Fethiye ilçesinde yaşayan Sudenaz Kızılca'ya, 6 yaşına geldiğinde doğuştan böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Böbrek fonksiyonunun yüzde 50'ye kadar düşmesi üzerine İzmir'e sevk edilen Kızılca, 2012 yılında İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde idrar yollarından böbreklere kaçak olduğu tespit edilince hemen ameliyat edildi. Tedavisine çok geç kalındığı için İzmir'de 4 yıl kadar hastalığı takip edilen Sudenaz Kızılca, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'ne sevk edildi. 2016'dan 2022 yılına kadar Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde tedavisi süren Kızılca'nın sağlık durumunun gün geçtikçe kötüye gitmesi üzerine nakil olması gerektiği ifade edilerek, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'ne gönderildi. Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü’nde kadavradan böbrek nakli için sıraya giren Sudenaz Kızılca'ya, böbrek çalışma değerinin yüzde 14'e düşmesi üzerine acil diyalize girmesi ve ardından nakil olması gerektiği belirtildi. Nakil olmak için lise eğitiminin bitmesini bekleyen Kızılca, okul bitince karnesini alamadan 27 Haziran'da annesinden nakledilen böbrekle yaşama tutundu.
SON AŞAMADA ANNESİNDEN NAKİL OLDU
Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nefroloji Bölümünde tedavisi tamamlanan Sudenaz Kızılca, böbrek yetmezliği nedeniyle yaşadığı sıkıntıları anlattı. Kızılca, “Bebeklikten böbrek rahatsızlığım vardı. Fethiye'de fark edemediler. 6 yaşında İzmir'e gittim. Orada teşhis konuldu. Böbrek ameliyatı oldum. Böbreğimdeki kaçağı kapattılar. Düzenli ilaçla yüzde 50 çalışan böbreğimi götürmeye çalıştılar. Akdeniz Üniversitesi'ne geldiğimde böbreğim yüzde 14 çalışıyordu. Naklin son aşamasına geldim. Diyalize alınacaktım, alınmadım. Lise eğitimimin bitmesini bekledim. Lise bitince direkt nakil oldum. Zorlu bir süreç geçirdim. 6 yaşında çocuk olduğum için çok sayıda ilaç kullanıyordum. Çok zorlanarak, ağlayarak ilaçlarımı içiyordum. 6 yaşıma kadar çocukluğum kabus gibi geçmişti. İştahsızlık, yemek yememe gibi durumlarım vardı. Çok zayıftım. Şimdi bundan sonra inşallah daha iyi olacağım" ifadelerini kullandı.
'CANIMI İSTESE CANIMI VERİRİM'
Böbrek naklinden başta korktuğunu söyleyen Kızılca, “Annem böbreğini vereceğini söyledi. Annem doğurduğunda ilk canını bana vermişti. İkinci canını 17 yaşımda bir daha verdi. Canımı istese canımı veririm. İki canı bir arada verdi. Bazı anneler çocuklar için canını verir. Ben nakilden çok korkmuştum ama korkulacak bir şey yokmuş. Olduktan sonra herkese Allah yardım ediyor. Organ bağışı yapmalarını istiyorum. Her bir can, ilerde çocuklarınıza can olabilir. O yüzden bağış yapın" diye konuştu.
Hemşire olmak istediğini aktaran Sudenaz Kızılca, “Liseyi hemşire olarak bitirdim. Bu süreçte çok acı çektim. Bundan sonra başkalarına can olabilmek için hemşirelikte devam etmek istiyorum. Allah izin verirse üniversiteden sonra inşallah hemşire olmak istiyorum" dedi.
HİÇ DÜŞÜNMEDEN BÖBREĞİNİ VERDİ
Seray Kızılca ise kızı Sudenaz'ın bebekliğinden beri böbrek rahatsızlığı çektiğini belirterek, “Bebeklikte hep ateşlenirdi. Ateşlendiği zaman hastaneye götürürdüm. Boğaz enfeksiyonu deyip antibiyotik tedavisi yapıp geri çevirirlerdi. 6 yaşından sonra bir şeylerin farkına vardım, halsiz kalmaya başladı. Başka bir hastaneye götürdüm. İzmir, Denizli veya Antalya'ya gitmemiz gerektiğini söylediler. İzmir'e gittik, orada kapalı bir ameliyat oldu. Böbreklerde yüzde 15 açıklık kaldı, dediler ona da ilaç tedavisi uygulamaları gerektiğini söylediler ama ilaç tedavisi uygulansa da böbrek hasar gördüğü için sonunda nakil olması gerektiğini belirttiler. Nakli ötelemiş olduk. 17 yaşına kadar iyi bir süreç geçirmedik. Her gün hastanelerdeydik. 17 yaşında en son raddeye geldi. Antalya'da da nakil olmamız önerildi. Ben de hiç düşünmeden böbreğimi verdim" ifadelerini kullandı.
TARİFSİZ BİR DUYGU
Nakil için karar vermesinin çok uzun sürmediğini söyleyen Kızılca, "10 ay önce nakil olmamız gerekiyordu ama kızım 'Liseden mezun olduktan sonra nakil olacağım' dedi. Anne de olsanız bir şey söyleyemiyorsunuz. Mezuniyet sonrasında nakil oldu. Çok tarif edilemeyecek bir duygu içindeyim. Herkesin bağış yapmasını istiyorum. Hele ki, evlatları için bunu yapmalılar. İkinci kez can olmak da iyi bir şey. Evlatlar için bunu yapmak çok önemliymiş. Herkes organ bağışı yapsın" diye konuştu.