tanınıyordu. Sinemaya olan aşkı her ne kadar belirgin olsa da, kelimelerle dans etme tutkusu onu şiirin derin sularına sürüklüyordu.
Behlül Dal, sadece bir sanatçı değil aynı zamanda bir kültür elçisiydi. Onun eserleri, Türk sinemasına ve kültürüne kattığı değerle öne çıktı. Behlül Dal, yaşamının her anını bir sanat eseri gibi dokuyarak, adeta geçmişin izlerini günümüze taşıyan nadir sanatçılardan biriydi. Haber/Erendiz ÖZKURT