Anlamak!

Başkalarını anlamak ve anlayışlı olmak konularında çok cimriyiz!Çoğumuz, öncelikle kendimizin anlaşılmasını isteriz. Bu algı belki de insan doğasının parçası.

Bernard Shaw biraz ironi yapmış anlamak üzerine;'Bana karşı anlayışlı davranan tek kişi terzimdi. Her gördüğünde yeniden alırdı ölçülerimi. Onun dışında herkes, önceki ölçülerin bana uyacağını sandı.'

Kulağından gireni yüreğine gömen, yerini ve haddini bilen, hoşgörülü ve anlayışlı insanların çoğalması dileğimdir.

***

İki komşu ülkenin hükümdarları dostça geçinmeseler de birbirlerine gönderdikleri armağanlarla zekalarını yarıştırırlarmış. Bu hükümdarlardan biri heykeltıraşına bir karış yüksekliğinde, altın ve birbirinin aynı üç insan heykeli yaptırmış. Heykellerin arasında öyle bir fark olacak ki bu farkı sadece kendisi veo heykeltıraş bilecekmiş. Heykeller hazırlanmış, komşu ülkenin hükümdarına gönderilmiş. Heykellerin yanına bir de mektup iliştirilmiş; 'Bu üç heykelden biri, diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykelin hangisi olduğunu bulunca bana haber verir misiniz?'

Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırmış. Üç altın heykel gramına kadar eşit, boyları ve genişlikleri de aynı! Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırmış. Ama hiçbiri heykeller arasındaki farkıbulamamış. Sonunda zindandan kaçma planları hep boşa çıkan bir genç haber göndermiş. Salıverilmesi karşılığında farkı bulacağını söylemiş. Hükümdar çaresiz,genci yanına çağırtmış.

Genç çok ince bir tel getirilmesini istemiş. Teli birinci heykelciğin kulağından sokmuş, tel heykelin ağzından çıkmış. İkinci heykele de aynı işlemi yapmış, tel bu kez diğer kulaktan çıkmış. Üçüncü heykelde de, aynı tel kulaktan girmiş ama hiçbir yerden dışarı çıkmamış.

Ancak telin sığabileceği bir kanal, kalp hizasına kadar iniyor, oradan da öteye gitmiyormuş. Yani tel, kalpte kalıyormuş.Buna tanıklık yapan hükümdar, heykelleri gönderen komşu hükümdara farklı olan heykeli bulduğunu ve neden farklı olduğunu şöyle anlatmış:'Kulağından gireni, ağzından çıkartan insan makbul değildir. Kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. En değerli insan, kulağından gireni, yüreğine gömen insandır.'

***

Bir fıkra...

Tanrı Zeus tilkinin zekasına ve becerikliliğine hayrandır. Onu hayvanların kralı ilan eder. Ama aklı karışıktır.

'Bu hayvanı böyle yükselttik ya; bakalım huyu, suyu değişti mi, tamahından vazgeçti mi?' diye merak içindedir.Tilki kral, tahtırevanına kurulmuş tebaasının önünden geçerken, Tanrı Zeus bir böcek uçuruvermiş.Tilki böceği görünce dayanamamış, halini, yerini, şanını düşünmeden yerinden fırlamış, ille de böceği yakalamak sevdasına düşmüş. Zeus bunu görünce çok kızmış ve tilkinin krallığına son vermiş.
Ders;Soysuzu giydir, kuşat, istediğin kadar yükselt; huyunu asla değiştiremezsin!