Balıkesir’in bulunduğu bölge antik çağlarda ‘Misya’ olarak anılıyordu. Misya, Lidya dilinde ‘kayın ağacı’ anlamına geliyordu ve tarihin akışı boyunca birçok medeniyetin izlerini taşıyordu. M.Ö. 3000-1200 yılları arasında, Pelasg ve Leleg kolonileri burada yerleşti. Sonrasında Misyalılar, bu bölgeye gelerek Bitinyalıları yendi ve burayı sahiplendi. Misyalılar, serbest yaşamayı tercih ettikleri için şehirler kurmaktan uzak durdu. M.Ö. 1120'lerde, Hitit Kralı 4’üncü Tuthalya'nın döneminde Misya, Hitit egemenliğine girdi. Hititler, bu toprakları ‘Assuva’ olarak adlandırdı. Truva Savaşı sırasında Misyalılar, Troya’yı destekleyerek orada da söz sahibi oldu fakat Troya'nın çöküşüyle birlikte Misya Lidya'nın hakimiyetine girdi. M.Ö. 546'da Büyük Kiros’un önderliğindeki Ahameniş İmparatorluğu, Misya’yı ele geçirdi. Ardından Büyük İskender, Biga Çayı civarında Ahamenişlerle savaştı ve bu zengin toprakları kendi topraklarına kattı. İskender’in ölümünden sonra Misya birçok kez el değiştirdi. Sonunda Bergama Krallığı’nın yönetimi altında bir süre huzur buldu. M.Ö. 133 yılında ise Misya, Bergama Kralı 3’üncü Attalos'un vasiyeti ile Roma İmparatorluğu hakimiyetine geçti.
Roma İmparatorluğu döneminde, Misya uzun bir sömürü tarihine sahip oldu. MÖ 133’te, Roma’ya bağlandığında Asya Eyaleti’ne dahil edildi. M.S. 395’te Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle Misya Doğu Roma İmparatorluğu’nun yani Bizans’ın himayesine girdi. 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Türkler, Anadolu'ya yerleşmeye başladı. Misya, Kutalmışoğlu Süleyman Şah tarafından ele geçirildi ama Türkler ve Bizanslılar arasındaki uzun süreli çekişmeye sahne oldu. Bir gün, Karesi Bey adında cesur bir lider, bölgedeki Türklerin başına geçti. Karesi Bey, Germiyan kuvvetlerinin desteğiyle Misya’nın büyük bir kısmını ele geçirdi ama zamanla Türk-Bizans çekişmeleri tekrar başladı. Karesi Beyliği, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1361'de fethedildi ve Misya bölgesi tamamen Osmanlı yönetimine geçti. Osmanlı döneminde müstakil bir sancak yapılan Karesi, daha sonra sırasıyla Anadolu vilayetine ve Hüdavendigar vilayetine bağlandı. 1909 yılında ise bağımsız bir sancak halini aldı.
Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Yunanlar İzmir’i işgal etti. Bu durum, Balıkesir'de halkı harekete geçirdi. 17 Mayıs 1919’da Alaca Mescit’te, Balıkesir Redd-i İlhak Cemiyeti kuruldu. Kurtuluş Savaşı'nın kahramanları, şehrin düşman işgalinden kurtulması için mücadele etti. 18 Eylül 1922'de Erdek’in kurtuluşuyla birlikte Balıkesir ve çevresi işgalden kurtuldu. Yaygın olarak bilinenin aksine Büyük Taarruz İzmir’in kurtuluşuyla değil Erdek’in kurtuluşuyla sona erdi. Cumhuriyetin ilanıyla 1923 yılında Karesi ili kuruldu ve 1926’da il, Balıkesir adını aldı. Balıkesir, tarih boyunca sayısız medeniyetin izlerini taşımaya devam etti ve bugün de bu zengin mirasıyla biliniyor.
PEKİ, BALIKESİR İSMİ NEREDEN GELİYOR?
Balıkesir’in isminin kökenine dair birçok efsane ve rivayet bulunuyor. Bu rivayetlerden birine göre bir gün, Roma İmparatoru Hadrianus, bu güzel topraklarda avcılık yaparken ‘Adriyanutere’ lakabını aldı. Bu lakabın ardından, burada muazzam bir şato inşa ettirdi. Şatonun adı ‘Paleo Kastro’ yani ‘Eski Hisar’dı. Balıkesir isminin bu kelimeden türediği söyleniyor.
Diğer bir rivayet ise şehrin adının ‘Balak Hisar’ veya ‘Balık Hisar’dan geldiği yönünde. Eski Türkçe’de ‘balık’ kelimesi şehir anlamına geldiği için ‘Balık Hisar,’ ‘Hisar Şehri’ anlamına geliyor ancak şehirde böyle bir hisar veya harabe yok. Yine de Balıkesir’de bulunan Hisariçi Mahallesi bu rivayete bir dayanak oluşturuyor. Bir başka efsaneye göre, bölgeye akın yapan Pers hükümdarı Balı-Kisra’dan adını aldığını söylüyor. Ayrıca bazı kaynaklar, ‘balı çok, güzel’ anlamına gelen ‘Bal-ı Kesr’ kelimesinin de Balıkesir adını etkilediğini belirtiyor. Son dönemlerde ortaya atılan bir tez ise şehrin adının ‘Bağıkesir’den geldiğini öne sürdü. 17. yüzyıla kadar şehirde en önemli tarım faaliyetinin bağcılık olması da bu iddiayı destekler nitelikte. Balıkesir’in ismi, bu zengin tarih ve kültürel mirasla dolu hikayelerle şekillendi. Şehir, geçmişin derin izlerini taşırken her köşesinde bir efsane barındırıyor.