EĞİTİM

BAKSİFED’den çağdaş müfredat talebi

Batı Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cengiz, ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ başlıklı eğitim müfredatına ilişkin açıklamalarda bulundu. Başkan Cengiz, “Yeni müfredat toplumda kutuplaşmaya neden olmayarak çağdaş uygarlık seviyesinde geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir” dedi

BATI Akdeniz Sanayi ve İş Dünyası Federasyonu (BAKSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cengiz, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kamuoyuna duyurulan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adlı yeni müfredat taslağının gelecek nesilleri gelişmiş toplumlar seviyesine taşıyıp taşımayacağı konusunda Sivil Toplum Kuruluşları ve farklı eğitim paydaşlarının görüşlerinin alınması gerektiğini belirtti. Başkan Cengiz, “Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tüm öğretim kademelerini kapsayan ve ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adıyla kamuoyuna duyurulan ‘yeni müfredat taslağı’ gelecek nesillerimizi, çağın ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde onları gelişmiş toplumlar düzeyine taşıyacak bir sistem midir? Bu sorunun cevabı, Sivil Toplum Kuruluşları ile farklı görüşlerden eğitim paydaşları müfredatın hazırlık sürecine dâhil edilerek verilmelidir. Ülkemizin yarınları için hayati önem taşıyan ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ için verilen bir haftalık askı süreci yetersizdir. Dünyanın değişim hızı her geçen gün artmaktadır.  Çocuklara ve gençlere Türkiye’nin mevcut sorunlarına çözüm üreten aynı zamanda 21. yüzyılın ihtiyaçlarına uygun, çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak bir eğitim modeli hazırlanmalıdır” ifadelerine yer verdi.

‘ASKI SÜRECİ YETERSİZ’

Verilen bir haftalık askı sürecinin yetersiz olduğu ve dünyanın değişim hızı göz önüne alındığında, yeni müfredatın mevcut sorunlara çözüm üreten ve çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazandıracak şekilde hazırlanması gerektiğini vurgulayan Başkan Cengiz, “Uygulanacak eğitim politikasının her derecesinin hiçbir tereddüde yer vermeyerek net ve açık bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Süreç şeffaf bir şekilde yönetilmelidir. Bu süreçte dünyada uygulanan eğitim sistemleri göz önünde bulundurulmalı, öğretmenlerin eğitim verecekleri alanlardaki yeterlilikleri incelenmeli ve programı test edecek bir pilot uygulama öngörülmelidir” dedi.

‘ATATÜRK İLKELERİNDE İLERLENMELİ’

Uygulanacak eğitim politikasının net ve açık bir şekilde ifade edilmesi, sürecin şeffaf bir şekilde yönetilmesi ve dünya genelinde uygulanan eğitim sistemlerinin göz önünde bulundurulmasının gerektiğini belirten Başkan Mustafa Cengiz, bunun yanı sıra eğitim sisteminin adının Türkçe olması ve Mustafa Kemal Atatürk'ün çağdaş eğitim sistemleri üzerine yaptığı çalışmaların dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Başkan Cengiz, “Türkiye Cumhuriyeti’nin eğitim modelini anlatan sistemin ismi de Türkçe olmalıdır. Ülkemizde uygulanması planlanan eğitim sisteminde yapılması gereken en önemli değişikliklerden birisi ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ismi olacaktır; çünkü ‘Maarif’ Türkçe bir kelime değildir. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarken bir yandan Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması için askeri alanda büyük çaba harcamış, bir yandan da ülkemizin geleceğini sağlam temellere oturtabilmek çağdaş eğitim sistemleri üzerinde çalışmalar yapmıştır. Bizlere, yanlış çizilmiş eski yollarda şöyle veya böyle yürümenin nasıl olacağının tartışılmasını değil, ileri sürdüğü şartları kapsayan yeni bir eğitim yolunun bulunup millete göstermek ve o yolda yeni nesillere rehberlik yapmak gerektiğini vurgulamıştır. Cumhuriyet’imizin ikinci yüzyılında eğitim alanında yapılacak olan reformlar hazırlanırken Atatürk’ün bizlere göstermiş olduğu yol dikkate alınmalıdır” açıklamalarına yer verdi.

‘KUTUPLAŞMAYA NEDEN OLMASIN’

BAKSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Cengiz, yeni eğitim sisteminin toplumda kutuplaşmaya neden olmadan çağdaş uygarlık seviyesinde geliştirilip hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, “Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yakışır, çağın ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek bir eğitim sistemi ile bilimsel yöntemlere ağırlık vermelidir. Zira akıldan, bilimden, çağdaşlıktan, evrensel değerlerden uzak, milli ve manevi değerler üzerine oturtulmuş bir eğitim sistemi ülkemizin yarınları için derin bir kaygı yaratacaktır. Bu nedenle, herkesin ortak meselesi olarak görmesi gerektiği ‘yeni eğitim sitemi modeli’ toplumda kutuplaşmaya neden olmayarak çağdaş uygarlık seviyesinde geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir” dedi.