Türk futbolunun yıllardır en büyük sorunu işte budur.
Takımlarımız Avrupa sahnesine çıktığı zaman her şey değişir.
Ne yazık ki üzülerek ülkemize döneriz.
Bu tablo millî takımda da değişmez, kulüp takımlarımızda da.
Milli takım, Avrupa’nın en küçük ülkelerine yenilir.
Futbolum profesyonel dahi oynanmadığı takımlara, amatör futbolculara puan kaybeder döneriz.
Sürprizler bitmez.
Kulüp takımlarımızda da benzer bir tablo izleriz.
Milyon Euro yatırım yapan, en önemli teknik adamları takımın başına getiren, önemli yıldızları transfer eden takımlarımız, Avrupa arenasında amatör futbolcuların olduğu takımlara puan kaybederler.
Önceki gün Avrupa kupalarında mücadele eden takımlarımız yine benzer bir tabloyu bizlere yaşattı.
Özellikle Galatasaray’ın deplasmanda 2-0’dan 2-2 maçı berabere bitirmesi hepimiz için sürpriz oldu.
Ancak işte futbolun kuralı budur.
Rakibi küçümserseniz böyle bir sonuçla karşılaşmanız da kaçınılmazdır.
Futbolda asla rehavete kapılmamalısınız.
250 milyon Euro piyasa değeri olan Galatasaray, 10 milyon Euro piyasa değeri olan takıma puan kaybediyorsa kendi içinde de oturup düşünmelidir.
Diğer taraftan büyük bütçelerle önemli transferler yapan Beşiktaş ve Fenerbahçe de aynı şekilde kaybettiği puanları ve oynadıkları oyuna özeleştiri yapmalıdır.
Futbol sahada oynanıyor.
Takımlarımız şapkayı öne koyup düşünmek zorunda.
Bu bütçeler, Türkiye için mi?
Avrupa’da başarı gelmedikten sonra Icardı’ye, Osımen’e, Morınho’ya, Rafa Sılva’ya ne gerek var.
Zaten Türkiye liginde bu üç takım üçüncü kadroları ile sahaya çıksalar zaten ilk 3’te ligi bitirirler.