​Antalya’da yaşamak


Antalya havasıyla, suyuyla, çevresiyle sunduğu imkanlarıyla bir cennet.
Bu cennetin içinde yer almak herhalde bir ayrıcalık olmalı.
Antalya bir cennet olmasaydı her yıl milyonlarca turist para harcayarak rahatlamak, huzur bulmak için Antalya’yı tercih ederler miydi?
Antalya’da yaşıyorum, huzurluyum, mutluyum.
Ama Antalya’da yazın bunaltıcı sıcağında yaşamak, herkes tatil yaparken çalışmak çok zor.
Artık sıcaklar yavaş yavaş azalmaya başladı da biraz nefes alabildik. Gündüz sıcak olsa da geceleri rahat uyuyabiliyoruz.
Tatile gelenler için yaz ayları da Antalya bir cennet. Çalışmayanlara, tatilcilere Antalya deniz, eğlence dahil her şeyi sunuyor.
Bu nedenledir ki Antalya’ya gelen tatilciler en çok temmuz ve ağustos aylarını tercih ediyor. Antalya’da sıcakların tavan yaptığı aylarda oteller ful doluyor.
Ama Antalya’da yaşayanlar bu aylarda Antalya’dan kaçıyor. Yaylalara veya havası daha yumuşak olan yerlere kaçıyorlar.
Ama benim gibi Antalya’da kalmak zorunda olan kişiler, eğlenceden, denizden yeterince faydalanmasa da sıcağa boyun eğiyorlar.
Sıcaklar nedeniyle Antalya’dan kaçanlar artık geri dönmeye başladı. Bu geri dönüşlerin başlıca nedeni okullar olsa da artık Antalya en güzel zamanlarını yaşamaya başlıyor.
Geçmiş yıllarda Antalya’da bu havaları 20 Ağustos’tan sonra yaşamaya başlardık.
Günümüzde ise sıcaklar bir ay daha uzadı. Eylül ayının ortalarını geçtikten sonra ancak havalar normale dönüyor.
Tatili düşünen turistler ise havaların sıcak gitmesinden memnun.
Antalya’da geçmiş yıllarda haziran, temmuz ve ağustos aylarında oteller dolardı.
Günümüzde bu aylara eylül de eklendi. Hatta ekim ayının ortalarına kadar oteller yüksek dolulukla çalışıyor. Çünkü havalar o aylarda bile hala sıcak. Denize girilebiliyor.
Bu nedenledir ki, her yıl kapılarını ekim ayının başında kış ayları için kapatan birçok otel kapılarını kasım ortalarına kadar açık tutuyorlar.
Bu yılda öyle olacak. Turistler kasım ayının ortalarına kadar gelmeye devam edecekler.