Efsaneye göre, Mtshetos’un cesur oğlu Cavahos, Ardahan ve Tsunda kentlerini kurmuştu. O zamanlar bu yer, Kacta Kalaki, yani Şeytan Şehri olarak anılıyordu. Zamanla, bu lanetli ad Huri’ye dönüştü. Yüzyıllar geçti, Ardahan’ın adı daha sonra Artaani olarak anılmaya başlandı. M.S. 628 yılında Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türklerinin eline geçerek Ardahan adını aldı. M.S. 1068 yılında Alparslan tarafından fethedilerek Selçukluların egemenliğine geçti. 16. yüzyılda Osmanlılar, Gürcü atabeylerinin yönetimindeki toprakları ele geçirdi. Ardahan, o dönemde Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) olarak kaydedildi. Ancak bu toprakların en önemli merkezi Parakan, bir kale-kent olarak biliniyordu. Osmanlılar, Parakan’ı fethettikten sonra tüm Ardahan bölgesine hakim oldular.
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'ndan sonra savaş tazminatı olarak Rus İmparatorluğu’nun eline geçti. O zamanlar, Ardahan kasabasında pek çok insan yaşıyordu fakat nüfusu zamanla azalmaya başladı. Ermeniler, Rumlar ve Müslüman Gürcüler burada yan yana yaşıyordu. Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte Ardahan, bağımsız Gürcistan topraklarına katıldı. 1921’de, Kızıl Ordu Gürcistan’ı işgal etti ve Ardahan, Batum ve Artvin Türkiye’ye katıldı. Aynı yıl 16 Mart’ta SSCB ve Ankara hükümeti arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla Batum, Gürcistan’a bırakılırken Artvin ve Ardahan Türkiye topraklarında kaldı. Ardahan o günden sonra Kars vilayetine bağlı bir kazanın merkezi oldu ve 1992’de il statüsü kazandı. Ardahan, tarih boyunca birçok değişim geçirdi ama köklerinden kopmadı. Her taşında bir hikaye, her sokağında bir hatıra taşıyan bu kent, geçmişten günümüze uzanan bir yolculuk yapmaya devam ediyor.
PEKİ, ARDAHAN İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Bu toprakların adının, Ahameniş döneminde Zerdüşt inancıyla ilişkilendirilen ‘Arta’ kelimesinden geldiği söyleniyor. Arta, eski Farsçada ‘Aşa’ olarak bilinen tanrının Gürcüce adı. Arta, sadece Ardahan'a değil, Artavani, Artahi, Artanuci ve Artaşeni gibi başka yerlerin adlarına da ilham verdi. Yüzyıllar sonra, Osmanlılar Gürcü topraklarını fethedince, 1595 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan’da bu bölgeyi Ardahan olarak kaydetti. O zamanlar, Gürcü kaynaklarında bu yer ‘Artaani’ adıyla anılıyordu. Hatta Artahani ve Artani gibi isimler de kullanılıyordu. Bugün Gürcistan’ın doğusunda yer alan ve ‘Artani’ adını taşıyan iki köy, bu eski isimlerin izlerini taşımaya devam ediyor.