Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı Antalya’nın Muratpaşa İlçesi’nde çocuk ve çocuk hakları ile alakalı ‘Bir çocuk bin dünya’ isimli bir sergi açtı. Etkinlikte Türkiye’deki çocuk yoksulluğu ve çocuk hakları ihlalleri çeşitli resimler ve dövizler ile sergilendi.
Sergide konuşan Saadet Partisi Antalya İl Başkanlığı Kadın ve Aile Politikaları Birim Başkanı Avukat Erva Nur Çınar çocukların korunması görevinin Birleşmiş Milletler kararı ile devletlere verildiğini hatırlatarak, eğitim noktasındaki tespitlerini dile getirdi. Çınar, “Çocuklarımızın okullaşma oranlarının her yıl artması bizi sevindirmektedir. Bölgeler arası farklılıklara ilave olarak fırsat eşitliğinden her çocuğun yararlanmaması okullar arasındaki kalite dengesinde ki açı farkı her geçen gün artarken, sınav sistemiyle birlikte eğitimin paraya dönüştüğü bir sürece hep birlikte şahitlik etmekteyiz. Ortaöğretime başlama oranları %92 iken tamamlama oranı %77,9 dur. Ergenlik dönemindeki çocukların eğitimden kopması önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, 2022-2023 döneminde 437 bin 169 öğrencinin örgün eğitimi bırakması, eğitim sisteminin niteliği konusunda endişeler doğurmaktadır. Bir taraftan anneleri iş gücüne katmayı planlayan hükümet bir taraftan çocuk bakımı ile ilgili çözüm sunmakta yetersiz kalmaktadır. Bu yetersizliğin yükünü annenin üzerine yıkmaktadır. Tabi biz birileri gibi anneleri varil başı 1,27 dolar olarak görmüyoruz. Engelli çocuklar, mevsimlik işçi ailelerinin çocukları, mülteciler ve azınlık grupları için esnek eğitim modelleri oluşturularak, uzaktan eğitim, hibrit sistemler ve mobil eğitim birimleri gibi yenilikçi yöntemler devreye sokulmalıdır” dedi.
ÇOCUK YOKSULLUĞU DERİNLEŞİYOR
‘Yoksulluk toplumun her kesimini etkilemekle birlikte, dezavantajlı gruplar arasında yer alan çocukları daha derin bir şekilde etkilemektedir’ diyen Erva Nur Çınar, “Küresel bir sorun olan yoksulluğun; çocukların sağlığı, eğitimi, sokakta yaşamaları, çalıştırılmaları, suça yönelmeleri, ihmal ve istismar edilmeleri, dışlanmaları gibi pek çok olumsuz sonuç doğurduğu tartışmasız bir gerçektir. Yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkileri oldukça kapsamlıdır ve bu etkiler düşük eğitim düzeyi, kötü sağlık koşulları, erken yaşta hamilelik, madde bağımlılığı, suç işleme, anti-sosyal davranışlar, düşük gelir, işsizlik ve uzun süreli sosyal yardıma bağımlılık gibi sorunlar beraberinde getirmektedir. Yoksulluğun çocuklar üzerindeki bir diğer önemli etkisi, çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasıdır ve yetersiz beslenmedir. AB ülkeleri arasında en yüksek çocuk yoksulluğu oranına sahip olan Türkiye'de, bu oran %30'un üzerindeyken, 27 AB ülkesinin ortalaması %19 seviyesindedir. TEPAV tarafından yapılan çocuk yoksulluğu çalışmasına göre; 2023 yılı verilerine göre Türkiye'de 22,2 milyon çocuğun 7,6 milyonu göreli yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Yetişkin yoksulluğu %17-18 civarında seyrederken, çocuk yoksulluğu oranı %33- 34 aralığında değişmektedir. Çocuk yoksulluğu yetişkin yoksulluğunun iki katına ulaşmış durumdadır” diye konuştu.
İDAM CEZASI GETİRİLMELİ
Avukat Erva Nur Çınar, “Türkiye’de istismar vakalarında çocukların %24,7 si fiziksel, %49,4’ü cinsel şiddete maruz kalıyor. Buradan çocuk cinayetleri ve cinsel istismarla sınırlı kalmak üzeri idamın getirilmesi gerektiğini tekrar ediyoruz. İstatistiklere göre, 2023 yılında 25 bin 685 çocuk cinsel suç mağduru olarak kaydedilmiş, 2022 yılında ise bu sayı 31 bin 890 olarak kayıtlara geçmiştir. 2021 yılında ise cinsel suç mağduru olan çocuk sayısı 27 bin 739'du. Yani son üç yılda toplam 85 bin 314 çocuk cinsel suçlardan mağdur olduğu iddiasıyla güvenlik birimlerine getirilmiştir. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde başsavcılıklar tarafından çocukların cinsel istismarına ilişkin açılan dosya sayısı 2015 ile 2023 yılları arasında yaklaşık iki katına çıkmıştır. 2023 yılında yürütülen 66 binden fazla soruşturmanın her birinde en az bir çocuk mağdur olarak yer almıştır” dedi.
HUKUKİ DÜZENLEME TALEBİ
Başkan Çınar, “Bunun için; çocuk işçiliği, yoksulluk, istismar, erken yaşta evlilikler ve kayıp çocuk vakaları gibi temel sorunların çözümü için çocuk haklarını esas alan bütüncül bir yaklaşım benimsenmelidir. Çocukların eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimini artıracak, yoksulluk döngüsünü kıracak aile destek programları geliştirilirken, dezavantajlı bölgelerde eğitim altyapısı güçlendirilmelidir. Kayıt dışı Çocuk işçiliğiyle mücadelede sıkı denetimler ve ağır yaptırımlar uygulanmalı, istismar ve erken yaşta evliliklere karşı caydırıcı hukuki düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Kayıp çocuklarımız hakkında öncelikli olarak bilgiler toplumla paylaşılmalı ve dünya sektörüne dönüşen çocuk kaçakçılığına karşı acil tedbirler alınmalıdır. Acil uyarı sistemleri ve ulusal bir veri tabanı oluşturulmalı, toplumsal farkındalık kampanyalarıyla aileler ve sivil toplum örgütleriyle iş birliği artırılmalıdır” diyerek sözlerine son verdi.