*** Şöyle ki; korona virüs salgının da etkisiyle tüketici alışveriş için birçok ürün yelpazesinde indirimler yapan, internet sitelerine yöneldi. Ehh çağ teknoloji ise, teknolojinin nimetlerinden de yararlanmalı değil mi? Vatandaş da öyle yaptı, online hizmeti, tüketicinin gözdesi oldu. Ama bi şey gözden kaçırıldı, salgından bile nemalanan sahtekarlar. Fırıldak zekaların açtığı sahte alışveriş siteleri, tüketiciyi mağdur edince de, Ticaret Bakanlığı konuya el koydu. Bakanlık, özellikle de Kasım ayında farklı isimler altında düzenlenen indirim kampanyalarda, tüketici mağduriyetinin yaşandığının tespiti halinde gerekli idari yaptırımlarım uygulanacağını açıkladı. Ve de inceleme başlattığını bildirdi.
*** Tamam. Bakanlık sahte alışveriş sitelerini, vatandaşın mağdur olmaması için takibe aldı da; tüketici de online alışveriş yaparken, ne kadar dikkatli oluyor? Nereden ne aldığını, sitenin gerçek olup olmadığını araştırıyor mu? Girdiği siteyi tanıyor mu? Yoksa, indirim şahane alışveriş bahane mi?
*** Şu olmazsa olmazımız cep telefonlarına, akşamdan sabaha o kadar çok indirim ile ilgili firma reklamları geliyor ki, insanı bezdiriyor. İşin yoksa reklamı kaldır, kapat, olmadı engelle. Kardeşim ilgimi çekmiyorsun. Yanıt almıyorsun neden tekrarlayıp durursun. Aslında bu tür reklamların, cep telefonlarına izinsiz girmesi de yasaklansa olmaz mı? Özendirici olmaması adına diyorum.
*** Bakanlık, bu bağlamda yani tüketicilerin mağdur olmamaları, satıcıların da idari yaptırım ile karşılaşmamaları için dikkat etmeleri konuları da sıralamış. Misal, tüketicinin alışveriş öncesi ihtiyaçlarını karşılayacak ürün veya hizmeti tam ve doğru olarak belirlemesi. Aile bütçesi ile harcamaları arasındaki dengeyi gözetmesi. Satıcı firma hakkında sağlıklı iletişim bilgisi, internet sitesinin güvenliği vergi kimlik numarası gibi bilgileri edinmesi falan. Sonuç neymiş. online alış veriş yaparken öncelik, pür dikkat' olmalıymış…