Antalya Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Yusuf Hacısüleyman Sürdürülebilir Ekonomi Topluluğu’nun (SET) Eylül ayı olağan toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Başkan Yusuf Hacısüleyman, geçirdiği tekne kazası sonucunda hayatını kaybeden Merhum Ali Bahar'ın hatırasını en iyi şekilde yaşatacaklarını, aynı anlayış ile çalışmaya devam edeceklerini söyledi.
ATOMLARA AYRILMAYA GEREK YOK
Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Şehrimizde ve ülkemizde birçok sıkıntı mevcut. Bunlardan birisi de, çok fazla derneğimiz ve sivil toplum kuruluşumuz var. Çok küçük fikir ayrılıkları ile birbirinden ayrılan bu kuruluşlar dinamizmin sembolü olmakla birlikte bazı zaman da gücümüzü zayıflatıyor. Fikir farklılıkları tabii ki de olacak. Bu, hayatta dinamizm ve renklilik yaratır. Ancak dinamizm yaratmak için de çok küçük parçalara, tabiri caizse atomlara ayrılmaya gerek yok. Bu gücümüzü ciddi oranda zayıflatan bir durum olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda ülkemizin kaynakları kısıtlı. Farklı fikirlerimiz var, bu sebeple çok sayıda derneğimiz veya STK’mız var, ama kaynağımız yok.” dedi.
İYİYE DE MUHALİFİZ
“Biz muhalefetiz” diyen ATSO Başkanı Hacısüleyman, “Her şeyin daha iyi olması için çalışıyoruz. İyi yapsak bile ama şöyle olsa daha iyi olmaz mıydı diyerek kendimize de muhalefet oluyoruz iyiye de muhalifiz daha iyisi olsun diye uğraşıyoruz Bu bakış açısıyla Korkuteli de karma Organize Sanayi bölgesini hayata geçirmiş olacağız Sizler gibi değerli iş insanlarına da orada birer fırsat alanı yaratmış olacağız diye konuştu.
TOPLU İŞ YERİ PROJESİ GELİYOR
“Konutların altına ticaret alanları yaratıyoruz, bunların bazıları bir sorun teşkil etmiyor fakat öyle sokaklarımız var ki küçük üretim yerleri küçük imalathaneler ile dolu” diyen ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Bu imalathanelerde erkenden üretim başlıyor. Rahatsız edici sesler çıkıyor. Atıklar oluşuyor, çevre ve gürültü kirliliğine sebep oluyor. Bu nedenlerden dolayı toplu iş yerleri projesini hayata geçirmek istiyoruz. Tüketicinin kolay ulaşabileceği, trafiği olumsuz etkilemeyecek bir yerde temin edeceğimiz bir arsada toplu iş yerleri açmak istiyoruz. Bu noktada 49 meslek komitesinin arasından üretim yapanları 13 kooperatifte birleştirdik. Bu aşamayı geçtik. Şimdi arsa temini için çalışmalarınız başlayacak. Şehir içinde kötü görüntüleri, gürültü ve çevre kirliliğine neden olan imalathaneleri daha derli toplu şekilde düzenlemiş olmak istiyoruz. Bu fikrin, esnafımıza da fayda sağlayacak bir proje olduğu kanasındayız” dedi.
İŞ İNSANLARI MESLEK LİSELERİNDE MENTOR OLACAK
“Kalifiye iş gücünün olmadığı noktasında hepimiz şikayet ediyoruz ama bunun için bir şey yapmıyoruz” diyen Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Bu noktada mentorluk projemiz var Sizin gibi değerli iş insanlarına mentorluk konusunda eğitiyoruz. Sonra da meslek liselerinde kaliteli iş gücü potansiyeli olan gençlerimiz ile sizleri görüştürüyoruz. Öğretmen yok, tutanak yok, not vermek not almak kaygısı yok. Gençler başarılı bir iş insanı ile yüz yüze görüşmüş oluyor ve meslek tercihini buna göre yapıyor. Bu noktada meslek liselerine de çok önem verdiğimizi belirtmek isterim. Meslek liselerinden mezun olan çocuklarımızın çoğunun iş imkanı hazır ancak sanayi okul entegrasyonunu sağlayamıyoruz. Artık biz gençlerin ayağına gitmek durumundayız. Mentorluk projesine de bu anlamda önemsiyoruz” dedi.
VİZE VERMEMEK İNSAN HAKLARI İHLALİDİR
Yeşil pasaport konusunda da konuşan Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Pasaport bir kimliktir. Yeşil pasaportun genişletilmesi noktasında talep olduğunu duyuyorum ancak genişletilmesi bir çare olmayacaktır. Zira, bu sefer de pasaport sayısı artacak ülkeler yeşil pasaporta da vize uygulamaya başlayacaktır. Şu anda İngiltere gibi bazı ülkeler zaten yeşil pasaporta vize uyguluyor. Ben gerekli yeterliliği sağlayanlara vize verilmemesinin insan hakları ihlali olduğu kanısındayım. “O benim ülkeme giremez, bu girebilir” demek tamamen ayrımcılıkla açıklanabilir bir durumdur. Ülkenin politikasını, devletin tutumunu beğenmeyebilirsin ancak bu o ülkenin insanının seyahat özgürlüğünü kısıtlama anlamını taşımaz. Bu noktada Türk vatandaşlığını çok kolay vermemizden dolayı da bir sorun yaşadığımızı düşünüyorum. Dışarıdan gelip Türk vatandaşı olan kişi iki gün sonra Avrupa’ya gitmek için vize başvurusu yapıyor. Bu kişi Türk vatandaşı olarak başvurmuş oluyor. Bu sebeple müracaat sayısı fazla olunca hem sıra uzuyor hem de çok fazla müracaat olduğu için o ülke Türk vatandaşına vize vermeye sıcak bakmıyor” ifadelerini kullandı.
BU İŞİ BECEREMEDİK
Sığınmacılar konusunda da çarpıcı ifadeler kullanan Başkan Hacısüleyman, “Bu konuyu Göç İdaresi ile çözmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Sığınmacılar sorunu, trafiği, enflasyonu, haksız rekabeti, işsizliği olumsuz etkiliyor. Bu bir gerçek. Ancak bu durum siyasi bir tutumun sonucu. Bu konular uluslararası masalarda tartışılıyor. Biz ancak bu masalarda çıkan kararın etkilerini yaşıyoruz. Antalya turizm kenti olduğu için, sığınmacı barındırma noktasında bir miktar kısıtlamalara tabi oldu. Yani sığınmacılar Antalya'ya daha az girme şansına sahipti ama sonuçta bizim kentimizde de misafir ettiğimiz çok sayıda kişi var. Hepsi insandır. ‘Sığınmacı’ da demek istemiyorum ama bu bir sorun haline gelince yerleşik insanlarımız da ‘ne oluyor?’ diye soruyor. Gelen insanlar da çok mutlu değillerdir diye düşünüyorum. Kendi kültürlerinde yaşayamıyorlar. Kendi dillerini konuşamıyorlar. Onlar buraya canlarını kurtarmaya geldiler. O anda yaptığımız doğruydu ancak sonrasında sorunlar teşkil etmeye başlamış oldular. Sonuç olarak sığınmacı konusunda entegrasyon politikası çok çok daha iyi olmalıydı. Bu noktada sınıfta kaldık. Bu işi beceremedik” diyerek sözlerini sonlandırdı.