Antalya Ekspres Gazetesi'nden Güven Güneş'in haberine göre; yürüyüş boyunca sık sık “ Laiklik Adalet Memlekete Sol Gerek, karanlığa teslim olmayacağız, şeriata faşizme karanlığa geçit yok “ sloganları atıldı. Attalos Meydanında yapılan açıklama da ilk sözü SOL Parti Antalya İl Yönetim Kurulu Üyesi Sabri Kırdar aldı. Sabri Kırdar, “Açlık yoksulluk sefalet kol geziyor. İşçisi, emekçisiyle, genciyle kadınlarıyla, köylüleri, emeklileriyle halk zamlar altında inim inim inliyor. Din bezirganları ise, halkın dini duygularını her gün biraz daha sömürerek bu adaletsiz ve eşitsiz düzeni korumaya çalışıyor. Din sömürüsü ve emek sömürüsü baş başa gidiyor. Siyasi iktidar bir taraftan halkı daha çok yoksullaştırırken diğer taraftan cumhuriyetin tüm ilerici birikimlerini, laikliği demokrasiyi ve özgürlükleri yok ederek ülkemizi gericiliğin esaretine sokmaya çalışıyor. Tarikat ağlarıyla, şeriat çağrılarıyla, hilafet yürüyüşleriyle ülkemiz Afganistanlaştırılmak isteniyor. Tüm bu gerici kuşatmaya karşı mücadele eden bu ülkenin yurtseverleri, ilericileri, devrimcileri var. Tüm halkımızı bizlerle birlikte, şeriata, hilafete karşı aydınlık bir Türkiye için birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.

GERİCİLEŞME AKP İLE DEVAM EDİYOR!

Sabri Kırdar’ın ardından SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer, “Bizler bu ülkenin aydınlık, eşitlik, özgürlük sevdalıları olarak, ülkemiz, çocuklarımız, yaşamlarımız için geçen hafta Eskişehir'de başlattığımız yürüyüşümüzü bugün Antalya'dan sürdürüyoruz. Bugün ülkede tüm kamu kurumları cemaat-tarikatlar tarafından kuşatılmış, sokaklardan adliyelerden fütursuzca hilafet çağrıları yükseliyor, Konya'da, Diyarbakır'da Şeriat istiyoruz bayrakları asılıyorsa bugüne adım adım geldik, getirildik. ABD emperyalizmiyle işbirliğiyle 12 Eylül darbesiyle bu ülkenin devrimcileri, aydınları  zindanlara atılırken, Özal'la birlikte takunyacılar tüm kamu kurumlarına yerleştirildi. Ülkenin tüm kaynakları dev özelleştirmelerle emperyalist ve yerli şirketlere satılmaya başladı. AKP' yle devam eden bu gericileşme dalgasının yolunu açan o dönemki  muhalefet partisi başkanının, AKP den demokrasi bekleyen Anayasa evetçilerinin de bugünlere gelinmesindeki paylarını unutmayalım. Bu ülkenin başındaki din bezirganları, tarikat-cemaatler, Diyanet işleri bir yandan siyasal islamı şeriatı meşrulaştırma çabası yürütürken diğer taraftan iktidarın işlediği suçları temize çekmeye çabalıyorlar. İki gün önce Din İşleri yüksek kurulu gençlerimizle alay edercesine torpille işe alınanların kazandığı parayı helal saydı. Geçtiğimiz günlerde Çankaya Yaşam kentte 4-6 yaş kuran kursu açılışında konuşan Diyanet işleri başkanı hainlik yapanlara nefret besleyen gençlik olsun diye konuşma yapıyor.

Foto (1)-130

TOPRAK ALTINDA BIRAKANLARDIR!

İlknur Başer sözlerine, “Buradan soralım kimdir hain? Bizce hain Erzincan İliç'te cenaze kutsaldır diyenlerin 9 işçiyi canlı canlı gömüp toprak altında bırakanlardır. Hain küçük çocukların sivil toplum kuruluşu dedikleri tarikat cemaatlerde istismarını görmezden gelen, bunu normalleştirenlerdir. Hain; emperyalist şirketlere bu ülke topraklarını, koy-kıyı-ormanlarını madenler için talan ettirip tarımı bitirip, gıda krizi çıkaranlardır. Hain halk açlık, sefaletle boğuşurken halkın vergilerini kendi lüks araçlarına, şatafatlarına harcayıp yandaşlara, şirketlere, tarikat cemaatlere oluk oluk para akıntanlardır. Hain kadın ve çocuklar hakkında sürekli konuşup kölelik fetvaları verenlerdir. O yüzden buradan gençlere biz bir çağrı yapıyoruz. Geleceğinizi, emeğinizi, hayatınızı çalan hainlere karşı mücadeleyi büyütelim. Halkın vergilerini bu ülkenin emeklileri, işçileri, kadınları, gençleri, üreticileri, çocukları için harcamayıp ülkeyi Talibanlaştırıp, halkı yoksulluk, işsizlik, sömürü cenderesinde biat ettirmek için kullananlara sesleniyoruz. Vergileri halka geri verin!

Dün Diyarbakır'da şeriat istiyoruz bayrakları asanlara karşı sessiz kalan savcılara sesleniyoruz, bu ülke sahipsiz değil. Bizler bu ülkenin devrimcileri, aydınları, laiklik- eşitlik-özgürlük isteyenleri olarak bu ülkeyi şeriat karanlığına teslim etmeyeceğimizi haykırıyoruz.

EMEKLİLER ÇARESİZ DEĞİL

SOL Feminist Hareket adına söz alan Öykü Ağtaş ise, “ 1926'da medeni kanunla kazanılmış okuma, çalışma, miras, boşanma ve evliliğe dair tüm haklar mecelle hukukuna dönülerek ortadan kaldırılmak isteniyor. Erkekler için çoklu evliliğin önü açılmak isteniyor. Şeriat için kadınlar köle anlamına gelmektedir. Bedenimizden, hayatlarımızdan, kazanılmış haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Şeriata geçit vermeyeceğiz. Bu ülkede 25 kasımlarda, 8 martlarda alanları dolduran kadınlar bu 8 martta da sokaklarda olacak. Sol feminist hareket olarak alanlardayız. Tüm kadınları, hep birlikte yürümeye eşitliği ve laikliği yeniden kazanmaya çağırıyoruz” dedi. Son olarak konuşan Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen “ emeklilerin bugünkü durumunun sebebi AKP iktidarıdır. Ama emekli çaresiz değildir. İnsanca yaşam mücadelemiz alanlarda sürecek. AKP ve Erdoğan emeklilerin gücünü 31 Mart seçimlerinde görecek” dedi

Kaynak: Antalya Ekspres Gazetesi