Muğla'nın Marmaris ilçesinde yaşayan emekli özel okul koordinatörü Melek Şarcı, böbrek rahatsızlığı nedeniyle Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne muayene oldu. Az su tüketimi nedeniyle böbreklerinin iflas ettiğini öğrenen Şarcı, özel hastanede diyalize girdi. Diyalize 11 ay giren Şarcı'ya, beslenme uzmanı kızı Özge Demirbaş böbreğini bağışlamak istedi. Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yönlendirmesiyle Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi'ne başvuran Melek Şarcı, kızının bağışladığı böbrekle yeniden yaşama tutundu.
'KIZIM, HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN BÖBREĞİNİ BAĞIŞLADI'
Melek Şarcı, konuyla ilgili, "Kızım 'Ben veririm' dedi, hiç tereddüt etmedi. Çok duygulandım. Önce çok endişelendim. 'Tek böbrekli kalacak, ileride ona da bir şey olur' diye düşündüm. Doktorlarımız bize 'Kesinlikle hiçbir şey olmaz' dediği için içimiz rahatladı. En son çare nakil. 20 senedir diyalize girip nakil bekleyenler var. Diyaliz çok zor bir olay. Çok şükür geldik naklimizi olduk, ikimiz de iyiyiz" dedi.
'KIZIM HAYATIMI KURTARDI'
Nakil bekleyen hastalara ve ailelerine çağrıda bulunan Şarcı, "Yakınlarının hastalıkları yoksa hiç tereddüt etmeden bağışta bulunsun. Zaten nakil sürecinde inceleniyor. Bir durumları varsa almazlar. Hepsi 'Biz verebilir miyiz?' diye başvursunlar. Ameliyatta da ne ağrı, ne sancı, ne de sızı oldu. Bugün 5'inci günüm, kalkıp yürüyorum. Belki 2 gün sonra taburcu olacağım. Organ bağışı hayat kurtarır. Kızım da benim hayatımı kurtardı" diye konuştu.
SU İÇMENİN ÖNEMİNİ ANLADI
Özge Demirbaş, annesi Melek Şarcı'nın su içme problemi olduğunu, çok fazla su tüketmediğini anlattı. Annesinin günde 1-2 bardak suyla hayatını sürdürdüğünü aktaran Demirbaş, "Çay gibi başka şeyler tüketiyordu. Onlar da sıvı olduğu için kendisine yarar sağladığını düşünüyordu. Oysa ki su, böbrek için çok önemli. Böbreğin çok önemli bir organ olduğunu, doktor koltuğuna oturduğumuz zaman 'Böbrekleri tamamen bitmiş, bu yüzden diyalize girmesi gerekli' dediği an anlamış olduk" dedi.
Annesi, diyalize girdiğinde nakil sürecini araştırdığını anlatan Demirbaş, nakil olan kişilerin hayatlarına iyi şekilde devam ettiğini belirterek, "Doktorlara sordum. Onlar da herhangi bir sorun olmayacağını, tek böbrekle doğan insanlar olduğunu, hatta yıllarca hiç bilmeden tek böbrekle hayatlarını idare ettiklerini ve sporcu olabildiklerini söylediler. Benim kaygım da sporcu olmamdı. Dağcılık, kaya tırmanışı gibi ağır sporlar yapıyorum. Dolayısıyla bunları yeniden yapabilir miyim diye tereddütüm vardı ama doktor ikna etti. Böylelikle hiç düşünmeden 'O zaman böbreğimi anneme vermek istiyorum' dedim" diye konuştu.
'ANNEM BUGÜN İLK DEFA BENİM BÖBREĞİMİ KULLANDI'
Demirbaş, organ naklinde başarılı operasyonlarla ve ilklere imza atan Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Merkezi'yle iletişime geçtiklerini anlattı. Organ nakli koordinasyon ekibiyle görüşüp nakil için tüm işlemlerin tamamlandığını belirten Demirbaş, "Tepeden tırnağa her yerimiz incelendi. Özellikle vericiye çok önem veriyorlar. Çünkü sağlam bir insanı ameliyata sokacaksınız, o yüzden çok derinlemesine check-up'a girdim. Tahlillerim yapıldı ve neticesinde uyumlu olduğumuz söylendi. Nakil olduktan sonra ilk düşündüğüm şey, 'Annem ne zaman benim böbreğimi kullanabilecek'ti. 5'inci günümüzdeyiz. Annem bugün ilk defa benim böbreğimi kullandı. Bunun mutluluğunu yaşıyoruz. Böbreğim annemin bedeninde var oldu. Şimdi yeniden onun bedenine geri döndü. Bu da çok duygulu bir durum" dedi.
KADAVRADAN BAĞIŞLANAN ORGANLAR BAŞKA HASTALARA UMUT OLDU
Organ bağışı bekleyen çok sayıda hasta olduğunu vurgulayan Demirbaş, "Kadavradan da nakil olabildiği için bağışçı olmalarını rica ediyorum. Burada bir olayla karşılaştım. Gece 12.00'de trafik kazası geçirmiş bir insanın organları bağışlanmıştı. Buraya böbrek nakli bekleyen 5 kişi çağrıldı. Hangisine uyarsa ona nakil yapılacaktı. Herkes kime çıksa mutlu olacaktı. Bu o kadar empati yapılacak bir duygu ki bunu annem bilebilir. Sırada bekleyen 5 kişiye tahlil yapıldı, sonuçlarına göre nakil olacaktı. Onların duyguları, bekleyişi çok farklıydı. Evet bir tarafta kötü olumsuz bir durum vardı. Biri hayatını kaybetmişti ama o kişinin birçok organını transplantasyon için aldılar. Kalbi, böbreği, karaciğeri ve birçok doku başka hayatlara umut oldu. Bu inanılmaz bir şey. Yaşadığınız zaman çok daha iyi anlıyorsunuz" diye konuştu.