GÜNDEM

Bağımlılıkta mücadelede toplumsal bilinç şart!

Türkiye’de son günlerde yaşanan şiddet olaylarında faillerin madde bağımlısı olması gündem oluştururken Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sercan Karabulut, toplumun her grubunda olduğu gibi madde kullanıcılarında da anti sosyal eylemler görülebileceğini söyledi. Karabulut, bağımlı kişileri suça meyilli insanlar olarak damgalamak yerine tedaviye ve hayata katılımlarını desteklemenin daha doğru olacağını belirtti

TÜRKİYE’DE son günlerde kamuoyuna yansıyan şiddet olaylarının faillerinin madde bağımlısı olması dikkat çekiyor. Kamuoyunda madde bağımlılığının şiddet olaylarını artırdığı yönünde görüşler artarken konunun uzmanları, toplumsal bilincin şart olduğunu ve yaşanan şiddet olaylarının doğrudan madde kullanıcılarıyla birebir ilişkisini kurmanın mümkün olmadığını belirtiyor. Konuya ilişkin konuşan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sercan Karabulut, “Kamuoyundaki algının aksine bu suçlar genellikle maddeyi temin etmek için maddi kaynak sağlamak amacıyla yapılan suç eylemlerinden oluşmaktadır” dedi.

 MADDE KULLANIMI VE SUÇ İLİŞKİSİ

Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) Antalya’da polikliniklerde günde ortalama 80 hasta muayene olurken yılda ortalama 150-200 hasta yatarak tedavi görüyor. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sercan Karabulut, bağımlılığın uyarıcı bir maddenin olumsuz tıbbi, sosyal, kişilerarası ve mesleki sonuçlarına rağmen tekrarlayıcı kullanımı olan psikiyatrik bir hastalık olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Madde kullanan insanlarda bir takım madde ile ilişkili suçların artış gösterdiği bilinmektedir. Fakat kamuoyundaki algının aksine bu suçlar genellikle maddeyi temin etmek için maddi kaynak sağlamak amacıyla hırsızlık, yalan söyleme, özellikle kadınlarda paralı ilişkiler gibi eylemlerden oluşmaktadır. Cinayetler ya da yaralamalar gibi şiddet içeren davranışları madde kullanıcılarıyla birebir ilişkisini kurmak mümkün değildir. Toplumun her grubunda olduğu gibi madde kullanıcılarında da anti sosyal eylemler görülebilir fakat burada sorunun tespitine ve çözümüne yönelik planlamaların sosyopolitik ve adli düzlemde değerlendirilmesi gerekmektedir.”  

BAĞIMLILIKTA AİLE DESTEĞİNİN ÖNEMİ

Ailelerin hastayı tedaviye ikna ederek ve yanlarında olduklarını hissettirerek yaklaşmalı ve zaman kaybetmeden profesyonel bir destek başvurusunda bulunmaları gerektiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sercan Karabulut, “Madde kullanan bireylerin etiketlenmesi ve ötekileştirmesi toplumsal olarak bir çözüm oluşturmamakta, tam tersi bireylerdeki çaresizliği ve motivasyon kaybını derinleştirmektedir. Suça meyilli insanlar olarak damgalamak yerine tedaviye ve hayata katılımlarını desteklemek çok daha doğru olacaktır.

Aileler sevdikleri kişilerin madde kullanımından şüphe duydukları ya da şahit oldukları bir durumla karşılaştıklarında, şaşkınlık üzüntü öfke gibi duygular hissedebilirler fakat destek olarak tedaviye ikna ederek ve yanlarında olduklarını hissettirerek yaklaşmalı ve zaman kaybetmeden profesyonel bir destek başvurusunda bulunmalıdırlar. Her hastalıkta olduğu gibi bağımlılık sorunlarında zaman zaman tekrarlamalar olabilmektedir. Bu durumlarda karamsarlığa kapılmamak ve sabırla tedaviye devam etmek önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.

AMATEM'LER, BAĞIMLILIK TEDAVİSİNDE KRİTİK ROL OYNUYOR

Antalya’da iki ayrı AMATEM Merkezi olduğunu söyleyen Karabulut, “AMATEM’ler (alkol ve madde bağımlılığı tedavi merkezleri) birçok ilde aktif faaliyet gösteren maddeden arındırma merkezleridir. Yataklı servis ve poliklinik hizmetleri vermektedir. Antalya’da kamusal hizmet olarak 2 ayrı AMATEM toplam 40 yatak ve günde yaklaşık 80 ayaktan hasta muayenesi yapmaktadır. Yılda yaklaşık 150-200 hasta yatarak tedavi görüyor.

Hastalar gönüllü tedavi ilkesiyle başvurmakta, tanı ve tedavi süreçleri kişisel verilerin gizliliği kapsamında sürdürülmektedir. Bunun yanı sıra denetimli serbestlik kapsamında tedavi için sevk edilen hastalar da ayaktan ya da yatarak tedavi edilebilmektedir” dedi.