TURİZM cenneti olarak bilinen güzel Antalya, aslında binlerce yıl boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış bir kent. Masmavi Akdeniz’in kıyısında, yemyeşil dağlarla çevrelenmiş bir bölgede yaşamayı kim istemez ki? Öyle ki şimdiye kadar Romalılardan Perslere, Mısırlılardan Bizanslılara ve daha sayamadığımız birçok medeniyet bu topraklarda kendi şehirlerini kurmuş. Her biri ayrı ayrı hikayeye sahip, tarihe şahitlik eden pek çok yapı bırakmıştır bu topraklarda. Bu yapıların başında ise hiç şüphesiz kaleler gelmektedir. Tarihin en eski devirlerinden itibaren devletlerce inşa edilen kaleler, düşmanın gelmesi muhtemel stratejik yollar üzerindeki şehirlere, limanlara ve boğazlara güvenliği sağlamak maksadıyla yapılmış; kalın duvarlı, burçlu ve mazgallı muhkem yapılardır. Türkiye'de yer alan pek çok tarihi kaleler bulunmaktadır. Bu tarihi kalelerden en önemlilerine ise Antalya ev sahipliği yapmaktadır. Roma’dan Bizans’a kadar geçmişte birçok farklı uygarlığa ev sahipliği yapmış olan şehrin tarihi kaynakları arasında şüphesiz kaleler yer almaktadır. Bu yazımızda sizler için Antalya’nın ev sahipliği yaptığı tarihi kaleleri derledik. İşte tüm detaylarıyla o tarihi kaleler…
ALANYA KALESİ
Ülkede bulunan en iyi korunmuş orta çağ kalelerinden biri olma özelliğine sahiptir. Alanya Kalesi’nin bilinen ilk ismi M.Ö. 4 yüzyılda ‘Korakesium’dur. Surlarının uzunluğu 6,5 kilometreyi bulan Alanya Kalesi, şehir merkezinde, denizden 250 metreye kadar yükselen bir yarımada üzerindedir. 1221 yılındaki adı ‘Güzel Dağ’ anlamına gelen ‘Kalanoros’ iken Anadolu Selçuklu topraklarına dâhil eden Sultan Alaaddin Keykubat tarafından yeniden imar ettirilmiş, ismi Alaiyye olarak değiştirilmiştir. Yarımada üzerindeki 19. yüzyıl sonuna kadar devam eden onarımlar sonucunda tarihi yapılar ve kent dokusu günümüze kadar ulaşmıştır. Alanya Kalesi’nin en üst noktasında etrafı surlarla çevrili bir alan Alanya Kalesi İçkalesi olarak adlandırılmaktadır. İçkale günümüzde açık hava müzesi gibi gezilebilen bir bölümdür. Burada Sultan Sarayı, çok sayıda sarnıç, koğuşlar ve bir şapel görülebilir. Ayrıca yüksekte yer alması nedeniyle Alanya ve çevresine panoramik bir bakış kazandırır. Yapılan düzenlemeler ile alan yürüme engelliler için de gezilebilir durumdadır.
ALARAHAN KALESİ
Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından 1232 yılında yaptırılmıştır. Alara Kalesi, Alara Çayı ve vadinin kenarında bulunan bir sivri kayanın üzerinde yükselen kale, Alara Han’ın yaklaşık 1 km kuzeyinde yer almaktadır. Kale surları dışarısında yer kalan Alara Çayı’nın yanında Selçuklu dönemine ait 13. yüzyılda yapıldığı düşünülen bir hamam bulunmaktadır. Kalenin yapılış amacı İpek Yolundan geçen kervanların mola vermek için durdukları çayın yanında güvenliğini sağlamalarıdır. Kale kalıntıları içerisinde; küçük bir saray, görevli odaları, cami ve hamamlar bulunmaktadır. Kaleye ulaşmak 120 basamak olunca yukarı çıkmak için biraz zaman alıyor ancak tırmanışın ardından karşılaşacağınız manzara ile buna sonuna kadar değeceğini göreceksiniz.
SİMENA KALESİ
Yapım yılının Milattan Önce 4. yüz yıllara dayandığı bilinen Antalya Simena Kalesi, Ortaçağ'da kullanılmıştır. Likya şehirleri arasında en küçük tiyatro özelliğine sahip olan tarihi kalenin içerisinde doğal kayaya oyulmuş 7 oturma sırası ve bunun yanı sıra 3000 kişi kapasiteli tiyatro kalıntısı yer alır. Kekova Adası'nın tam karşı tarafına düşen ve Simena Antik Kenti ile iç içe olan Simena Kalesi, Antalya’da en çok ziyaret edilen noktalar arasında yer almaktadır. Likya kıyı kenti özelliklerini taşıyan Simena antik kentinde yer alan Simena Kalesi stratejik öneme sahiptir. Simena Kalesi içinde ayrıca mezar kalıntıları da bulunmaktadır. Simena Kalesi, ortaçağda aktif olarak kullanılmış kaleler arasında bulunmaktadır. HABER/BUSE ER