İsrail’in bir yılı aşkın süredir Filistin’de sürdürdüğü katliama Türkiye genelinde tepkiler devam ediyor. Bu tepkilerden birisi de Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’ndeki Attalos Meydanı önünde toplanan Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri üyeleri tarafından geldi. Eylemde konuşan İlhan Karakurt, “İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda Gazze Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre yaşamını yitirenlerin sayısının 41 bin 909'a, yaralı sayısının 97 bin 303'e yükseldi” dedi.
HAMAS BAHANE
“Gazze’de “Hamas’la mücadele” adı altında kenti büyük bir yıkıma uğratan ve 41 binden fazla sivilin ölümüne neden olan saldırı, işgal ve katliamlarını bir yıldır sürdüren İsrail gericiliği, ABD ve Batılı emperyalistlerin destek verdikleri bu saldırı, katliam ve işgallerini bu kez “Hizbullah’la mücadele” adı altında Lübnan topraklarına taşımış bulunuyor” diyen Karakurt, “Ancak lafa gelince kendisini “Filistin davasının en büyük savunucusu” ilan eden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun iktidarının bu saldırganlık karşısında son bir yılda ortaya koyduğu tutum, ABD, NATO ve Batılı emperyalistlerle bağımlılık ilişkileri ve bu ilişkilerin çizdiği sınırların ötesine geçmediğinin/geçemediğinin görülmesi bakımından oldukça çarpıcı oldu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırı ve işgalinin ilk günlerinde İstanbul’da iktidar ve destekçilerinin düzenlediği Büyük Filistin Mitinginde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gazze için kıyamdayız” açıklamasını yaparak “kutsal savaş” ilan etmişti. Erdoğan’ın ‘Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli de “ecdat mirası” dediği “Gazze’deki çocuklara kol kanat germek için yola revan olmazsam namerdim” çıkışını yapmıştı. Ancak İsrail’in Gazze’deki işgali ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere sivillere yönelik katliamları arttıkça yapılan bu açıklamalar İsrail saldırganlığına karşı hiçbir adım atmayan/atamayan Erdoğan iktidarına bir bumerang gibi dönmeye başladı” dedi.
İSRAİL İLE TİCARET KESİLMEDİ
İlhan Karakurt, “Gazze’de soykırıma varan katliamlara rağmen devam eden ve toplumun geniş kesimlerinin tepkisini çeken İsrail ile ticaret konusunda bu seçim sonuçlarının ardından Erdoğan’dan “Bu iş bitti” açıklaması geldi. Fakat bu açıklamanın ve İsrail ile ticareti kesme kararının da bir aldatmacadan ibaret olduğu ve İsrail ile ticaretin başka biçimler altında sürdürüldüğü çok geçmeden bir kez daha ortaya çıktı. Şirketler, taşıma senedi üzerinde tahrifat yaparak bu ticareti sürdürüyordu. İsrail ile ticaretin sürdürülmesinin bir diğer biçimi de bu ticaretin Filistin’de kurdurulan sahte şirketler üzerinden yapılmasıydı. Mesela 2024 ocak ayında 13 milyon dolar olan Filistin ile ticaret, “İsrail ile ticaret yasağı”nın ardından ağustos ayında 128 milyon dolara çıktığı kamuoyuna yansımıştı. Erdoğan lafa gelince Netanyahu’yu “katil” ve İsrail’i de “savaş suçlusu” ilan ediyordu ama Türkiye’den çimento, çelik, petrol (Azeri petrolü) gibi stratejik önemdeki ürünler başta olmak üzere İsrail’e ihracat da artarak devam ediyordu. Üstelik bu ilişkileri protesto eden sadece sol-sosyalist güçlere değil, ‘Filistin için Bin Genç’ grubunun protestolarında görüldüğü gibi iktidarın zamanında istismar konusu yaptığı türbanlı kadınlara da şiddet uygulanıyor, ters kelepçe takılarak gözaltına alınıyorlardı” diye konuştu.
İSRAİL İLE İLİŞKİLER SONLANDIRILMALIDIR
“İsrail Siyonizmi Filistin de insanlık suçu işlemeye devam ediyor” diyen Karakurt sözlerini şu şekilde sonlandırdı, “Her güne yüzlerce çocuk ve kadının ölümüne yol açan hastane, okul ve kamplara yapılan bombalama ve hava saldırısı haberi ile uyanıyoruz. İsrail tarafından, Birleşmiş milletler ve savaş hukukuna aykırı olarak işlenen ve soy kırıma dönüşen kitlesel katliamları Amerika, Avrupa ve dünya devletleri engellemek yerine destek sunmaya devam ediyorlar. Barbarlık da sınır tanımayan İsrail Siyonizminin dünya insanlığına karşı meydan okuyan bu katliamlarına sessiz kalmak bu suça ortak olmaktır. İsrail Siyonizmi her gün açıktan ve göz göre katliamlarına devam ederken Türkiye Cumhuriyeti hükumetinin bu konu ile ilgili meclis te "kapalı" oturum yapması manidardır. Hükumetin, Türkiye Halkı ve Dünya kamuoyunun gözleri önünde yaşanan İsrail vahşetine karşı yapması gereken tek şey kapalı oturum değil, açıktan bir tutum alarak her alanda İsrail Siyonizmini mahkum etmek olmalıdır. Bir an önce, İsrail ile serbest ticaret anlaşmasının feshedilmesi ve ticaret yollarının hepsinin kapatılmalı ve İsrail ile Diplomatik ilişkilerin tamamen kesilerek büyükelçisi sınır dışı edilmelidir. Bunların yanında İsrail’deki tüm yatırımlar durdurularak geri çekilmeli ve uluslararası alanda tecrit edilmelidir.”