ANTALYA'DA katlanarak artan kira fiyatları, kiracıları işin içinden çıkılmaz bir hale getirdi. Antalya Kiracılar Dayanışma Platformu kurucuları ve üyeleri Kapalıyol’da bir araya geldi. Yaşanılan kira krizine dikkat çeken Kiracılar Dayanışması Platformu kurucuları, yetkililerin seçimden sonra konuyu çözmeye çalışmadıklarını getirilen yüzde 25, arabuluculuk gibi yasaların çözümden çok tam tersi sorunlara sebep olduğunu belirttiler.
‘HİÇBİR SİYASİ İSİM BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEDİ’
Kiracılar Dayanışması Platformu kurucularından Şerife Yavuz, “ Bugüne kadar birçok eylem yaptık. Sesimizi duyurmak için birçok yol denedik ancak siyasiler bize ulaşan olmadı. Birçok siyasi isime ulaşmaya çalışıyoruz. Fakat iktidar olan parti milletvekillerine hiçbir şekilde ulaşamıyoruz. Halkın seçtiği milletvekili halkının yanında olmuyorsa, kendisi ulaşılamaz olarak kalıyorsa, bizler halk olarak neden oy kullanıyoruz? Bize sorunlardan haberdar olduklarını söylüyorlar fakat biz bir senedir bu konuda verdiğimiz mücadelemizde hiçbir olumlu geri dönüş almadık” dedi.
‘ARABULUCULUK, YÜZDE 25 SINIRI ÇÖZÜM DEĞİL’
Çözüm olarak getirilen arabuluculuk sistemine değinen Yavuz, “Büyükşehirlerde özellikle Antalya, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi yerlerde arabuluculuk sistemi çokta etkili olmadığını, tersine daha fazla ev sahibinin davaya yöneldiğine şahit oluyoruz. Ev sahipleri yüzde 25 sınırından sonra kiracısını çıkarmak için türlü türlü yollara başvuruyor. Bize gelen bir kiracının mesajı ile örnek verecek olursak ev sahibi kiracısına ‘SGK primleri arttı benimde kiramı artırmalısın, artırmıyorsan evimi boşalt’ dediğini veya ‘üç ayda bir kirama zam yap piyasada fiyatlar artıyor yoksa tahliye taahhütnamesi ile seni çıkarırım’ tehditlerini görebiliyoruz. En başından beri yüzde 25in arabuluculuğun çözüm olmadığını dile getiriyoruz. Nedense ısrarla kimse bizi görmüyor, duymuyor” ifadelerini kullandı.
‘ÜLKEDE MÜLTECİ İSTEMİYORUZ’
Mülteci sorununa değinen Kiracılar Dayanışması Platformu kurucularından Cengiz Kul, “ Ülkemde yabancılara bu kadar kolaylıkla vatandaşlık verilsin istemiyorum. Bizim ülkemiz değerli bir ülkeyken kendi ülkemize halk olarak sahip çıkamıyor bizler mülteci konumuna getiriliyoruz. Ülkemize savaş mağduru olarak gelen yabancılar artık bizleri istemiyor. Yaşanılan kira sorunlarının en temelinde yabancı uyruklu kişilerin ülkemizde konut satın alması ya da kiraladıkları eve yüksek kiralar ödeyerek fiyatları artırmalarıdır. Çözüm olarak şunları öneriyoruz; Yabancı olarak gelen mülteci ve sığınmacıları göndermek, vatandaşlık verilirken şartların daha ağır olması, tahliye taahhütnamesinin kaldırılması, taban tavan fiyat uygulaması (semt semt, mahalle mahalle fiyat belirlenmesi), belediyelerde denetim komisyonunun kurulması, bakanlığa bağlı şikayet hattı oluşturulması ve takibi, kiraların yalnızca ev sahiplerinin şahsi ibanına atılması, sokağa atılma durumunda kalan vatandaşa sahip çıkılması ve Türkiye geneli kira fiyatlarında rayiç bedel üzerinden asgari ücreti baz alınarak güncellenmesi ve yasalaştırılması” taleplerinde bulundu.
‘KİRA MI ÖDEYELİM, KARNIMIZI MI DOYURALIM?’
Kiracılar Dayanışması Platformu kurucularından Seda Kul, vatandaşın geçinemediğinin altını çizdi, “ Türk halkı zor durumda emekli, öğrenci, memur ve asgari ücretli çalışanlar aldıkları maaşın tamamını şu an ev kiralarına verdikleri gibi birde kirayı tamamlayabilmek için ek iş yapmak zorundalar. Kiracı olan vatandaşların büyük bir çoğunluğu zenginlerin bağışladığı askıda ekmeklerden alabilmek için ekmek kuyruklarında bekliyor. Öğrenciler bir emekle kazandıkları okullara kayıt yaptıramıyor. Çünkü barınma sorunu burada da devreye giriyor. hal böyle olunca geleceğe dair umutlarda tükeniyor. Asgari ücretin 11 bin 400 olduğu ülkemizde eşi çalışamayan iki üç çocuklu bir ailenin 10 bin lira kira verip kalan bin 400 lira ile de hem çocuk okutup hem geçinmesi bekleniyor. Emekli olan yaşlılarımızın 7bin 500 lira alıp hem kira, hem beslenme, hem sağlık dertleriyle uğraşıp bir de emekliliğin tadının çıkarılması bekleniyor. Emekli bir vatandaş evinde ayağını uzatıp oturamıyor, tersine hastada olsa çalışmak zorunda bırakılıyor” dedi.
‘YARA BANDI DEĞİL, YASA İSTİYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen topluluk, “ Biz dar gelirli vatandaşlar kiralarımızı ödeyemez olduk. Tahliye taahhütnamesi ile sokağa atılıyor, dövülüyor, küfürler ediliyor, psikolojik şiddete uğruyoruz. Bizlere yaşama hakkı bile tanınmıyor, sizlerden artık gerçekten çözüm bekliyoruz. Artık intiharlar, darplar son bulsun hiçbir çocuk geçinme derdi yüzünden anasız babasız kalmasın istiyoruz. Artık iktidar olan parti ve parti üyelerinin gerçek anlamda sesimizi duymasını istiyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi yara bandı değil, yasa istiyoruz” açıklaması yaparak dağıldı. HABER/ÇİĞDEM KORKAN