Sinema tarihinde film yapılan konular arasında en favorilerden birisi banka soygunları…
Özellikle Western filmlerde kanunsuzlar illaki bir banka soyar.
Adamları işi o
Yoksa aç kalacak kendi aralarında çatışacaklar.
İşim gereği ajanslarda gezinirken Antalya’da banka soygunu haberi gözüme ilişti.
Olay şöyle gelişiyor.
Muratpaşa İlçesi Fener Mahallesi Özgürlük Bulvarı'ndaki bir kamu bankasına giren yüzü maskeli 30-35 yaşlarındaki erkek soyguncu, bankanın güvenlik görevlisi Zafer Akın'ı etkisiz hale getirip tabancasını gasp ediyor
Soyguncu, müşteri bulunan şubede yere bir kez ateş edip müşterilerden birisi yaralıyor. Soyguncu vezneye yönelerek, uzattığı spor çantaya paraların konulmasını istiyor. Banka görevlisi bankonun üzerinde bulunan 2 bin TL'yi çantaya koyarak soyguncuya verince Soyguncu aldığı para dolu çanta ve güvenlik görevlisinin tabancasını da yanına alarak şubeden çıkarak kaçıyor.
Şimdi bu şahıs kuvvetle muhtemel birkaç gün içinde yakalanır.
Sadece bankodaki parayı alan şahıs “Bu kadar riski 2 bin lira için mi aldım” diye kendisine sormuştur.
Yakalanınca silahlı soygun, yaralama suçlarından alacağı ceza ile hayatının sonuna kadar cezaevinde kalacak.
Hâlbuki günümüzde ne soygunlar yapılıyor.
Hem de sıfır riskle
Vatandaşı cep telefonu ile dolandıranlardan daha büyük soyguncu yok. Bunların başında da koca koca iletişim devleri geliyor.
Göz göre göre vatandaşı dolandırmakta üstlerine yok.
Bütün bu dolandırmalara karşı yapacağınız hiçbir şey de yok.
Adamlar yolunu bulmuş. Engellenemeyen mesajlarla sizi yükümlü yapıp mutlaka bir faturanıza ilave ücret geçiriyorlar.
İptal ettirmek için aradığınızda ücretli hatla bir kez daha geçiriyorlar ve o ayın faturasına istemediğiniz hizmetin bedeli yansıyor.
Hangisi daha büyük soygun?
20 milyona yaklaşan abonenin yarısına ayda 10 lira yerleştiren iletişimcinin yaptığımı yoksa 2 bin lira için banka soyanınki mi?