GÜNDEM

Başkan Karancı uyardı: Felaket kapıda

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı Antalya’nın suyunun günden güne yok olduğunu vurguladı. Başkan Karancı, “Suyu sınırsızmış gibi tüketiyoruz. Böyle giderse çok yakın zamanda bırakın tarım için kullanılan suyu, içecek, duş alacak su bile bulamayacağız” dedi

Antalya son dönemde susuzluk ile mücadele ediyor. Bilinçsiz kullanılan su sebebiyle yer altı ve yer üstü su kaynakları günden güne eriyor. Konu ile alakalı Ekspres’e özel açıklamalar yapan Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı durumun çok kritik olduğuna vurgu yaptı. Karancı, “Aç kalmasına dahi dayanamadığımız çocuklarımızı susuzluğun kucağına bırakacağız” dedi.

ÇEVRESEL AFET YAKLAŞIYOR 

Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı, “Son 50 yılın verilerine bakıldığı zaman 1.1 derecelik bir sıcaklık artışı var. Bu sıcaklık artışındaki rakam 1.5’e çıktığı zaman çevresel bir felaket haline dönüşmüş oluyor. Bitki örtüsü değişiyor, yağış rejimleri değişiyor, iklim değişiyor, toprağın yapısı bile değişiyor. Bizim 1.5 sınırını aşmamıza çok az bir zaman kaldı. Üstelik böyle devam edersek maalesef geçmişteki artış hızından daha hızlı şekilde artacak ve sınır dediğimiz 1.5 derecelik artışa çok daha yakın zamanda ulaşmış olacağız” diyerek durumun vahametini gözler önüne serdi. 

BU SAYIYI ANTALYA’NIN KAYNAKLARI KALDIRAMAZ

Antalya Türkiye'deki toplam su hacminin %9'una sahip ki bu konuda şanslıyız. Ancak şanslı olduğumuz bu noktayı kendi ellerimiz ile değiştirmek için adeta çaba sarf ediyoruz. Antalya su fakiri olmanın eşiğinde olan bir şehre dönüşüyor” diyen Başkan Karancı, “Biz ülke olarak artık su zengini bir ülke değiliz. Antalya da aynı şekilde su zengini bir ülke değil. Nüfusumuz 2 milyon 700 bin. Ancak yıl içerisinde bu nüfusun kat be kat fazlası şehirde ağırlanıyor. Antalya’nın kaynakları doğal olarak bu nüfusu kaldırmıyor.  Üstelik ortalama bir Türk vatandaşı evinde günlük 240 litre su tüketirken otele gelen bir turist günde aşağı yukarı 700 litre su tüketiyor. Bu durum kesinlikle sürdürülebilir bir durum değil. Dolayısıyla Antalya'nın su kaynaklarının bu tüketime dayanabilmesi maalesef ki mümkün değil” dedi.

TROPİKAL ÜRETİM SUYU SÖMÜRÜYOR

Başkan Karacı, “Özellikle Antalya'nın doğu kısmında yer alan Manavgat-Alanya bölgesinde tropikal meyve üretimi son dönemlerde oldukça yaygınlaştı. Fakat tropikal meyve üretirken herkes, işçi maliyetini, sera maliyetini, ürün maliyetini, elektrik maliyetini hesaplıyor ancak suyu hesaba katmıyor. Su sınırsız ve ücretsiz gibi algılanıyor. Tropikal meyveler Antalya bölgesinde yetişen diğer bitkilere göre çok daha fazla su tüketiyor. İnsanlar dedelerinden, babalarından kalma zeytin ağaçlarını söküp yerine ejder meyvesi, muz ağaçları gibi tropikal bitkiler dikiyorlar. Bu da Antalya'nın zaten sınırlı olan suyunu adeta sömürüyor” diye konuştu. 

TARIM BÖLGEYE GÖRE ŞEKİLLENMELİ 

“Tarımın bölgenin doğasına toprağın dokusuna ve çiftçilerin de karşılayabileceği şekilde yeniden düzenlenmesi elzemdir” diyen JMO Başkanı Karancı, “Her bölgede ne kadar su var ise, toprak neye uygun ise hangi ürün verimli olacak ise o ürünlerin üretimi yapılıp o ürünler ülke ekonomisine kazandırılmalıdır. Aksi takdirde bu ürünleri de üretebilecek suyumuz olmayacak” ifadelerini kullandı.

