ANTALYA Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ‘Depreme dirençli bir Antalya’ sempozyumunu düzenledi. Sempozyum kapsamında Antalyalılarla buluşan Prof. Dr. Naci Görür, Antalya’nın dirençli kent olmasını ve deprem risklerini değerlendirdi. Görür, “Antalya bir deprem kentidir. Doğrudan doğruya üzerinde olan bir aktif fay yoktur. Kent sınırları içerisinde böyle bir sorun yok ama kenti çevreleyen alanlarda 6 ve üzeri deprem üretebilecek bir bölgenin içindedir. Dolayısıyla bu komşularda olabilecek depremler ciddi hasarlara sebep olacak. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ve İlçe Başkanlarının Antalya’nın gelişmesini sağlama, nerelerde yapılaşma yapılacağı yapılmayacağı, yani önümüzdeki 100 yıllarda Antalya’nın nasıl gelişeceğinin hesabını bugünlerden yapmaları lazım” dedi.
‘ANTALYA’NIN KOMŞULARI BAŞINA DERT AÇABİLİR’
Antalya’nın konumu hakkında açıklama yapan Görür, “Antalya aktif fay hattı üzerine kurulu bir şehir değil. Antalya’ya yakın Akşehir fay hattı var. Akşehir fay hattı büyük depremler üretmeye sahip. Fethiye-Burdur fay hattı da aynı şekilde. Antalya’nın kuzeyinde graben yapılar var. Onlar da ciddi depremler üretebilir. Akdeniz’de sürekli deprem üreten Pliny-Strabo fay hattı Antalya’dan 116 km uzaklıkta. Bu konuya dikkat çekmek istiyorum, canlı bir fay hattı 7 ve üzeri deprem üretirse 100 km alanı içerisinde alanda hasara neden olabilir. Yani fay hattı Antalya’yı büyük bir etkisi altına alabilir. Antalya’yı doğrudan doğruya vuracak bir fay hattı yok. Ancak komşularının depremini sürekli hissedecek. Yani hayırlı komşu edinmemişsiniz. Komşularınız başınıza dert açabilir. Bu dert de söylediğim gibi 100 km içerisine giren kısımlar büyük hasar alabilir” ifadelerini kullandı
‘KÜLTÜRLÜ TOPLUM DEPREM İÇİN ŞART!’
‘Antalya’yı dirençli bir kent haline nasıl getireceğiz’ konusuna da değinen Naci Görür, “Antalya’nın 6 bileşeni var. Yönetim ve yönetim sistemi, halk, altyapı, yapı stoku, çevre ve ekosistem, ekonomi eğer siz bu 6 bileşenin her birini alır, olası bir depremde bu depremin bileşenlere nasıl etki edeceğini, ne kadar zarar vereceğini hesaplarsanız ve vereceği zararların etkisini şimdiden azaltırsanız bu da sizin kentinizi depreme dirençli kent haline getirir. Bütün dünyada bu işi böyle yapıyorlar. Ama bu 6 bileşenin en önemlisi ‘halk’tır. Bir kentin halkında deprem bilgisi, deprem kültürü yoksa o kenti deprem dirençli kent yapmayı unutun. Çünkü bilgisiz olan toplum ne yapar eder alttan girer üstten çıkar oradaki siyasetçileri ikna eder ve seçim zamanı kaçak yapı yapar kendine. Çünkü halka direnemezsin. Eğer kafasına takmışsa o kenti ne disipline edebilirsin ne de depreme dirençli hale getirebilirsin. Kültür şart. Deprem kültürü de eğitim ile olur. Ancak zaman içerisinde olan bir şey üç beş eğitim ile olmaz, aile eğitimi ile olur. Bugün Japonlar deprem kültürünü anaokulundan başlatıyor” dedi. HABER/ ÇİĞDEM KORKAN