GÜNDEM

Antalya Kent Konseyi'nden 'şiddetsiz bir toplum' mesajı

Antalya Kent Konseyi Kadın Meclisi, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' nedeniyle bir mesaj yayımladı. Yayımlanan mesajda, "Şiddetsiz bir toplum özlemi içindeyiz" denildi

ANTALYA Kent Konseyi Kadın Meclisi, '25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü' nedeniyle bir mesaj yayımladı. Kadın Meclisi'nin yayımladığı mesaj şöyle;

"25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde bu yıl yine şiddetsiz bir toplum özlemi içindeyiz. 

Hukukun üstünlüğünün sağlanamaması, ülkede tüm alanları olumsuz etkilerken; bu durum öncelikli olarak ve en çok dezavantajlı kesimleri etkilemektedir. Her hak ihlali, her hukuksuzluk, nihayetinde kadın ve çocukların can güvenliği, beden ve ruh bütünlüğü, yaşam haklarını ortadan kaldırma tehlikesi ile sonuçlanmaktadır. 

Kişinin kendini güvende hissetmediği, asgari koşulların dahi sağlanamadığı toplumlarda gelişim mümkün olmayacağı gibi sağlıklı bireylerin yetişmesi ve sonuç olarak sağlıklı toplumunun inşasının da olanak dışı olduğu açıktır. Yaşanan haksızlık ve hukuksuzlukları ortadan kaldırmak için çalışmak her birimizin ödevidir. 

Temel hak ve özgürlükler vazgeçilemez haklardır ve hepimiz için gereklidir. Doğmakla sahip olduğumuz; zaten bizim olan haklar için bu çağda halen mücadele veriyor olmak onur kırıcıdır. En temel insan hakkı olan yaşam hakkı, biz kadınlar için lüks ve ulaşılmaz olmaktan çıkmalıdır. Yaşam hakkı elinden alınan bir bireyin, diğer temel haklarını gerçekleştirmesi beklenemez. Ve yaşam hakkı ihlali, diğer birçok hakkın ihlalini beraberinde getirmektedir. Zincirleme hak ihlalleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği toplum huzuru önünde bir engeldir. Temel hakların tesis edilmesinden sonra gelen, bireyin kendini gerçekleştirme hakkına, biz kadınlar henüz ulaşamamış bulunmaktayız.  

Son zamanlarda; kadın aleyhine öngörülen yasal değişiklik tasarıları, kız yurtlarında kalan öğrencilerin can güvenliğini tehdit eden olaylar, kendini gerçekleştirme hakkından ne kadar uzak olduğumuzun birkaç örneğidir. 

Kadınların toplumsal yaşamın her alanında; hak ve özgürlüklerini kullanmasını ve bunlardan yararlanmasını engelleyen; cinsiyete bağlı şiddet, ayrım, mahrumiyet veya kısıtlamalar; kadının öğrenimi, iş yaşamına katılımı,  gelirini ve sağlığını yani tüm hayatını etkileyen, toplumsal baskı oluşturan bir şiddet biçimidir.   

Kadına yönelik şiddet; bir insan hakları ihlalidir ve suçtur. Gerek yasalarda gerekse yasaların uygulanmasında kadınlara karşı ayrımcılığın da insan hakları ihlali olduğu bilinmelidir. 

Bir erkeğe oranla kadından iş, aile, kariyer kulvarlarında, adeta doğuştan eksikmiş gibi, daha fazla performans beklenmesine, kadının kendini kabul ettirmek için iki kat fazla çalışmasını gerektiren bir yapıya, hak arayışının yakıştırılan türlü sıfatlarla budanma çabasına dur diyoruz. Çeşitli araçlarla kadını dilsizleştirme ve kontrol etme tutumlarını kabul etmediğimizi bir kez daha bildiririz."