KADI KAÇIRAN YAĞMURLARI ARTIK YOK 

Antalya’nın her zaman olduğu gibi kurak bir yaz geçirdiğini söyleyen Başkan Mustafa Karancı, “Yaz dönemi geçti. Tabii ki de Antalya’da her yaz olduğu gibi yine kulaklık mevcut. Ancak bu doğal bir döngü. Önümüzdeki kış döneminde de yağışları alacağız. Ancak burada şöyle bir sorun var ki yağışlar çok dengesiz. Eskiden Antalyalılar bilir ki, 40 gün 40 gece yağışlar olurdu. Bunlara kadı kaçıran yağmurları denirdi. Şimdi kadı kaçıran yağmurları yok. Bunlar bereketli yağışlardı. Toprak suyu içine alır ve yeraltı suları da bu şekilde beslenirdi. Ancak küresel ısınmanın da etkisiyle artık yağışlar dengesizleşti. Bir ayda düşecek olan yağış miktarı birkaç saatte düşer oldu. Bunun örneğini geçtiğimiz yıl Antalya özelinde yaşadık. Üstelik toprağı ve yer altı sularını daha az besleyen ve bereketsiz olarak bilinen bu yağışlar, afetlere sebebiyet vererek, can ve mal kayıplarına da sebep oluyor” dedi.

ALTERNATİF ŞART

Antalya'nın yer üstü su kaynakları da yer altı suları gibi son dönemde adeta alarm veriyor. Nitekim Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı da veriler ile bu durumu doğrulayarak çözüm önerilerini paylaştı. Karancı, “Kırkgöz su kaynağındaki debi 12 metreküpten 5 metreküpe düştü. Bu düşüş bu şekilde devam ederse Antalya'yı besleyen en önemli su kaynaklarından olan Kırkgöz bile kuruyacak. Burada çok büyük bir risk var. Alternatif oluşturmak zorundayız. Baktığımız zaman Antalya'da yeraltı sularının önemi çok daha yüksek. Çünkü Antalya'daki sular %99 oranında yer altından sağlanıyor. Bu yer üstü su kaynakları ile birlikte yeraltı kaynaklarının da büyük bir risk altında olduğu anlamına gelir. Bu noktada alternatif olarak Oymapınar ve Karacaören barajları ilk sırada gelmelidir. Antalya’nın su kullanımında ikinci bir su kaynağına acil olarak ihtiyaç vardır” ifadelerini kullandı. 

SU YÖNETİMİ ÖNEMLİ 

“Suyu yönetmemiz gerekiyor” diyen Mustafa Karancı, “Yağmur sularını bir an önce yeraltına ulaşması için her türlü çabayı göstermemiz gerekiyor. Bu noktada en güzel seçenek ‘sünger kent’ dediğimiz yağmur sularının ziyan olmadan yeraltına karışmasını sağlayan sistemler bütünüdür. Bunun için çalışmalar yapmamız gerekiyor. Sünger kentler yer altı sularını daha rahat daha verimli besler. Yer altında suları depolayabiliyor olmamız da yaz dönemindeki kuraklıkları bertaraf edebileceğimiz anlamına gelir. Yer altında da suyumuz yoksa, kuraklık  başımıza çok büyük felaketler açmaya muktedir olur” diye konuştu.

SU KESİNTİLERİ, SU GELİMLERİNE DÖNÜŞECEK 

Mustafa Karancı, “Telefonlarımıza “şu saatler arasında sularınız kesilecektir” diye bildirimler geliyor. Eğer biz bu şekilde dikkatsiz olmaya, suyun sınırsız olduğu algısı varmışçasına hareket etmeye devam edersek maalesef ki çok yakın zamanda sular kesilecek bildirimi yerine “şu saatler arasında sularınız gelecek” bildirimlerini göreceğiz. Dikkat etmezsek bu çok uzak bir tarihte olmayacak. Bunun için hala geç değil” ifadelerini kullandı.

ÇOCUKLARIMIZ SUSUZ KALACAK

“Su, atalarımızdan miras olan ve çocuklarımıza emanet edeceğimiz bir mevhumdur” diyen başkan Karancı, “Suyu sadece bizimmiş gibi sınırsızca tüketmek şu anda canının yanmasına, karnının aç kalmasına dayanamadığımız çocuklarımızın ilerleyen süreçlerde susuzluk ile mücadele etmesine ve belki de su sebebiyle birçok hastalık ile boğuşmasına neden olacak. Bunu  farkında olmamamız çok üzücü” diyerek sözlerini sonlandırdı.